CTP-Talat kavgası..! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

CTP-Talat kavgası..!

Özellikle seçimler sonrası Mehmet Ali Talat’ın, hükümet formülü konusunda fikrini beyan etmesi ve bunu değişik ortamlarda birkaç kez dile getirmesi, anlaşılan CTP yönetiminin oldukça canını sıkmış. Talat’ın UBP’yle ortaklık kurulabileceği yönündeki tezlerine karşı çıkanlar, onun diğer söylediklerini görmezden geliyorlar. Oysa dedi ki;  “UBP ile DP’nin aynı zihniyete sahiptirler…, içinde bulunduğumuz koşullarda DP’nin Eroğlu’nun vesayeti altındadır… Eroğlu da, çözümden yana değildir…, CTP’nin UBP’den el aman çekmesinin baş sorumlusu Eroğlu’dur…. vesayet altında olan DP ile koalisyon kurulabiliyor da Eroğlu’ndan büyük oranda arınmış bir UBP ile neden olmasın…” .  Bence sadece siyasi tecrübesiyle, “tek yönlü düşünmeyin” tavsiyesinde bulundu.
Talat’ın bu açıklamalarına karşı CTP bir süre sessizliğini korudu ve yorum yapmaktan kaçındı. Konu önce sosyal medyada gündem haline geldi ve bir takım gruplar Talat’a sert çıkmaya başladı. Ardından CTP de cevap verme gereğini duymuş olacak ki Genel Sekreter Asım Akansoy da sosyal medya tartışması görüntüsüyle,  Talat’a yanıt verdi. Akansoy’un sözleri oldukça sertti; “Parti içi tartışmaların sosyal medya üzerinden yapılması evet yanlıştır; gerekçesi her ne olursa olsun, partinin olası siyasi ortaklık tercihlerine medya üzerinden sürekli müdahale etmek de bir o kadar yanlış, bir o kadar disiplinsizliktir. Lütfen hepimiz dikkatli olalım” ifadelerini kullandı…  
Sanal ortamda yaşanan bu cevap tartışması, bir anda gerçek gündeme dönüştü ve doğal olarak tüm CTP’lileri de etkiledi. Talat’ın görüşlerine saygı duyanlar kadar, Talat’ın tüm bu çıkışlarını 2015 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine bağlayanlar da oldu. Özellikle Talat’ın “AKP’ye yakın” söylemleri de birtakım CTP’li arasında rahatsızlık yarattı. Hatta Talat, “makam uğruna” AKP’nin rotasına girdi suçlamalarına bile maruz kaldı… En büyük eleştiri de, Talat’ın tıpkı Eroğlu gibi partinin içişlerine karışması olarak gösteriliyor. Oysa ikisi arasında büyük farklar var. Talat CTP ile ilgili sözleriyle, partiyi parçalama, partiyi ele geçirme gibi bir hedef gütmüyor. Sayın Eroğlu ise tam tersine, “benim olmazsa batsın” mantığıyla hareket ediyor… 
Esas olan, Asım Akansoy’un sanal ortamdan Talat’a verdiği yanıtın bir parti görüşü mü, yoksa kendi şahsi görüşü mü olduğudur. Ben Talat’a karşı söylenenleri, parti yönetiminin de görüşüdür diye düşünüyorum. Özellikle Sayın Talat’ın koalisyon konusunda ısrarla bir partiyi işaret etmesi, CTP yönetimini zora sokmuş olabilir. Hatta bu tür konuşmalar koalisyon görüşmelerinde CTP’nin elini zayıflatmış da olabilir. Ancak gerekçe ne olursa olsun, Talat’ın değerlendirmelerini yanlış, hatta “disiplinsiz” bulan bu tür söylemler, CTP yönetimi ile “bıyıklılar” diye tabir edilen grup arasındaki kavganın bir başka boyutunu sergilemektedir. Özkan Yorgancıoğlu ile birlikte yıkılan bazı tabular, ortaya konan farklı ideoloji ve görüşler, her ne kadar kamuoyunda tartışılmasa da, CTP’de bir kabuk değişimi yaşandığını, tıpkı “yeni UBP”gibi, “yeni CTP” misyonunun da hayata geçirilmeye başladığını söyleyebiliriz. 28 Temmuz seçimlerinde başta Ömer Kalyoncu ve Ferdi Sabit Soyer olmak üzere, “eski CTP’lilere” karşı yürütülen ve bir yerde başarılı olan kampanya, CTP’deki “kulvar” değişikliğinin ilk habercisiydi…  Özellikle genç CTP’liler tarafından talat’a yönelen bu kampanyayı da, ben bu kabuk değişimine bağlıyorum. Ha, bu kabuk değişimi, yeni ve başka tabuları ortaya çıkartır mı, çıkartmaz mı, onu ilerleyen zamanlarda göreceğiz.
Bu “kavganın” devam etmesi, bir başka soruyu da beraberinde getirecektir doğal olarak. 2015 yılında CTP’nin Cumhurbaşkanı adayı Talat değil mi..? Parti içindeki “eski-yeni” kavgasının devam ettirilmesi, CTP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yeni bir aday çıkaracağı varsayımını da düşünmemize neden olacaktır…Ya Talat CTP’nin içişleri ile ilgili yorum yapmaktan vazgeçecek, ya da öyle görülüyor ki CTP, Talat’la köprüleri atacak…    

 


YERİN KULAĞI VAR
İDEALLER ÇEŞİT ÇEŞİT:
Ortada öyle bir hava var ki, sanki kulağıma “Bizi seç, bizi seç” sesleri geliyor. Daha kısa bir süre önce tüm partilerin “Biz olmasak da olur” havasına karşın, yumurta kapıya gelince, partilerin yetkili organları değil ama, kendini bakan-müdür-müsteşar görenler seslerini yükseltmeye başladılar. Bakalım kurulacak hükümet “toplumsal idealler” mi, yoksa, yine bildik “kişisel idealler” temelinde mi olacak. Siz bu satırları okuduğunuzda, CTP’nin ilk 5 gün hangi partiyle görüşeceği de belli olmuş olacak. Final sürecini artık bu gözle izleyeceğiz…

NAFİLE TURLAR:
Bundan 30-40 yıl önce, Türkiye’nin sürekli olarak koalisyonlara mahkum olduğu kabus yıllarından aklımda kalan bir söz var “Nafile turlar”. Hani Demirel görevi aldığında, aklında kuracağı hükümet formülü hazır olurdu… Buna rağmen, göstermelik olarak önce ikinci gelen partiye, yani CHP’ye de gider, hatta tüm partileri bir kaç defa turlardı. İşte onlara nafile turlar denirdi. Bizde de yıllarca böyle oldu. Bu kez ilk defa görevi alanın seçeneği bol. Katı, köşeli, önyargılı siyasetten vaz geçme süreci başladı gibi, ama buna karşı da güçlü bir direnç var sanki…

HELE BİR KARAR VERİLSİN:
Yangın helikopterini aldık da, bakımı idamesi kaldı. Hele bir almaya karar verelim, bence gerisi kolay. Aklıma ilk gelen Sivil Savunma. Her türlü imkanı var. Bir kaç istihdamla bu sorunu çözebilir. Diğer yandan Güvenlik Kuvvetleri de aynı şekilde. Yahu nasıl bir halkız ki, en ciddi konularda bile ayak sürüyecek mazereti hazır ediyoruz…

TESADÜFÜN BU KADARI:
Yeşilırmak’a cehennemi yaşatan yangının, bilinçli olarak çıkarıldığı yönündeki iddialar yeni bir tartışma yarattı. Güzelyurt’ta yaşanan sel felaketinin ardından da, “baraj kapaklarının bilinçli olarak açıldığı” iddia edilmiş, ancak ispatlanamamıştı. Şimdi benzer iddialar, Yeşilırmak yangını ile ilgili olarak yapılamaya başlandı. Hiç birimiz de olabilir mi diye düşünmedik. Çünkü geçmişte yaşanan tecrübelerimiz vardı ve iddiayı yapan da aynı kaynaktı. Ne büyük bir güven kaybı, görüyorsunuz değil mi?

TALAT İSTENMEYEN ADAM:                                                                                                                          

   Talat’ın, siyasetin Facebook üzerinden yapıldığı yönündeki eleştirilerine karşı CTP Genel Sekreteri Akansoy, “Kimle ortaklık kuracağımıza karışmak da yanlış” diyerek cevap verdi. Öyle görülüyor ki Talat, özellikle son yaptığı açıklamalarla CTP içerisinde epey huzursuzluk yaratmış. İster misiniz UBP’lilerin Eroğlu’na yaptıklarını, şimdi CTP’liler de Talat’a yapıp, istenmeyen adam ilan etsinler…
MUDİLER NEFES ALDI:                                                                                                                                            

    Kuzey Kıbrıs Bankalar Birliği, üyesi olan bankalara, mazbata işlemlerini 16 Eylül’e kadar askıya almaları yönünde tavsiye kararı açıkladı. İyi güzel de, sürekli erteleme ile bu iş nereye kadar gidecek. Hükümetin bir an önce kurulup, bu soruna kalıcı bir çözüm üretmesi gerek… 
BABALAR SEVER DE DÖVER DE:                                                                                                                          

  Doğuş Derya’nın da içinde yer aldığı FEMA: “Yorgancıoğlu ayar ve azar çeken baba figürünün sadece sağ siyasete özgü bir durum olmadığını göstermiştir” diyerek, Yorgancıoğlu’nun Doğuş Derya’ya yönelik sözlerine tepkilerini dile getirmiş. Ancak bilmiyorlar mı meşhur bir söz vardır, “babalar hem sever, hem de döver” diye…

ESAS SUÇLU BİZLERİZ:                                                                                                                                             

  Geride bıraktığımız hafta trafiğe 2 can verirken, meydana gelen 83 kazada 11 kişi de yaralanmış. Yıllardır kazalardan sonra hep elverişsiz yolları ve sistemi suçladık. Ama aslında gerçek olan, suçun büyüğünün bizde olduğudur. Sistemi, bozuk yolları suçlayarak, hep gerçekleri görmezden geldik. Ancak görüyoruz ki aslında tek suçlu bizleriz. Direksiyon başına geçtiğimizde ne yazık ki kendimiz kaybediyoruz…

ZİRVEDEKİLER                                                                                                                                                   

Sibel Siber: Başbakan Siber, “yıllarca çözülemeyip ertelenen sorunların eğer toplum menfaati gözetilecekse yapılabileceğini gösterdik. Eğer gerçekten istenirse yapılabilir. Biz istedik ve yaptık…” dedi. Demek ki, bir şeyler yapmak için istemek gerekmiş, gerçekten İSTENİRSE yapılabildiğine biz de inandık…

DİPTEKİLER
AB’nin İkiyüzlülüğü: Arap ülkelerindeki karışıklıklar, batıya doğru bir mülteci akını başlattı. “Mülteci Hakları” diye büyük büyük laflar eden AB ülkeleri ise, akını Avrupa sınırlarında durdurmaya çalışıyorlar. Uluslararası Af Örgütü sözcüsü Franziska Vilmar, AB’nin kapılarını mültecilere kapatmaya çalıştığını ve uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmediğini söylüyor. Olaylar başladığında 5 bin mülteci alacağını duyuran Almanya’nın tek bir kişiye bile izin vermediğini açıklıyor. BM kayıtlarına göre Türkiye’ye, sadece Suriye’den bugüne kadar 50 bin kişi iltica etmiş durumda…

 

Akıncılar yolu harita üzerinde tamam. Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı İsmail Başarır, Akıncılar Belediye Başkanı’na yeni yolun geçmesi ön görülen güzergahı harita üzerinden anlattı.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar