Çok basit madam Spehar... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

Çok basit madam Spehar…

Köş, MoreketMehmet Moreket

BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar’ı ilk kez endişe ifade ederken gördüm.

Genelde BM görevlileri mesajlarında umudu öne çıkarırlar.


Yeter ki görüşmeler bir şekilde sürsün, biterse de yeniden başlasın falan.

Benim inancıma göre, özellikle de BM’nin ağır toplarının asıl amacı, durumun bu şekilde sürmesidir, değişmesi değil. Çünkü değişimden korkarlar. Öyle ya, neredeyse 60 yıldır kurdukları bir denge var ve o dengenin bozulmasını istemezler. Stratejileri, mevcut statükoya göre şekillenmiştir. Çıkarları ha keza. En küçük bir değişimle yeni baştan hesaplar yapmak zorunda kalacaklar.

Dahası, son on yıla ve belki de gelecek on yıla damgasını vuracak olan Doğu Akdeniz’deki gaz değil,  hakimiyet paylaşımı da, bölünmüşlüğün devamını gerektiriyor.

Siz bakmayın Annan Planı’na. Kuzey’den “evet” çıkacağı çok açıktı. Ama aynı şekilde güneyden de “hayır” çıkacağı.

Planın hazırlık aşamasında güney Kıbrıs’a tek başına AB’ye girme taahhüdü vermek, sadece ve sadece güneyden “hayır” çıkmasına hizmet ederdi, onlar da bunu yaptılar.

Şimdi Bayan Spehar, önce “Bunlar, hem adada hem de bölgede çok önemli zamanlar” ifadesini kullanmış. Hani bizim “Kıbrıs meselesi kritik aşamada” lafı gibi. Arkasından da, yeni bir müzakere sürecinin başlaması konusunda, belirsizlik nedeniyle endişeli olduğunu açıklamış.

BM’nin müzakerelerin başarılı olması ve yaşayabilir ve kalıcı bir sonuca varılması için gerekli koşulların oluşturulmasına;  barış hedefi için liderlere ve aynı zamanda ortak parlak bir gelecek için çalışanlara yardım etmeye sıkı sıkıya bağlı olmayı sürdürdüklerinin de altını çizmiş.

Kendisi acaba kaçıncı BM Temsilcisidir? Biz kaçırdık artık ama eminim o biliyor. Sadece o sayıya bakarak bile, bugüne kadarki “çabaların” sonuç vermemesi üzerinde düşünmek gerekmez mi?

Bayan Spehar’ın endişelerini biz de paylaşıyoruz. Ancak kaçırdığımız bir şey var, her seferinde başlayan, kötü sonuçla biten, ya da başlayamayan bir süreç için duyuyoruz bu hayal kırıklıklarını. Ya genelde? Bunca yıl. 68’den alsan 51 sene. Haydi 74’den başlatalım, 45 sene. Kaç nesil geldi geçiyor. Biz hala sonucu belirsiz bilmem kaçıncı müzakere sürecine hazırlanıyoruz.

Oysa çözüm denen şey çok zor değil. Hele de bugünün “olmaz diye bir şey yoktur” gerçeği üzerine kurulu dünyasında.

Sadece, ama sadece bunca yıl masada dirsek çürütenlerin kayıtlara geçen mutabakatlarına bakarak birkaç saat içinde bir formül çıkabilir. Müzakerelerin sonuç alıcı olmasını gerçekten isterseniz, bugüne kadar halledilmiş olanları alt alta yazar, itiraz kabul etmezsiniz. Ha, bundan da cayan varsa, bir zahmet deşifre edersiniz. O zaman yaptığınız işin bir anlamı olur.

Tabii bunu BM’nin memurları yapacak değil. Siyasi iradeler karar verecek. BM’nin yapacağı, siyasilerin önüne net dökümanlar koymak.

En basit örnek, siyasi eşitlik… BM Barış Gücü’nün görev süresini uzatan son kararda da vurgulandığı o malum tanıma uygun olması gerektiği neden Anastasiadis’in önüne konmaz? Maraş ya da ambargolar konusunda BM kararlarına atıf yapılır da, bu siyasi eşitlik konusunda “BM parametresi budur” denmez? Her iki taraf da BM parametrelerine bağlılıktan söz eder ama, güney Kıbrıs bunu göz göre göre sulandırır.

Elindeki verileri verirsin bilgisayara, ortak noktalar, mutabakatlar, anlaşılmış konular ortaya çıkar. Oysa şu anda tam tersine, geçmişte üzerinde anlaşmaya varılan, BM’nin de onayladığı birçok şey yeniden tartışılmakta.

Sürekli “u” dönüşleri olan bir yola her seferinde yeniden girilmesi ve sürmeye devam edilmesi isteniyor. Bence sizin endişenizin kaynağı da budur. Ama açıkça söylemiyorsunuz.

Bu görüşmeler eğer zamanında Denktaş’ın eleştirdiği gibi “sepetle su taşıma” maksatlı değilse, kolaydır Sayın Spehar. Çok kolay. Yeter ki ustalar istesin.

YERİN KULAĞI VAR

ÖZERSAY “PAZARLIK YAPMADIM”:

HP lideri ve Dışişleri Bakanı Özersay,  “Cumhurbaşkanlığı konusunda pazarlık yapmış olsaydım, bakın ortama? Nasıl olur da değil bir tane, UBP’de en az dört tane cumhurbaşkanı adayı var” diyerek yanıt verdi. Ancak “Tatar’la benim aramda böyle bir konuşma geçmedi” diyemedi. Keşke daha net konuşsaydı. Çıkan iddiaları bire bir yalanlayabilseydi. İlginç olan, Tatar da yalanlamadı.

KİM KAZANIR?:

CMIRS şirketinin son yaptığı ankete göre cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sandığa gitmeyecek olanların oranı yüzde 28.6’ya ulaşmış. Bir önceki ankete göre yüzde 1’lik bir düşüş yaşayan Akıncı 31,8’le ilk sıradaki yerini koruyor. İkinci sırada yüzde 17 ile Tufan Erhürman yer alırken, oylarındaki düşüş süren HP lideri Özersay ise, yüzde 4.8 ile listenin sonunda yer aldı. Seçime yaklaşık 6 aylık bir süre var. Adayların netleşmesi halinde sıralamada değişikliklerin olacağı kesin. Bana göre sonucu belirleyecek olan yüzde 28.6’lık sandığa gitmeyeceğini söyleyen kesim. Bunları ikna eden sandıktan başarı ile çıkar…

SÖYLENEN BAŞKA, UYGULAMA BAŞKA:

Başbakan ekonomiden umutlu. Ama şartı da var, kaynak akışı zamanında yapılırsa. Bundan istediğinizi anlayabilirsiniz. Vurguladığı bir şey daha var; teşvik programlarının gözden geçirileceği. Doymuş olmayan sektörlere yöneldiklerini söylüyor. Kaç hükümet programında, kaç protokolde yer alan bir konu. İnsanlar üniversite, kumarhane, 5 yıldızlı otel, inşaat sektörlerinden milyar dolarlar elde edip, dünyanın en zenginleri listesine girerken, “yok artık, teşvik, muafiyet buraya kadar” denmedi, denemiyor. Değil değiştirmek, aksine aynı teşviklerle yeni kumarhaneler, yeni 5 yıldızlılar, yeni üniversiteler geliyor. Çelişkiye bakar mısınız?

LAFLA PEYNİR GEMİSİ…:

Turizm ve Çevre Bakanı Ünal Üstel, BRT’de Girne antik limanının 2020’de çekim merkezi olacağını, bir denetim merkezi kurulacağını söyledi. Aynı şeyleri söyleyen diğer bakanları geçelim de, bizzat kendisi taa 2011’de limanı ziyaret edip, “tarihi yat limanı Girne’ye yaraşır bir hale getireceğiz” demiş, bir de deneti kurulu oluşturmaktan söz etmişti. Ertesi yıl da söylediklerini tekrar etmiş, muhalefete geçtikten sonra Meclis’te sürekli olarak Girne limanının bakımsızlığını eleştirmişti. Aynı göreve tekrar gelince de ilk söylemlerine geri döndü. Durum bundan ibarettir…

 BAYBARS MI, ATAKAN MI?:

Özersay sonrası HP’de başkanlık koltuğuna kimin oturacağı şimdilik sessiz tartışılmaya devam etse de, Özersay’ın kendinden sonra başkanlık için aklındaki ismin İçişleri Bakanı Ayşegül Bayabars olduğu ancak, tabanın Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan’ı istediği iddia ediliyor. Cumhurbaşkanlığı hayali biten Özersay’ın başkanlıktan çekilmesi zor görünse de, tabanda her geçen gün Özersay’a karşı tepkilerin oluştuğu da bir gerçek…

 PARA, PARA, PARA:

Belli ki hükümetin sıcak para bulabilmek adına yapmayacağı şey yok. Türkiye’den 2020 yılında  gelmesi beklenen yardımlarda da sıkıntı yaşanabilir. Bunun farkında olan hükümet, “yatırım” adı altında ülkede sınırsız casino izni verilmesi için teni bir yasa hazırlığı yapıyor. Diğer yandan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 19 yıl geriye dönük olarak ödenmeyen sigorta primleri için af çıkarmanının yanında gecikme fazilerinde de indirime gidiyor. Sadece bundan devletin kasasına 50-60 milyon bir kaynak girmesi bekleniyor. Hükümet para bulmak için, ülkeyi kumar cennetine çevirmekten, yıllardır düzenli pirimini ödeyen sigorta mükelleflerini “enayi” yerine koymaktan çekinmiyor…

 ZİRVEDEKİLER

Cenk Diler: “Evet! Bu seçim halkın seçimi olacak… Halk, kimin yanında olduğunuzu, egolarınız, şahsi menfaatleriniz için ne pazarlıklar yürüttüğünüzü, kimlerin kesesini doldurmak için yarıştığınızı görüyor. Çok da iyi biliyor! Tanrı sizin gibilerin sandığını’ versin! Bu halk sizi oraya gömecek!…”

DİPTEKİLER

Batak Kurum TÜK ve Vatandaştan Kesilen Yüzde 3’ler: Toprak Ürünleri Kurumu’nun zararlarını gidermek amacıyla yediğimiz içtiğimiz her türlü ithal maddeye konulan yüzde 3 fonu ödemeye devam ediyoruz.  Aylık tüketimimiz içinde belki de yüzlerce lirayı bulan katkımız var. Ödediğimiz oradaki görev zararı. Bunun gerçek anlamda üreticiye ya da tarıma desteği yok. Yapılan yanlışları ödüyoruz.  Ama gelin görün ki, TÜK yine batak. Bizzat Bakan Oğuz, mali durumunun bozuk olduğunu tekrar ediyor. Yine de bu verimsiz kurum lağvedilmiyor, sırtımıza yük olmaya devam ediyor.

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar