Çocuğunuz Sizinle İnatlaştığında Nasıl Tepki Gösteriyorsunuz? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Poli

Çocuğunuz Sizinle İnatlaştığında Nasıl Tepki Gösteriyorsunuz?

inatlaşma
Damla Günsel
Damla Günsel

Yoğun bir günün ardından uyku zamanı, yorgunsunuz. Ufaklık da yorgun gözünden uyku akıyor; ancak yatağa gitme planına sadık kalmayacağı belli. “Uyku zamanı!” dediğinizde yanıt gecikmiyor: Hayır!

Genelde okul öncesi çocukları olan anne babaların en çok sorun yaşadıkları, ne yapacaklarını bilemedikleri, güçsüz ve çaresiz hissettikleri konuların başında geliyor inatlaşmalar.  Evet bu yaş dönemi gelişim dönemleri arasında zorlayıcı olanlardan biri, inkâr edemem. Bu yaş dönemi çocukları için “HAYIR!” favori kelime halini alıyor zamanla. Aslında inatlaşmalarının nedeni gelişimlerinde önemli bir adım gerçekleştiriyor olmaları. Kendi kararını verme, bağımsız bir birey olma yolunda önemli bir adım çocuklarınız için; ama anne babalar için yorucu olabiliyor bu direniş.


Çocukların sağlıkları söz konusu olunca özellikle taviz verilemeyecek konular var biz yetişkinlere göre. Genelde sebze yemek istemeyen, uyku saati odaya gitmeye direnen ve bu soğuk havalarda ceket ya da çorap giymek istemeyen, kendinden emin ufaklıklar yetişkinleri ne yapacakları, nasıl davranacakları konusunda zorluyor. Hal böyle olunca yapılması gereken yapılana kadar yetişkinle çocuk arasında bir güç çatışması başlıyor.

Bu sorunun çözümü iki alternatifli genelde anne babalar için: Ya ufaklığa kendi istediğini yapması için izin verilecek -ki bu bazı konularda mümkün olmuyor- ya da yetişkinin istediğini yapana kadar direnilecek, olmadı sonunda istediği bir şeyden mahrum bırakılacak, yani cezalandıracak! Ancak şu noktayı kaçırmamak lazım: Yetişkinler sınırları belirler çocuklar ise sınırları zorlar. Peki çözüm inatlaşmak mı? Sanmıyorum!

bosanma-danısmanı

 

Taviz verilemeyecek durumlarla nasıl baş edebilirsiniz?

Sınırların zorlanması yorucu olabiliyor kimi zaman. Sabır tükenince bu zorlamalar sizi öfkelendiriyor hatta çocuğunuza bağırmanıza neden olabiliyor.  Peki bakalım sizi bu noktaya getiren ne?

 

  • Sizi tetikleyen şey ne? Öncelikle çocuğunuzun inadı karşısında kendinizi güçsüz, yorgun, öfkeli ya da bezgin hissettiren nedeni anlamanız gerekiyor. Öfke bir diğer duygunun maskesi olabiliyor, mesela kaygı, korku, çaresizlik gibi. Bir süre önce sözünüzden çıkmayan bebeğiniz bağımsızlaşırken sizi dinlemeyebilir. Bu durum size neler düşündürüyor ve nasıl hissettiriyor?

 

Şu örnekten devam edelim: Ufaklığın uyku saati, yorgunsunuz. Uyusa siz de kendinize biraz zaman ayırabileceksiniz.  Ama hayır, o uyumak istemiyor. Siz direndiğinizde çocuğunuzun öfke krizi geçirmesinden endişeleniyor olabilirsiniz. Ama uyuması lazım!

Sözünüze karşı gelmesi belki de başarısız bir ebeveyn olduğunuzu düşünmenize ve kaygılanmanıza neden olabilir. Ya da mükemmellik bekleyebilir, çocuğunuz size karşı gelince kontrolü kaybettiğinizi düşünebilirsiniz. Daha bunlar gibi pek çok şey geçebilir aklınızdan, bu düşünceleriniz ise öfkelenmenize ve çocuğunuza bağırmaya kadar götürebilir sizi. Duygularınızı ve davranışlarınızı tetikleyen etkenleri fark etmeniz sakin kalabilmeniz için size yardımcı olacaktır.

Ebeveynlik öğrenmekle geliştirilebilen bir beceridir. Her yeni yaşantı yeni bir öğreti getirecektir. Ancak mükemmellikle ilgili endişeleriniz varsa “Yeterince İyi Ebeveyn Olmak Yeterli” başlıklı yazıma http://resimler.havadiskibris.com/yeterince-iyi-ebeveyn-olmak-yeterli/ linkinden erişebilirsiniz.

 

  • Empati kurabiliyor musunuz?

Herkes anlaşılmak ister, sevdiği kişinin onu önemsemesini, yaşadığı duygular ne kadar yoğun olursa olsun kabul edilebilir olduğunu bilmek ister. Kızınız ya da oğlunuz da bunu deniyor, size kendini anlatmaya çalışıyor; bu sizin kullandığınız yönteme benzemiyor olabilir, tarzı sizinkiyle aynı olmayabilir ancak deniyor.

Empati ilişkilerin şeklini inanılmaz bir şekilde değiştirebiliyor. Anlaşıldığını ve sevildiğini, desteklendiğini hissettiği zaman çocuğunuzun rahatlayacağını fark edeceksiniz. O zaman güç savaşları da yerini karşılıklı anlayışa bırakacaktır.

 

  • Panik yapmayın! Çocuğunuz hemen sakinleşemeyebilir, ya da uzlaşma noktasına gelmeyebilir. Böyle bir anda çocuğunuza ders vermeye çalışmak ya da ona nasihat etmek yerine kendi davranışlarınıza yönelin. Sakin kalmaya çalışın. Derin bir nefes alın, empati kurun, yanında olun ve bekleyin. Çocuğunuzun yaşadığı bu yoğun duygularla sizin başa çıkabileceğinizi bilemeye ihtiyacı var; bu da geçecektir.

 

  • Esnek olmaya çalışın. Herhangi bir konuda geri adım atılamayacağını düşünüyorsanız bu güç savaşına ve dirence zemin hazırlamak anlamına gelir. Eğer çocuğunuzla inatlaşmaya başlamışsanız, bunu fark ettiğiniz anda durun. Neye direnç gösterdiğinizi sorun kendinize. Bu inatlaştığınız konu gerçekten de taviz verilemeyecek bir konu olsa da anlaşmaya varmanın başka bir yolu olamaz mı? Öfkelenmek ve ceza uygulamak yerine farklı çözüm yolları denemek, çatışma çözme yöntemleri uygulamak, yeni bir alternatif üretmek, esprili bir yaklaşımla onu ve kendinizi rahatlatmak ufaklığınızın bağımsızlaşmasına izin verirken çatışmalarınızı da azaltacaktır.

6653_furkan_vakfi_alparslan_kuytul-1

Güç savaşları, aşılmaya çalışılan kurallar ve inatlaşmalar bu yaş döneminde olması beklenen gelişimsel özelliklerdir. Ancak çocuğunuz öfke krizleri geçiriyor ve kolay sakinleşemiyorsa, büyük ve yoğun duygularla nasıl başa çıkabileceği konusunda yardımınıza ihtiyacı olduğu anlamına gelebilir.  İkileme düştüğünüzde derin bir nefes alın ve çocuğunuz için en iyisini yapmaya devam edin. Kabul ediyorum bu direniş karşısında belki de birkaç derin nefese ihtiyacınız olacaktır! Bu konuda ne yapacağınıza dair bir fikriniz yoksa ve baş edemeyeceğinizi düşünüyorsanız yardım almayı deneyin. Amacınız mükemmel olmak değil, yeterince iyi olmak olsun. Bunun için yardım almaktan çekinmemelisiniz. Yeterince iyi bir ebeveyn olmak bunu gerektirir, ne dersiniz?

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar