Sezonun ikinci devresinde ilk kez izlediğim Cihangir’i başarılı olduğu geçmiş yıllarındaki gibi buldum. İlk kez kenetlenmişler, inanmışlar ve arzulamışlardı. İlk devre rüzgarı da arkasına alarak oynadılar ve 45 dakikayı 2-1 önde tamamladılar.
İlk devreden bir topları direkten dönerken iki net pozisyonu da değerlendiremediler.
Bağcıl takımı ise ilk devrede kendinden bekleneni veremedi. Hele ikinci devre hiç başarılı performans sergileyemediler. İlk devre rüzgara karşı oynarlarken daha etkili olmuşlardı.
Bağcıl’da kadro kalitesi ile sahada sergilenen oyun kesinlikle birbirini tutmuyor. Hüseyin Sadıklar, Raif ve İsmail dışında Cihangir karşısında topa basıp organize futbol oynamayı başaran olmayınca mağlubiyet kaçınılmaz oldu.
Geçmiş maçlarda kendinden bekleneni zaten veremeyen Ertaç için dün bunu da söyleyemeyiz çünkü hiç topla buluşamadı, istediği topları alamadı.
Bağcıl’da dün en beğendiğim isimlerden biri Mustafa Denizer’di. Londra’dan getirtilen futbolcu gerçekten kaliteli ve iyi işlenirse ülkemiz futbolu adına önemli kazanım olacak.
İkinci devre Cihangir rüzgara karşı oynamasına rağmen yerden oynayıp topu kanatlara açmayı başardı. Skor olarak önde olmanın avantajı ile göbekte de çok adamla yer alınca Bağcıl’a pas yaptırtmadılar. Risk alarak çok adamla çıkan Bağcıl’ın savunma arkasına atılan toplarda biri Fırat biri Sezer’le net pozisyon bulan Cihangir, Osman ile farkı ikiye çıkarsa da son dakikada İsmail’in golüne engel olamadılar.
İkinci devrede rüzgarı da arkasına alan Bağcıl bir türlü topu ayağında tutamayıp pas yapamadığı gibi, Cihangir futbolcuları kendilerine uzaktan şut açısı da bırakmadı. İkisi serbest vuruştan Ertaç ve bir de Hüseyin Sadıklar’ın şutu ile tehlike yaratan Bağcıl İsmail’in uzaktan bir şutunda da ikinci golü buldu ancak mağlubiyet kaçınılmaz oldu.
