Son aylarda çok üzücü olan, yayınlarda toplumu üzücü ve parçalayıcı söylemlerin halkın moralini olduğu kadar asabını da germesidir..
Çevremizde hak ve menfaatlerimizle ilgili gerek Kıbrıs gerek Türkiye üzerinde çeşitli uluslararası sorunlar karşısında milletimizin bir bütün olarak hareket etmek, sorunlar için birlik ve beraberlik içinde çözüm üretmek varken ve gerekirken her gün tahrik edici suçlayıcı aşağılayıcı, iftira ve söylemleri saptırma gayretleri içinde insanların birbirlerini hedef tahtası haline getirme çabaları çok üzüntü ve endişe verici boyutlara ulaşmıştır. Fikirler tartışılsın olgunlaştırılsın, hakaret, ağza alınmayacak küfür zafiyettir.
Hele şimdi son zamanlarda çok yaygınlaşan, belki bu Covid 19pandemisinin getirdiği koşulların da artı etkisi ile, gerek bazı yayınlarda ve sosyal medyada her gün işlenmekte olan ve karşı karşıya getirilmekte olan Kıbrıs Türkleri veya Kıbrıslı Türkler, (ki bu tabirlerin dahi çok değişik şekilde tarifleri yapılmaktadır) ile Türkiye kamuoyu arasına nifak tohumları saçan söylemlerin karşılıklı hakaretler düzeyine çıkarılması, çok tehlikeli tırmanışlara yol açmakta olmasıyla birlikte parçalayıcı ve çok üzücü bir hal almasıdır.
Sanki başka sorunumuz yokmuş gibi 1878’den sonra 100 yıldan beri bu ülkede toprağı için yokluklar çekerek evini malını mülkünü ve canlarını feda ederek tekrar Türkiye ile ulaşmak için top yekün bir milli mücadele veren ve Türkiye’nin de Kıbrıs Türklerinin hem selameti için hem de karşılıklı hak ve menfaatleri için verilen mücadelelerde çok bedeller ödemiş bir halka her gün söylenmedik hakaretlerin yapılması bu halkın gururu ile yıllardır devamlı oynanmasının toplum bünyesinde birikerek reaksiyona dönüşmekte olduğunu göremeyecek olanların lütfen bu tahrik edici karşılıklı söylemleri bir tarafa koyarak saygı ve sevgi tohumlarının ekilmesini sağlayacak insani ve kardeşlik duygularının geliştirilmesine dönüşmesi temenni ve arzu edilen huzurlu ve hayırlı bir sonuç olur. Aynı şekilde bu hürriyet , var olma mücadelesinde her zaman Kıbrıs’lı Türklerin yanında olan ve gerek 1974 Barış Harekâtı gerekse öncesi ve sonrasında daima KKTC’nin ve halkının yanında olan Türkiye Cumhuriyeti’ne bu toplumun da yakınlığı, sevgisi ve bağlılığı bilinmektedir. Birbirimize hakaret etmeden konuşalım. Yapamaz mıyız? Yöneticilere de önemli görevler düşer. Bir milletiz.
Medeni uslûplarla görüşlerin açıklanması ve fikir mücadelesinin fikri varsa fikirle olmasıdır doğal olan. Görüş ayrılıklarını bazı insanların hakarete dönüştürme temayülleri başka eksikliklerinin kapatılması için veya antidemokratiktir ki zarar verici boyutlardan kaçınılmak gerekir.
Genelde her toplum için geçerlidir ve Toplum psikoljisi olarak bilinir, her haksız saldırı, hak edilmeyen davranışlar ve sözler karşı taraflarda bir aksülamel yaratır. Bu bireysel olarak insanda da böyledir.
Türk milleti olarak ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ ilkesini içimize sindirirken önce kendi içimizde ve TC-KKTC arasında bu huzuru sağlamak gerekir. Bir milletiz iki devletiz.
Çevremizde ve orta doğudaki tehlikeleri görmezden gelerek gerek karada gerekse denizde yabancı ülkeler tarafından geliştirilmekte olan çember ve hak gaspı politikalarına karşı hep birlikte ortak hareket ve görüşlerde işbirliği politikaları geliştirilmesi zamanıdır. Tabii ki demokrasilerde tüm insanlar aynı görüşte olmayabilir. Görüş ayrılıkları olabilir ve onun da ifadesinin bir adabı bir usulü vardır. Haksız hakaretler içeren ifadelerle bölünme yaratma hangi milliyetçilik veya vatan sevgisi duygularına girer? Birlik ve dirlik için çalışılmalı.
Bu hafta bu yazıyı yazma ihtiyacını özellikle yaygınlaşan yayın ve sosyal medyadaki bu yönde karşılıklı kişilerin ağza alınmaz küfürlerinden oldu..
Bizim neslin insanları farklı değer yargılarıyla birlik, bütünlük, sevgi, saygı, yardımlaşma, dayanışma, karşılıklı anlayış duygularıyla milli mücadelenin en güçlü ve zorlukları içinde büyüdüğü ve hayat felsefesini bu temeller üzerinde kurup devam ettirdiği içindir herhalde ki, birliğin, karşılıklı saygının arzusunu hissetmek istemektedir.
Seçim sürecinin de aynı duygular içinde ve covit19 salgının huzurla geçmesini dilerim.
Sağlıkla, Sevgiyle ve esenlikle kalalım.
13.9. 2020 Onur Borman
