İnsanların burada tarih öncesi zamanlardan beri yaşadığı söyleniyor.
Çünkü aslında burada yaşamak için oldukça makul sebepler var.
Mesela baştan sona bir ev inşa etmek zorunda değilsiniz, bir ön cepheniz olması yeterli.
Üstelik bu evler yazın soğuk kalıyor, kışın da sıcaklığını koruyor.
Burada insanlar dev bir kayanın altında yaşasa da, çevredeki “normal” yerleşim bölgelerinden daha farklı yaşadıkları anlamına gelmiyor.
Hatta barları, restoranları, marketleri bölgenin en iyileri arasında sayılıyor. Özellikle balı, zeytinyağı, Endülüs şarabı ile meşhur.
Genellikle ilkbahar ve yaz aylarında oldukça kalabalıklaşan bölgede, haftasonları neredeyse bütün kafelerin dolduğu söyleniyor.
Bölgenin adı, “Setenil de las Bodegas” zengin tarihinin bir işareti.
“Setenil” Latince ‘septem nihil’den yani ‘yedi kez hayır’dan geliyor. Dönemin egemen Katolikleri’nin bölgeyi Endülüs Emevileri’nden 7 kez almaya çalışmasından türemiş.
Setenil’de kayanın altındaki serin alanlar, üretilen yerel gıdaların geniş alanlarda saklanmasına izin verdiği için ismin ikinci kısmı Bodegas; yani Türkçe karşılığı ambar ekleniyor zamanla ve şu anki halini alıyor.
