Bin düşünüp bir konuşsak - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

Bin düşünüp bir konuşsak

Mete TümerkanMete Tümerkan

 

Kıbrıs konusunda Crans Montana’daki Kıbrıs Konferansının başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından ortaya çıkan durumda akılcı davranmak lazım.


Yeni bir sayfadan ve adımlardan söz ederken dikkatli olmak lazım.

Sağduyulu olmalı, aceleci davranmamalı, duygusal ya da ideolojik yaklaşımlarla tepki verilmemelidir.

BM parametrelerini bu aşamada tartışmaya açmak ya da atılması mümkün olmayan adımlardan söz etmek de doğru olmaz.

Bin düşünüp bir konuşmak gerek.

Boş konuşmamak.

Küçük siyasi rant elde etme adına ortalığı velveleye vermemek gerek.

Kıbrıs sorunu 1963 yılından bu yana uluslararası toplumun gündemini bir şekilde meşgul ediyor.

Sorunun ilgili tüm tarafları da soruna ilişkin pozisyonlarını 1959-60 Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluş ve ittifak anlaşmaları temelinde şekillendiriyorlar.

Kıbrıs Türk’ü 1963 yılından bu yana uluslararası hukukun dışında…

Rum tarafı Kıbrıs Türk tarafı ile ortaklık temelinde oluşan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni alıp bir Rum Cumhuriyeti’ne dönüştürmüş durumda…

Şu anda uluslararası alanda tanınan, BM’de kabul gören Kıbrıs Cumhuriyeti, altına imzalar konularak kurulmuş olan Kıbrıs Cumhuriyeti yapısından çok uzak.

Yapısı ile, anayasası ile kısacası herşeyi ile…

Bu durumun bir şekilde değiştirilmesi ve adada hüküm sürmekte olan yarım asrı aşan anormal durumun ortadan kaldırılması gerekiyor.

Bu kapsamda bugüne kadar çok ciddi mesai harcandı.

Liderler değişti, arabulucular değişti, zaman ve koşullar değişti ama anormal durumu normalleştirecek adımlar atılamadı.

Kıbrıslıların başlattığı süreç de son olarak Crans Montana’da çöktü.

Kıbrıslı liderler ortaya bir Kıbrıslı çözüm çıkaramadı.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın “Bu bizim kuşağın son denemesi” dediği deneme çözüm noktasına çok yaklaşsa da başarısızlıkla sonuçlandı.

Gelinen aşamada net olan bir şey var, o da Güney Kıbrıs’ta Şubat ayında yapılacak seçimlere kadar artık Kıbrıs konusunda yeni bir arayışın içerisine girilmeyeceğidir.

Şubat ayından sonra ne olacağı da bu aşamada meçhuldür.

Uluslararası camianın yeniden Kıbrıs’a dönüp bakması ve çözüm arayışlarını gündeme getirebilmesi için yeni şartlar oluşması gerekecektir.

Bu şartların nasıl ve ne şekilde oluşabileceği konusunda da şu anda kimsenin bir fikri yoktur.

Yani birçok belirsizliğin olduğu ve öngörü yapılabilmesinin çok zor olduğu bir dönemdeyiz.

Belirsizliğin hakim olduğu koşullarda ani kararlar almak doğru olmaz.

Akılcı olmak gerekir.

Her türlü olasılığı değerlendirmek, aceleci davranmamak ve yarın pişman olunacak adımlar atmamak gerekir.

Kıbrıs sorununda bu aşamada böyle bir noktadayız.

Toz duman oturmadan harekete geçmemeli, ama bu arada da neyi nasıl yapabileceğimizin hazırlıklarını yapmalı, planlamasını ve vizyonunu oluşturmalıyız.

Bunun için Cumhurbaşkanlığında yapılmakta olan değerlendirme toplantılarının önemli ve gerekli olduğunu düşünüyorum.

Bu toplantıların benzerlerini diğer kurum ve kuruluşlarla siyasi partiler de kendi içlerinde yoğun bir şekilde yapmalı.

Bin düşünüp, bir konuşmanın şart olduğu bir dönemden geçilen bu günlerde Kıbrıs Türkü için en doğru çıkış yolunu bulmak hepimizin ortak sorumluluğudur.

O halde zaman tribünlere oynama, küçük siyasi hesaplarla hareket etme ya da özetle popülizm yapma zamanı değildir.

Uzun lafın kısası akılların başa alınarak doğru şeylerin yapılması gereken bir zamandayız…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar