“Asmadan Kestim Üzüm Sevgilim İki Gözüm” - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

“Asmadan Kestim Üzüm Sevgilim İki Gözüm”

 

Kaç mevsim geçti üzerinden.
O bayramların…

Bakkalınız belli, makinistiniz belli.
Bisiklet tamirciniz belli.
Gittiğiniz pastane belli.
Uğradığınız park belli. (Hatta her seferinde aynı banka otururdu insanlar genellikle.)
Geçtiğiniz sokaklar belli.
Yürüdüğünüz caddeler…
Okulunuz…
Hatta caminiz belli…

Yaşadığınız şehri adınız gibi bilirdiniz…
O köşede bir sokak çeşmesi…
Bu kenarda bir yatır…
İşte orada okul…
İşte o ev, işte o ağaç…

Böyleydi…
Belliydi…

İçinde yaşadığınız kent evinizden farksızdı…
Evinize yerleştirdiğiniz koltuklar…
Yemek masası…
Tel dolabı…
Radyo…
Sündürmede ahşap bir sandık…
Bahçelerde hasır sandalyeler, ağaçlar, toprak su küpleri…
Kapı eşiğinde teneke saksılar…

Her şeyin yeri belli…
Eviniz şehriniz, şehriniz eviniz gibi…
Böyleydi…

Çevrede mis kokular…

Kaç mevsim geçti üzerinden o bayramların…
O ağaç, o ev, o okul hep aynı yerdeydi…
O bisikletçi, o fotoğrafçı, o bakkal…
O esmer ekmek kokusuna boğulan sokaklar…
O fırıncı…
Hep aynı yerdeydi…
Bayram yerinde yerlerini alan seyyar satıcılarla esnaf da her bayram aynı yerleri tutarlardı.
Cincirakların yeri belliydi.
Köftecinin, şans arabacıklarının yerleri de…

Dede de torun da aynı Bayram yerlerinin tanığıydılar…

Bayram namazları ahalinin tekmili tarafından ilgi görürdü.
Bayram namazsız bayram olmazdı…

Şimdi de yapılıyormuş.
Ebu Bekir Camii’nde?..

Halbuki dede de torun da aynı camide bayram namazının kılınmasına tanıktılar…

Önce bayram yeri alınıp başka yere konduruldu.
Böylece Çağlayan bölgesi yalnızlaştırıldı.
Sonra cenazeler alındı Selimiye Camii’nden.
Yüzlerce yıllık gelenek katledildi.
Duyduk ki bayram namazları da Selimiye’den alınmış, Ebu Bekir diye bir camiye taşınmış.
B u işin altında ne var?
Selimiye Camii “Dönme” olduğu için mi?
“İyi Bayramlar” diyemeyeceğim…

Özür:
Okurlarımıza bir özür borcumuz var.
Yanlış bir bilgilendirmeden dolayı.
Lefkoşa’daki Kumarcılar Hanı’nın önünde duran asmanın kesildiğini yazmıştık.
Meselenin böyle olmadığı anlaşıldı.
Asma yerinde duruyor.
Fakat, ha gitti ha gidecek.

Başaran Düzgün’e bir haber ulaştı, asma yerinde duruyor diye.
Dün, hemen oraya gittik.
Hanın önü kapatıldığından asmanın görüntüsü her cepheden görülmüyordu.
İçeriye daldık.
Baktık, asma ölüm döşeğinde.
Oradaki çalışanlar asmanın kökünden çatladığını ve yere düştüğünü, bu yüzden bir iple duvara bağlamak durumunda kaldıklarını söylediler.
“Asmaya müdahale edip daha sağlıklı bir önlem alınamaz mı” şeklindeki sorularımıza, “bizim yetkimiz yok, ancak Eski Eserler Dairesi talimat verirse yaparız” dediler.
B u dairenin, asmaya karşı bugüne kadar herhangi bir duyarlılığının olmadığı da söylendi.

Kısacası, Asmaaltı’nın asmasının geleceği Eski Eserler Dairesine kaldı…

Asmanın gövdesi çatladı…
Ne olacağı belli değil…

Asmadan kestim üzüm
Sevgilim iki gözüm
Senden başka yar seversem
Kör olsun iki gözüm

Asmanın şarkısı hep devam etsin…


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar