Asil’den Boşan - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Kıbrıs

Asil’den Boşan

Asil’den Boşan

 

“ARTIK ABİMİ BOŞARSIN”: Nur Nadir: (Asil’in) Başına malum olaylar geldi. Kıbrıs’a ilk dönüşümde kayınvalidem ve görümcemle “ailece” yemek yedik. Bilge Nevzat bana sordu “E artık abimi boşarsın. Hayatını onunla mahvedecek değilsin ya” dedi. Ben de “tabii onu boşamayacağımı ve ona bu dönemi atlatması için gereken her şeyi yapacağımı söyledim oradan ayrıldım”


HİÇBİR ŞEY GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİL: Nur Nadir: Kasım 2013’e giriyoruz. Doğum günüm yaklaşıyor. Asil’in doğum gününden sonra Nevzatlar bana da hediyemi erken verdiler… Şimdi ise işimi kolaylaştırdıkları için müteşekkirim. Yaşadıklarımı paylaştım çünkü hiçbir şey dışarıdan göründüğü ve yorum yapıldığı gibi değil. Amacım kimseyi üzmek veya incitmek değildir

 

Asil Nadir’in eşi Nur Nadir, dün Twitter aracılığıyla Asil Nadir’in kardeşi Bilge Nevzat’ı adeta topa tuttu. Nur Nadir, Bilge Nevzat’ın Asil Nadir’le olan evliliği bozmak adına bazı girişimlerde bulunduğunu söyleyerek adeta Bilge Nevzat’a savaş açtı.

İşte Nur Nadir’in tweetleri:
Telefonuma mesaj geldi iş azlığı nedeniyle Nevzatlar beni şirketten ve bordrodan çıkarmaya karar vermişler. Ardından bir mesaj daha, eşim bana deli gibi ulaşmaya çalışıyormuş. Telefonumu kapattım.
Birden Bilge Nevzat’ın abisine el yazısı ile yazdığı mektuplardan biri aklıma geldi.
Mektupta şöyle diyordu. “Onurlu bir yaşam idare ettirebilmemiz için lütfen bana yardım et. Gururumdan dolayı senden para istemek zor gelebilir.
İleri tarihli çekler yazar verir isen ömür boyu minnettar kalırım” diye devam ediyordu.
Bu mektubu biz evlendikten kısa bir süre sonra yazmıştı eşime.
2 yetişkin oğlu var bir de eşi yanında ama hala bu yaşında abisinden dileniyordu. Anlayamamıştım. Kocası neden bakamıyor diye geçirdim aklımdan.

“İki kız kardeş sürekli Asil’den para istiyorlardı”

İki sağlıklı oğlu olan kadın, hele de eşi hayatta ise neden sürekli abisinden para ister?
Tuhaf gelmişti bana. Aileyle zaman geçirdikçe bazı şeyler öğreniyordum. Tüm çocuklarının düğünlerini ve evlerini Asil almış, yapmış.
Oğlu boşandığında nafakayı Asil’e ödettirmişler. Nafakayı eski geline işkence olsun diye bozuk para ile vermiş Nevzatlar.
Yine aynı oğlu boşandıktan bir hafta sonra evleniyor parayı yine Asil’e ödettiriyorlar.
İki kız kardeş sürekli Asil’den para istiyorlar ve ikisinin geçimini yanında kocaları ve erkek çocukları olmasına rağmen abileri üstlenmiş.
İlk günlerde bana sürekli öğütler verirdi. Onu anlamadığımda benimkine sorardım. O da kızları (kız kardeşleri) sürekli söyleniyor etkilerinde kalmış olabilir derdi. Sonra benimkinin başına malum olaylar geldi. Kıbrıs’a ilk dönüşümde kayınvalidem ve görümcemle “ailece” yemek yedik. Bilge Nevzat bana sordu “E artık abimi boşarsın. Hayatını onunla mahvedecek değilsin ya” dedi. Ben de tabii onu boşamayacağımı ve ona bu dönemi atlatması için gereken her şeyi yapacağımı söyleyip izin istedim ve oradan ayrıldım.
O gece mi gökyüzü bu kadar karanlıktı yoksa benim içim öyle hissettiği için mi gece bu kadar karanlık gelmişti bilemiyorum…

“Asil’le ilgili karar çıkınca iki kız kardeş de uzak durdu”
Beni rahatsız etmeye devam ettiler. Ya sabır deyip, Londra’ya sorunları çözmeye gittim. Bu arada Asil’le ilgili karar çıktığı zaman iki kız kardeş de beni aramadı. Olabildiğince Asil’den uzak durup sorunlardan uzaklaşmaya çalıştılar.
Hatta ilk görüşmeye Mr & Mrs Nevzat’ı yazdırdım. Asil hepimizi bir arada görsün moral olur diye. Gelmemeyi tercih ettiler ve bugüne kadar onu ziyaret etmediler.
Ve toparlamak bana kalmıştı. Asil’le her gün telefonda görüşüyorduk. İzin verdikleri sürece de onu görmeye gidiyordum. Her yönü 2-4 süren yolculuktan sonra aramalar ve taramalardan sonra Asil’i görebiliyordum. Sürekli annesini soruyordu. Çünkü ona sürekli annen hasta her an kaybedebiliriz diyordu kız kardeşleri. Onu bunalıma sokmak istercesine. Asil “Kıbrıs’a gidip onu kendi gözlerinle benim için görebilir misin” dedi.

Kayınvalidemi Asil’le telefonda görüştürmüyorlardı…
Seve seve gider gelirim dedim. Ertesi gün Kıbrıs’taydım. Havaalanından direkt kayınvalideme gittim. Yatağında uyuyordu. Hasta olduğundan değil. Başında söylenmelerinden moralsizdi. Neredesin? Beni niye görmeye gelmiyorsun dedi. Bende Londra’da Asil’in yanında olduğumu, bugün vardığımı ve havaalanından direk ona geldiğimi söyledim. “Bana böyle söylemiyorlar, beni görmek istemiyormuşsun” dedi. Sohbet etmeye ve Asil’i anlatmaya başlayınca sakinleşti. Telefonda duymadığı için Asil’le annesini görüştürmüyorlardı.
Hal bu ki kulağında kulaklık olmadan kayınvalidemle rahat sohbet ediyorduk. Telefonuna baktığım zaman sesinin kısığa ayarlanmış olduğunu fark ettim. O günden sonra oğlunu telefonda rahat duyar olmuştu.
Annemi görmek istedi. Çünkü beyin kanaması geçirdiğinde onu ben ve Asil bulmuştuk. İki kızı da yurt dışında idiler.
Asil ve ben onu ziyarete gitmiştik. Odasında tek başına yerde yatarken bulup onu hastaneye yetiştirmiştik. Sonra Annem onun yani başında kalıp arkadaşlık etmiş dua okumuştu. Anneni getir hep beraber kahve içelim dedi. Randevulaştık. Ve onu daha sık ziyaret edeceğime söz vererek ayrıldım. Anneme daveti ilettim. Tabii ki giderim dedi. Bende onu özlemiştim dedi. Randevulaştığımız gün kayınvalidemin evine gittim. Nevzatların evinin yanında. Dış kapıyı kapattırmışlar. Şoförüm personeli aradı. Cevap; Safiye Hanım evde değilmiş!
Mümkün değil dedim. Kayınvalidem randevularına sadık biriydi. Onu aradığımda telefonunu kapatmışlardı. Sonra Nevzatların mesajı iletildi. Eminim Safiye Hanım’ın olup bitenlerden haberi yoktu. Bu kayınvalidemi son ziyaretimdi. Anneme yapılan saygısızlıktan dolayı hepsinden uzak durmaya karar verdim. Sinirlendiler!

Mahkemeye bir kez bile gelmedi
Londra’da yaşayıp mahkemeye 1 kere bile gelmemiş olan ablası arkadaşlarımın numaralarını bulup beni kötülemeye ve haberlerimi almaya çalışıyordu. Bana iletmeleri için tehditler savuruyordu. Diğer kardeşi de Kıbrıs’ta bizi boşamak için ciddi bir çalışma içindeydi. Derken kendi evliliği sona ermek üzereydi. Allahın işi iste… Asil’le evlendiğimde üniversitede okuyordum.
Mezun olduğumda çalışmamı istemedi. Masterliğime devam etmeye karar verdim. Birkaç yıl onu ikna etmeye çalıştım.
Sadece aile işletmemizde çalışabilirsin dedi. O esnada Nevzatların yüreğini mal mülk korkusu sarmıştı. Asil artık evli idi. Önce Greenium diye ne sattığı belli olmayan 100 m karelik dükkan kurdular. Güçleri ancak böyle işletme açmaya müsaitti. Baktılar geliri yeterli değil evlerinin içine birkaç küçük ev yapıp kiralamaya karar verdiler.

“Baktılar evliliğimiz ciddi paniklediler”
Baktılar Asil ile evliliğimiz ciddi, kimseye vermediği değeri bana veriyor ve sevgisi gün geçtikçe artıyor. Daha da paniklediler. Bir gün Bilge “yine” şirkette kriz geçirdi.
Dedi ki “senin karın bu şirkette çalışırsa ben ve çocuklarım aç kalırız” ve ağlama krizine girdi. Annesine sürekli söylenmelerinden dolayı annesi rahatsızlanmıştı. Asil’in üzüntüsünü gördüğümde karşıma alıp konuştum. Benim şirkette çalışmam bu kadar huzursuzluk yaratıyorsa çekilirim dedim. Ben de kendimi eğitime verdim. Eşime, evime adadım kendimi.

English Scholol of Kyrenia projesi…
Asil Nevzatların güvensizlik korkularını gidermek için ve ailedeki huzuru sağlamak için onlara iş açmayı önerdi. Ve English Scholol of Kyrenia  projesi gündeme geldi. Gerçekten de sakinleştiler.
Annesi ise bize gelip bizi ilk tebrik eden oldu. Doğum günlerimde annemden önce kutlamış olmak için sabahın 6’sında beni arardı.
Ne senin ne annenin üzülmesini istemem dedim. Sonra hiç bir yerde çalışmamam için bana kağıt imzalattılar. Asil’i görmediler. Personelde 2 gün içinde toparlanıp adaya döndüler. Onlar dahi hiçbir sorumluluk almak istemediler. Londra’daki tüm sorunları çözmek maddi manevi tüm gücümüzle projeyi hayata geçirdik. Kendi personelimiz (yazı işleri hariç) çoğu hala daha projenin başarılı olması için çalıştı ve çalışıyorlar. Proje başarılı oldu. Asil’in düşüncesi işe yaramıştı. Ama insanoğlu arsız iste.

Asil tutuklandıktan sonra…
Asil tutuklandıktan sonra ben yorgun düşmüştüm. 2 yıllık mahkeme süreci, avukatlar ve basın derken çok yıpranmıştım. İade ve temyiz işlemlerini takip etmeleri için Nevzatlara bırakmıştım. Asil’e karşı bir koz olarak kullanacaklarını hiç düşünememiştim. Sonra okuduğum kitapları hatırladım. Gerçekten yaşanmış hikayeler. İran İmparatoriçesi dillere destan Sureya da eşinin kız kardeşlerinin entrikalarına maruz kalmıştı. Kraliyet ailesinden, tarihi değiştiren kadın olarak bilinen Mrs. Simpson. Onunla ilgili 3 kitap yazılmış bugüne kadar. Kocasının ailesinin tutum ve davranışlarından dolayı trajik ve hazin bir sonu olmuştu. Çünkü kocası ölmüş ve onu artık koruyamıyordu. Bunları okudukça rahatladım. Ne ilk ne de son olduğumu anladım. Toparlandım. Eşim, arkadaşlarım ve Allah’ın lütfu ailem beni sevgi yumağı ile sarmışlardı. Çabuk toparlandım.

Küçük ve seviyesiz oyunlarına devam ettiler…
Nevzatlar küçük ve seviyesiz oyunlarına devam ettiler. Zamanı geldi göz ardı ettim zamanı geldi tepki gösterdim. Çünkü insanim, gencim ve en önemlisi masumiyetimi kaybetmemiştim. Her onurlu insan haksız bir iftira ve çirkin davranışlara maruz kaldığında tepki gösterir. Doğru yanlış fark etmez. Tüm bu olaylardan kendimi soyutlamak istedim. Ve eşime beni bırakması için yalvardım. Artık gücüm yok beni azat et dedim. “Sen beni bırakırsan her şeyi reddedeceğim ve hayat mücadelemi bırakacağım” dedi. Kaldıramadım ne hüzünlü sesini, ne de böyle bir sorumluluğu kaldıramadım. Derken Kasım 2013’e giriyoruz. Doğum günüm yaklaşıyor. Asil’in doğum gününden sonra Nevzat’lar bana da hediyemi erken verdiler. Asil’in doğum günü beni kırmış ve üzmüştü. Şimdi ise işimi kolaylaştırdıkları için müteşekkirim. Yaşadıklarımı paylaştım çünkü hiçbir şey dışarıdan göründüğü ve yorum yapıldığı gibi değil. Amacım kimseyi üzmek veya incitmek değildir.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar