Fileleftheros: “AİHM Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Egemenlik Haklarından Kuşku Duyuyor – Kıbrıslı Rum Taşınmazlarına İlişkin Yeni Yıkıcı Karar” başlıkları altında verdiği haberinde, AİHM’nin söz konusu yeni kararında, KKTC’deki eski Kıbrıslı Rum taşınmazlarına ilişkin Türk tezlerini benimsediği ve sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin” en azından mülkiyet konusunda KKTC’deki egemenliğini tanımadığını yazdı.
Gazete, 1974 öncesinde, şu anda KKTC’de bulunan topraklarda taşınmaz mal sahibi olan “Meleağru Şirketi’nin” hissedarlarının ilk olarak KKTC Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurduklarını ve bu taşınmazlar için “iade” talep ettiklerini belirterek talebin kabul olmamasının ardından KKTC Yüksek Mahkemesi’ne başvuru yaptıklarını yazdı.
KKTC Yüksek Mahkemesi’nin, Komisyonun kararını doğru addederek başvuruyu reddetmesi sonrasında “Meleağru şirketi” hissedarı Kıbrıslı Rumların, Dimopulos davasında öngörülen “iç hukukun tüketilmesi” unsurunu tamamladıkları gerekçesiyle AİHM’ye başvurduklarını belirten gazete şirket hissedarı olan Kıbrıslı Rumların söz konusu taşınmazların “iadesini” talep ettiklerini ancak AİHM’nin Türk tezlerini benimseyerek başvuruyu reddettiğini duyurdu.
Gazete, davanın geçmişine yönelik verdiği bilgide, “Meleağru Şirketi’nin” 1974 öncesinde KKTC’de 14 dönümlük arazinin sahibi olduğunu ancak 1974’ten sonra faaliyetlerini durdurarak sadece kağıt üzerinde bir şirket olarak kaldığını, şirketin sahibinin ise 1986 yılında şirketin söz konusu taşınmazlarını annesi Eleni Meleağru’ya, Rum Tapu Dairesi’nde yapılan işlemle devrettiğini belirtti.
Bu devir işleminin Rum Tapu Dairesi’nce tanınmasına karşın KKTC makamları tarafından tanınmadığını, AİHM’ye yapılan başvurunun da bu yeni mal sahipleri tarafından yapıldığını vurgulayan gazete, AİHM’nin ise “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tapu belgelerinin tek başlarına KKTC’deki bir taşınmazın sahibini belirleyemeyeceği” ve “şirketin hissedarları olan dilekçe sahiplerinin, hala var olmayı sürdüren bir şirkete ait olan bir arazinin mülkiyet hakkını talep edemeyecekleri” görüşünü açıklayarak başvuruyu reddettiğini yazdı.
SADECE “İADE” ÇÖZÜMÜNÜN İSTENMESİ DE KABUL GÖRMEDİ
Gazete, AİHM’nin ayrıca, davacıların Taşınmaz Mal Komisyonu’ndan sadece “iade” talebinde bulunmaları ve “tazminat yada takas” çözümlerini göz ardı etmelerini de eleştirerek, tüm çözüm yollarının tüketilmemesi yüzünden davanın reddedildiğini vurguladığını yazdı.
Gazete, AİHM’nin bu tutumuyla, konunun özüne girmekten kaçındığını ve Komisyonun sonuç getirici çözümler sunabilme imkanını incelemeden karar verdiğini de iddia etti.
Habere göre, AİHM’nin kararını yorumlayan Eleni Meleağru: “ Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik hakları ve bugüne kadar tüm egemenlik alanındaki taşınmazlara ilişkin tapu verme yetkisinden kuşku duyulmadığına dair çok olumsuz bir gelişme” ifadesini kullandı.
Meleağru ayrıca, “Komisyonun, mülkiyet hakkının kaybedilmesi karşılığında tazminat ödenmesi için kurulan bir çözüm aracı olduğunu, Komisyonun sunduğu çözümlerden biri var sayılan taşınmaz malın idaresi unsurunun ise sadece teoride kaldığını” iddia etti.
Politis gazetesi ise konuya ilişkin haberini: “AİHM Tamamen İlgisiz – Temyizden Sonra Bile Kıbrıslı Rum Başvurularına Kapısı Kapalı” başlıkları altında verdi.
Gazete, AİHM’nin söz konusu davada, Taşınmaz Mal Komisyonu ve KKTC Yüksek Mahkemesi tarafından tanınmadıkları için Güney Kıbrıs’ın verdiği tapu belgelerini tanımamasının “mantık dışı” olduğunu ileri sürdü.
AİHM’nin, davacıların yalnızca “iade” çözümü isteyerek sunulan çözüm yollarını doğru değerlendirmedikleri kararına vardığını kaydeden gazete, davacıların KKTC’deki sürecin beş yıl sürmüş olduğu yönündeki tezlerini de reddetti.
Gazete, AİHM’nin bu kararıyla, KKTC’deki eski taşınmazları için AİHM’ye başvurmak isteyen Kıbrıslı Rumlara yolu tamamen kapattığını ve bu konunun bir daha gündemine gelmesini istemediğini gösterdiği yorumunda bulundu.
