2020'li yıllarda aşina olacağımız 6 teknolojik devrim - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Bilim ve Teknoloji

2020’li yıllarda aşina olacağımız 6 teknolojik devrim

Gelecek 10 yılda yaşanması beklenen bazı gelişmeler, kendilerini bugünden belli etmeye başladılar. Gelin, 2020’li yılların teknolojilerine birlikte bakalım.

Gelişmeler ve bozulmalar, daha önce hiç görülmemiş bir oranda artmaya başladı ve geleceği şekillendirecek olan birçok teknolojik gelişmenin temelleri atıldı. Bu yazıda sizler için gelecekte günlük hayatımızda da kullanabileceğimiz teknolojik gelişmeleri sıraladık.

1. Kuantum mekaniğinin sonuçları:


Google, IBM ve Intel bu alanda en büyük atılımları yapan şirketler arasında ve şu an için IBM’in bulut platformu üzerinden erişilebilen 50 kuantum bilgisayarı bulunuyor. Google’un ise 72 adet kuantum bilgisayarı var. Ancak Google’ın teknolojisinin pratik uygulamaları bulunmazken, IBM’in bu konuda çalışan araştırmacıları bulunuyor.

Kuantum alanındaki gelişmeler sadece bilgi işlemde de değil üstelik. Kuantum biyoloji de hızla gelişmekte olan disiplinler arasında yer alıyor. 2014 yılında yayımlanan bir araştırmada, University College London’dan araştırmacılar, kuantum mekaniğinin, bitkilerin fotosentezi sırasındaki enerji aktarımını desteklemede kritik bir rol oynadığını buldular.

Hızla gelişmekte olan bu alan, en temel sorulardan olan hayatın anlamı gizemini bile aydınlatabilir. Gündelik yaşama etkisi ise beklenenden daha fazla olacak.

2. CRISPR ve DIY gen düzenlemeleri:

CRISPR teknolojisi, bilim insanlarının DNA üzerinde düzenlemeler yapabilmesine izin veren bir alan. Yaşamın genetik tasarımını değiştirebilme yeteneği, canlıların özelliklerini değiştirmeyi de mümkün kılıyor. Bu alan ayrıca genetik hastalıkların tedavisi konusunda da oldukça umut verici.

CRISPR’ın neredeyse sınırsınız bir potansiyeli bulunuyor ancak bilim dünyası, bu teknolojinin pratikte uygulanması konusunda hâlâ emekleme aşamasında. CRISPR gibi güçlü bir teknik, açık kaynaklı internetin içerisine gözlerini açtığında hem iyi hem de kötü anlamda bazı şeyler kapıya dayanacaktır.

3. Dijital zenginlik, serbest çalışma ve geleneksel olmayan meslekler:

Bir şirkete sadık kalan ve emekliliğine kadar o şirkette iş yapan çalışanlar artık eskide kalmaya başladı. Esnek, kısa dönemli ve serbest çalışmalar şu an en hızlı yükselen iş trendi konumunda. 2018 yılında Edelman Intelligence ve Upwork tarafından gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, 90’lar sonunda doğan kuşağın %46’sı geleneksel işlerdense serbest (freelance) olarak çalışmayı tercih ediyor ve bu oranın önümüzdeki beş yıl içerisinde de artması bekleniyor.

Önümüzdeki on yıl bizlere yeni tür dijital varlıkları (kripto paralar vb.) ve günümüzde pek görülmeyen hibrit varlık sahipliği modellerini gösterecek. Neredeyse her yeni ve hızla yükselen teknoloji de olduğu gibi bu alan da şu an için çeşitli sorunlar yaşıyor ve tam potansiyeline ulaşmadan önce de yaşamaya devam edecek.

4. Marihuananın tıbbi kaynak olması ve psikedelik ilaçlar üzerindeki çalışmalar:

ABD Food and Drug Administration (Yiyecek ve İlaç Kurumu) 2018’in Haziran ayında, pediatrik epilepsinin tedavisi için marihuana bitkisinden üretilen bir ilaca izin verdi. Buna ek olarak ABD’deki 33 eyalet, çeşitli hastalıkların tedavisi için medikal marihuanaya yasal statü verdi.

Bunun yanı sıra “tedavi edilemez” olan mental hastalıkların tedavisi için psikedelik ilaçlar üzerinde yapılan akademik araştırmalarda da bir canlanma yaşanıyor. John Hopkins Enstitüsü, New York Üniversitesi, UCLA ve diğer birçok kurum, bu ilaçları, travma sonrası stres bozukluğu, kansere sebep olan anksiyete, alkol bağımlılığı ve depresyon gibi hastalıkların tedavisinde kullanımı için araştırmalar yapıyor.

Gelecek on yılda bu mental hastalıkların tedavisi için bu tarz ilaçların kullanımı oldukça yaygın hale gelebilir.

5. Yeni nesil uzay yarışı ve asteroit madencliği:

Geçtiğimiz birkaç yıl ve 2019, uzay gelişmeleri bakımından oldukça hararetli geçiyor. Richard Branson’ın Virgin Galactic’i, Ay’a ticari uçuşlar üzerinde çalışıyor ve SpaceX, 2018’de 21 kez uçuş yaparak bu alanda bir rekor kırdı.

Uzay yarışında ABD’nin rakipleri arasında son yıllarda Çin’de katıldı. Asya ülkesi, NASA’nın reddettiği Ay’ın öteki tarafına araç indirme fikrini Chang’e-4 aracıyla gerçekleştirdi.

Yeni uzay çağı bu tarz gelişmelerle ısınmaya başlamışken bir zamanlar bilim kurgu olan asteroit madenciliği de uzay alanında yükselişe geçen alanlardan bir tanesi oldu. Bu alanın bu kadar çok ilgi çekmesinin sebebiyse asteroit kuşağının demir, nikel, su, altın, amonyak, hidrojen, nitrojen gibi birçok maden bakımından zengin olduğu düşüncesi yatıyor.

NASA’nın tahminlerine göre asteroit kuşağı toplamda 700 kentilyon dolar değerinde olabilir. Bu rakamın büyüklüğünü tam olarak açıklamak gerekirse, dünyadaki herkese kişi başına 100 milyar dolar anlamına geliyor. Asteroit madenciliğinin asıl faydası ise dünyayı maden patlamalarından kurtaracak potansiyele sahip olması.

Royal Astronomical Society Başkanı John Zarnecki’ye göre bu girişimin ticari olarak başlaması 50 yılı bulabilir.

6. Endişeli zihinlerin on yılı ve meditasyonun yükselişi

Dijital dünyadaki yaşam, zihinlerimizde endişe dozunun yükselmesine yol açıyor. Oldukça kısa bir vadede; sahte haberler, değiştirilmiş görüntüler yüzünden yaşanan skandallara tanıklık ettik. Sosyal medya algımızı ve güvenimizi yıpratıyor

Dünya çapında 210 milyondan fazla insanın sosyal medya ve internet bağımlısı olduğu tahmin ediliyor. Bu bağımlılığın sonucu olarak, uyku problemleri yaşayan genç yetişkinlerin sayısında artış görüldü. 2015 yılında %26 olan bu oran, 2017’de %41’e fırladı.

Manfort Üniversitesi Profesörü Gabrielle Egan, “Sosyal ağların problemi, bağımlılık üretmeleri. Hiç kimse saatlerini durum güncelleme ve diğer insanların kendisi hakkında ne düşündüğünü gözlemlemeye harcamak istemiyor. Hiç kimse bu davranışları bilinçli olarak yapmak istemiyor, ancak bu davranışlar bağımlılık. Bir kere bu döngüye girdiğinde, çıkması oldukça zor” diyor.

Bunlara sebep olarak sosyal medya, bu kaostan kaçmak isteyen insanlar için ruhsal canlanma alanını doğuracak. Hatta sessizlik inzivaları gibi zihinsel konseptler trend olmaya başladı bile. ABD’de yoga yaptığını söyleyen yetişkinlerin oranı 2017’de %14 olarak ölçülmüştü ki bu oran 2012’ye göre %9,5 daha fazla.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar