20 örgütten Mülteciler Günü açıklaması - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Kıbrıs

20 örgütten Mülteciler Günü açıklaması

Mülteciler Günü

20 Haziran Dünya Mülteciler Günü nedeniyle ortak basın toplantısı düzenleyen aralarında siyasi partilerin de bulunduğu 20 örgüt, insan hakları sözleşmeleri ve insanlık gereği hiç kimsenin savaşa, zulüme geri gönderilemeyeceğini vurgulayarak “Gerekçesi her ne olursa olsun, mülteciler geri ülkelerine iade edilmemelidirler” dedi.

Açıklamalarında “İnsanlığımızın girdiği kriz yüzümüze çarpıyor” ifadelerini kullanan parti ve örgütler, ülkede mülteciler konusunda gerekli düzenlemelerin yapılması için yetkililere bir kez daha çağrıda bulundu.

Mülteci Hakları Derneği’nden yapılan açıklamaya göre, örgütlerin ortak basın toplantısı dernek binasında yer aldı.


Toplantıya, Baraka Kültür Merkezi, Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP), Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Gençlik Örgütü, CTP Kadın Örgütü, Dayanışma, Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN), Envision Diversity, Feminist Atölye (FEMA), Feminist Öğretmen İnisiyatifi, Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı (KTİHV), Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Kuir Kıbrıs Derneği, Lefkoşa Emekçi İnisiyatifi, Mağusa Gençlik Merkezi (MAGEM), Post RI, SOS Çocuk Köyü, Sosyal Riskleri Önleme Vakfı (SOROV), Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) ve Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) temsilcileri katıldı.

Toplantıda, ortak basın açıklaması okundu.

Açıklamada, tüm dünyada olduğu gibi Kuzey Kıbrıs’ta da kutlanmakta olan Dünya Mülteciler Günü’nün zorunlu göç olgusu, mültecilere ilişkin sorunların hatırlanması ve bunların tartışılması adına önemli bir fırsat sunduğu belirtilerek, yerel ve küresel gelişmelere bakıldığında insanlığın içine girdiği krizin net anlaşılabileceği ifade edildi.

İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana, en fazla insanın savaş veya zulüm nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda kaldığı, yani mülteci olarak tanımlandığı günlerin yaşandığına işaret edilerek, Kuzey Kıbrıs’taki yönetimin insan hakları ve mültecilere dair uluslararası sözleşmeleri iç hukukun parçası haline getirmesine rağmen yükümlülüklerini uygulamadığı savunuldu.

Uluslararası yükümlülüklerin sistematik şekilde hayata geçmesini kolaylaştıracak yerel yasalardaki düzenlemelerin halen
yapılmadığı gibi, yerelde yapılabilecek yasal düzenlemelerin gerekmediği hallerde dahi haklara ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmediği ileri sürülen açıklamada, gerekli düzenlemeleri yapmaları için yetkililere çağrı yapıldı.

Mültecilerin; anne, baba, çocuk, nene ve dedeler olduğu ifade edilen açıklamada, savaş ve zulüm onları göç etmek zorunda bırakmadan önce iyi veya kötü, eğitimli veya eğitimsiz, sıradan veya sıra dışı, diğerlerine benzeyen veya benzemeyen hayatlar yaşayan insanlar olduğu belirtildi.

Mülteciler Günü’nde herkesin hatırlaması gerekenin; hangi dil konuşulursa konuşulsun, renk, doğup veya yaşanılan ülke, din veya muhaceret statüsü ne veya neresi olursa olsun, herkesi bağlayan bir bağın ortak insanlık olduğu vurgulandı.
“Mevcut durumumuzda, mültecilerin başka bir seçenekleri yoktur, bizim ise vardır! İnsanlığımızı krizden çıkarmanın, sorumluluk almanın zamanı şimdi değilse ne zaman?” denilen açıklamada şunlar ifade edildi:

“Gerekçesi her ne olursa olsun, mülteciler geri ülkelerine iade edilmemelidirler. İnsan hakları sözleşmeleri ve insanlık gereği olarak hiç kimse savaşa, zulüme geri gönderilemez. Muhaceret kurallarına uygun olmayan bir şekillerde adamıza giriş yapmak zorunda kalan mültecilerin tutuklanması, cezai yargılamaya tabii tutulması ve hapsedilmesi uygulamaları acilen durdurulmalıdır.

Mülteciler yasa dışı giriş veya bulunuşları sebebiyle cezalandırılmaları ne vicdanlara, ne de taraf olunan uluslararası sözleşmelere sığar. Adamızın herhangi bir yarısındaki aile üyelerine ulaşmaya çalışan mülteciler, deniz ve hava limanlarından geri çevrilmemeli, yasa dışı ve güvensiz yolları kullanmaya mahkum edilmemelidirler.

Kıbrıs’ın kuzeyinde ikamet eden mültecilerin muhaceret statüleri güvence altına alınmalıdır. Birçok mülteci, mültecilere ilişkin bir statü olmadığı için çalışma izni ile ikamet etmektedir. Çalışma izinlerinin iptali onlar için savaşa ve zulme dönme riski taşıdığından, her türlü haksız çalışma koşuluna boyun eğmek zorunda kalmaktadırlar. Emek sömürüsünün bir nebze azaltılması için mültecilerin ikamet statülerinin yerel yasal tarafından düzenlenmesi zaruridir.”

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar