Yüksek Öğretim Müsteşarlığı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Köşe Yazarları

Yüksek Öğretim Müsteşarlığı

Hüseyin Ekmekçi

DAÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Necdet Osam’a göre, üniversitelerde tartışmamız gereken konular çok farklı…

“100 bin öğrenci…”


“Daha çok kiralık ev…”

 “Daha çok para harcayan öğrenciler…”

Konuyu ekonomik tartıştığımız sürece, üniversitelerimizde kaliteden bahsetmek mümkün değildir.

YÖDAK’ın “güç elde etme temelli” kullanıldığı imajı da, sadece ülkemizde değil, maalesef üniversitelerimizi ayakta tutan YÖK tarafından da artık eleştiri konusu olmakta.

YÖK ile iyi ilişkiler içerisinde olan DAÜ yönetimi ile konuşunca da bunu anlayabilirsiniz.

Necdet Osam, uzun süre YÖDAK içerisinde çalışmış birisi.

Kapıyı vurup çıkmış.

Çok enteresan YÖDAK anıları var.

YÖDAK ile ilgili de kapsamlı bir rapor hazırladı…

Önce Cumhurbaşkanı ile paylaşacak.

“Hocam görmek isterim” dedim…

“Önce Cumhurbaşkanımıza ve sayın başbakana ileteceğim” dedi.

Saygım sonsuz.

Bizlerle de paylaşırsa, seve seve kamuoyuna da aktarırız…

“Kasada 67 milyon TL”

Söz DAÜ’den açıldı.

“Amacım daha çok öğrenci değil” dedi hoca.

Gözünü kırpmadan, sorunlu öğrencilerle yollarını ayırdığını anlattı.

Biletini, kesip ülkesine yolladığı öğrencileri anlattı.

“Uyguladığımız tedbirlerle kasada 67 milyon TL’miz var. Buna rağmen, sırf harç ödüyor diye, öğrenci kaybetmekten korkmuyorum. Aksine üniversite ortamına uymayan herkesi DAÜ’den uzak tutmaya çalışıyorum”

Bu sözler de Necdet hocaya ait.

Haliyle “Hocam, akademik başarıları ile gündeme gelmeli üniversiteler” dedim.

Öyle ya…

Sanırım sırada izin alan ama açılmayan çok 10 civarında yeni üniversite var.

Hangi icatla dünya gündemine geldik?

Hiç.

100 bin öğrenci ola ne olur?

1 milyon öğrenci olsa ne olur?

Kasada 67 değil, 500 milyon TL olsa ne olur?

Necdet hoca, “DAÜ bu yıl yayın sayısı ile de uluslar arası bilim dergileri tarafından kabul gördü. Bilimsel yayın konusunda da bilimsel araştırmalar konusunda da ciddi kaynaklar ayıracak noktadayız artık” dedi.

Herkes, her şeyin farkında

Peki, bu tablo içerisinde nerede YÖDAK?

Hangi üniversiteyi nasıl denetliyor?

Adil mi?

Kime nasıl davranıyor?

Hangi bilimsel çalışmayı teşvik ediyor?

Üniversiteler için elinde hangi kriterler var?

Yalan söyleyen, rakamları saptıran, tarihlerle oynayan üniversitelerle ilgili ne yapıyor?

Maalesef herkes her şeyin farkında.

Üzülüyorum da.

Koskoca profesör Hüseyin Gökçekuş’u “eleştirmem” gerektiğini düşünüyorum.

Sussan vay, susmasan vay ama…

Çare nedir?

Böyle gitmez.

Üniversiteler birbirine düştü.

Eğitim camiaları birbirine düştü…

Rekabet “bilim” üzerinden değil, rant üzerinden maalesef…

Üstelik YÖDAK da bu tartışmaların gölgesinde.

Anayasal bir kurum ama kimseye faydası yok.

Toplumsal bir gaylesi de kalmadı…

Çare Yüksek Öğretim Müsteşarlığı

Necdet hoca önerisini de yaptı…

YÖDAK artık, ülke üniversitelerine hizmet etmiyor…

Bilim üretilmesine katkı yapmıyor.

Nitelik olarak güçlenilmesini sağlamıyor…

Kriterler uygulanmıyor…

“Sana göre, bana göre” uygulamalar yapılıyor.

Hoca ağzındaki baklayı sohbetin sonunda çıkardı:

“Ülke öğretim sistemini kurtarması için bağımsız bir müsteşarlık ve güçlü bir bütçe olanağına ihtiyaç var. Aynı zamanda bağımsız çalışacak bu müsteşarlığın bilimi güçlendirme adına, kriteri yükseltme adına yaptırım gücü de olmalı, kadrosu da buna göre şekillenmeli…”

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar