Yiğit Bulut VAK’ASI... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Yiğit Bulut VAK’ASI…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Bu nasıl danışmandır ki, ülkenin dış politikasını alt üst edecek açıklamalar yapar.

Üstelik Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın danışmanı sıfatını taşıyan biri…


İlk vukuatı değil.

Sürekli konuşuyor.

Bu kez “KKTC Türkiye’nin denizaşırı bir vilayetidir. Bir plakası olur, bir valisi olur. Orada bir Cumhurbaşkanı, orada bir Başbakan, orada bir Meclis var ve bunun masraflarını Türkiye ödüyor sonuçta” diyerek zırvalamış.

Türkiye’nin bütün dünyaya anlatmaya çalıştığı dış politik tutumuna aykırı olması bir yana, adam düpedüz bir halka, bir devletin varlığına, üstelik de bir tek Türkiye’nin tanıdığı devlete, o devletin makamlarına hakaret ediyor, ortadan kaldırılması gerektiğini savunuyor.

Hem de TRT’de, devlet televizyonunda…

Dediğim gibi bunu sürekli yapıyor.

Daha önceki hakaretleri de kabul edilebilir şeyler değildi.

Geçtiğimiz yıl da “Bu coğrafyada tek parça halinde adanın bir bütün olması Türk İslam varlığının katledilmesidir. Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti eğer o şekilde devam etmek istemiyorsa Türkiye’nin vilayeti olur yoluna öyle devam eder. Adada suyu, elektriği veren biziz. Ekonomik bütün dinamikler TC üzerinden şekilleniyor…” diyordu.

İlginç olan iki durum var.

Bunlardan birincisi, bu söylemlerine hiç çekinmeden devam ediyor olması…

Aklına estikçe Kıbrıs Türküne, devletine hakaretleri sıralayabiliyor. KKTC’yi yok sayabiliyor. Onun yerine başka formüller üretiyor.

“Ciddiye almaya değmez” diye düşünüyor olabilirler. Ancak taşıdığı bir sıfat var ve önemli de bir sıfat…

Türkiye’nin Kıbrıs politikası değişmiş midir? KKTC’yi ilhak etme politikası var mıdır?

Değilse, bu adam nasıl bu kadar rahat konuşuyor?

Çünkü bu yeni politikanın önemli yansımaları olur. Eğer Türkiye pozisyonunu “ilhak” olarak değiştirmişse, Kıbrıs konusunda şimdiye kadar uluslararası alanda gördüğümüz “toleranslı” davranışları da artık göremeyiz.

Bu söylemler, Türkiye’nin Kıbrıs’ta Garanti Anlaşması altında bulunduğu tezimizi bile berhava eder. Türkiye’nin Kıbrıs’ta “işgalci” olduğu iddialarına güç kazandırır…

Ortada uygulanmayan BM kararları var. Bunların uygulanması konusunda ısrar artar…

Aklımızı başımıza almamız lazım. Resmi olarak ortaya konulmamış da olsa “danışman” sıfatıyla yapılan bu açıklamalar başımıza büyük belalar açabilir.

Bu konunun yarın çok geniş olarak Kıbrıs Rum Basınında yer aldığını göreceğiz. Nitekim dün Cyprus Mail anında haberi yayınladı. Durduk yerde bir krizle haksız konuma gelebiliriz.

Ya da Türkiye bundan sonra herhangi bir platformda “Biz KKTC’nin devamını, kalkındırılmasını istiyoruz… Federasyon görüşmelerini destekliyoruz” dediğinde kim inanır…

İkincisi; dediğim gibi bu saçmalamaları ilk değil.

Peki bizim KKTC kahramanları buna karşı ne yapıyor?

Sinip kaldıkları ortada. O zaman da adam cüretini arttırıyor. Bizim makam sahiplerini diline doluyor. Şahıslarına söylense umurum değil, ama Meclis’e, Başbakan’ın makamına dil uzatıyor. ‘Parasını biz veriyoruz, ortadan kaldıralım’ demeye getiriyor. ‘Ver plakayı, vilayet yap’ diyor.

Bir ülkenin Başbakanlık makamına, demokrasisine, demokrasinin vazgeçilmezi, halk iradesi Yüce Meclis’e hakaretlerine niye yanıt verilmiyor…

Bu hale mi geldik biz..?

Konuşun be kardeşim artık, çileden çıkartmayın insanları…


YERİN KULAĞI VAR

1.2 MİLYAR NE OLDU:

Başbakan akaryakıttaki  fiyat artışının Fiyat İstikrar Fonu’ndan (FİF) karşılanacağını, böylece fiyatların 20 gün sabit tutulacağını söyledi. Sadece 20 gün… Oysa Halkın Partisi, son 2 yılda FİF’de 1.6 milyar TL toplandığını, bunun sadece 400 milyonunun akaryakıt maliyetinde fiyat artışlarını karşılamak amacıyla kullanıldığını açıkladı. Fon’un geriye kalan 1.2 milyarının ise nereye gittiği meçhul… Tükettiğimiz her litre akaryakıtla oluşturduğumuz bu Fon, kimbilir nerelere harcanıyor…

 

SAYGISIZ, YAKIŞIKSIZ, SINIRLAR ZOLANIYOR:

Türkiye Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yiğit Bulut’un yaptığı açıklamalar ne ilk, ne de son olacaktır. Sırasıyla Özersay, Erhürman ve Cumurbaşkanlığı sözcüsü Barış Burcu gereken cevabı vermekten çekinmediler. Hükümetin başı, Başbakan Özgürgün’den henüz bir tepki yok. Bulut’un sarfettiği sözleri hazmedecek mi, yoksa  “ne şiş yansın ne kebap, sus da gulle geçsin”misali, yutmayı mı tercih edecek, göreceğiz…

 

SEÇİM BÖLDÜ:

Rum lider Anastasiadis ile AKEL’in arasına seçim girdi. Görüşme sürecinde Anastasiadis’e destek veren AKEL, Anastasiadis’in kendilerine yönelik, “müzakerelerin çökmemesi için kabul edilemez tavizlerde bulunmak için baskı yaptığı”mesajını vermesini iftira olarak değerlendirdi. Öyle görünüyor ki, adaylar seçimlere kadar, Kıbrıs konusunu kendilerine malzeme yaparak puan toplamaya çalışacaklar. Onun için kimse bugünlerde Rum tarafından yapıcı bir adım beklemesin…

 

DAHA DA ARTACAK:

Hayvan üreticilerinin yaptığı okkalı zam, Güney’den yapılan et kaçakcılığının daha da artmasına neden olacak. Canlı hayvana yapılan yüzde yüze yakın zam, doğal olarak kasaplardaki et fiyatlarına da yansıyacak. Bu durum, Güney’de bizim yarı fiyatımıza satılan ete ilgiyi ve kaçakcılığı daha da artıracak. Kendi ülkesinde sorunlara çare üretemeyen bu iktidarın yarın, niye Güneyden et alıyorsunuz diye kızma hakkı da, söz söyleme hakkı da olamayacak…

 

SITMA HORTLAMIŞ:

Diğer bölgeleri bilmiyorum ama, Lefkoşa’da sivrisinek popülasyonu bugüne kadar görmediğimiz kadar artmış durumda. Daha yaz gelmedi bile. Gördüklerim larvadan yeni çıkmış sinekler. Demek ki larva ile mücadele başarılı olmamış. Bu arada sıtmanın yeniden hortladığına dair haberler geliyor. Türkiye’de son yıllarda yaygınlaşmış.  Gidiş gelişler bu kadar artmışken, buraya taşınması da zor değil… Konu halk sağlığı, Belediye’den bir açıklama bekliyoruz…

 

YAHU BU SİZİN GÖREVİNİZ DEĞİL Mİ:

2014’de “Let’s Do It” kampanyasıyla, KKTC baştan aşağı temizlenmişti. Uyarılar farkındalıklar bir işe yaramadı. Ne görevi temizlik olanlar görevlerini yaptı, ne de vatandaş duyarlı davrandı. Yine her yer pislik içinde. Şimdi Cumhurbaşkanı öncülük ediyor. İşini rutin bir şekilde yapması gerekenler ise, kampanyaya katıldıklarını göstermenin peşinde… Bir kaç sene sonra birileri daha çıkıp kampanya yapana kadar Allah kerim…

 


ZİRVEDEKİLER

Barış Burcu: Yiğit Bulut’un szölerini “yakışıksız” olarak değerlendiren Burcu, “KKTC’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin deniz aşırı bir vilayeti olduğunu söylemek, Kıbrıs Türk halkını yaralayan, kabul edilemez bir durumdur. ‘Deniz aşırı vilayet’ tanımı, çağdaş Türkiye’nin misak-ı milli anlayışında yeri olmayan, Osmanlı tarihinin derinliklerinde kalmış, köhnemiş ve geçersiz bir kavramdır. KKTC-Türkiye Cumhuriyeti ilişkileri, ‘deniz aşırı vilayet’ çerçevesinde değil, iki dost ve kardeş ülke esası temelinde geliştirilmelidir”dedi…


DİPTEKİLER

Yiğit Bulut: “ Normal şartlarda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti topraklarının Türkiye’nin bir vilayeti olması gerekiyor. KKTC Türkiye’nin denizaşırı bir vilayetidir. Bir plakası olur, bir valisi olur. Orada bir Cumhurbaşkanı, orada bir Başbakan, orada bir Meclis var ve bunun masraflarını Türkiye ödüyor sonuçta…”

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar