Uzlaşma kültürü egemen olmazsa Doğu Akdeniz’de savaş rüzgarları esecek - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

Uzlaşma kültürü egemen olmazsa Doğu Akdeniz’de savaş rüzgarları esecek

Erdoğan ÖzbalıkçıErdoğan Özbalıkçı

Montana’da görüşmelerin başarısızlığa uğraması, bölgede yeni gerilimleri tetiklemektedir.

İstanbulda düzenlenen  Dünya Petrol Kongresi’nde konuşan TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs görüşmelerine ilişkin “Doğu Akdeniz’de büyük bir fırsat kaçtı” diye konuştu.


“Doğu Akdeniz’de geçtiğimiz hafta maalesef büyük bir fırsat kaçırıldı. Bizim ve Kıbrıs Türk tarafının tüm yapıcı yaklaşımına rağmen, Rum tarafının olumsuz tavrı sebebiyle adadaki anlaşmazlıkların bir kez daha çözümsüz kalmasından üzüntü duyuyoruz. Tarafların tutumları böylesine açıkça ortadayken KİMİ ENERJİ ŞİRKETLERİNİN Rum kesiminin atmakta olduğu SORUMSUZCA ADIMLARIN bir parçası olmaları kesinlikle anlayışla karşılanamaz.

Adaletin, hakkaniyetin ve uluslararası hukukun gereği, hidrokarbon kaynaklarının ADADAKİ TÜM TARAFLARA ait olmasını gerektiriyor. Kıbrıs’taki gelişmelere taraf olan herkesten beklentimiz, bölgedeki yeni gerginliklere yol açabilecek adımlardan kaçınmalarıdır. Aksi takdirde sadece bölgede değil her alanda Türkiye gibi bir dostu kaybetme riski ile karşı karşıya kalabileceklerini hatırlatmak isterim.” 

22’nci Dünya Petrol Kongresi’nde konuşan Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım da, önümüzdeki günlerde kazılara başlayacağını duyuran Kıbrıs Rum Liderliğine mesaj gönderdi ve Kıbrıs Rum Liderliği’nın kışkırtıcı değil yapıcı bir tutum içerisine girmesini öğütledi.

Kıbrıs açıklarındaki enerji kaynaklarından HER İKİ TARAFIN DA hakları bulunduğunu , Rum tarafına bölgede tek taraflı tasarruflardan kaçınmasını uzun zamandır telkin ettiklerini belirten Türkiye Başbakanı Yıldırım, ‘Türkiye kendisinin ve Kıbrıslı Türklere ait haklarını sonuna kadar kullanacaktır, ifadelerini kullandı ve ‘Kıbrıs Rum liderliğinin yapıcı bir tutuma yönelmesine fayda vardır’ dedi.

       Kıbrıs’taki çatışmalar,  DAİMA Türkiye-Yunanistan ilişkilerini de zehirleyen bir etki yaptı.

       1963lerde başlayan süreçte de Kıbrıs’ta Türkler mağdur olurken, Türkiye’de kaybedenler Rumlar oldu:

“Uluslararası platformda soruna çözüm bulunmayınca, İnönü Hükümeti içeride alevlenen kamuoyunu yatıştırmak üzere kendi vatandaşlarına yönelik eyleme geçti. Uluslararası kamuoyunda uyumlu ve uzlaşmacı bir tutum izlemeyi yeğleyen İnönü, Kıbrıs’la ilgili en sert politikasını kendi Rum asıllı vatandaşlarına karşı yürüttü. 16 Mart 1964’te 1930’da Yunanistan’la imzalanmış ve Türkiye’ye yerleşme, ticaret yapma, mal edinme v.s. hakkı tanımış olan İkamet, Ticaret ve Seyrisefain Antlaşmasını feshetti. Yıllardan beri Türkiye’de yaşayan Yunan uyruklu kişilerin mallarına elkondu ve sınırdışı etme işlemleri hemen başlatıldı. Bu kişilerin bir çoğu Türk uyruklu Rumlarla evlenmiş oldukları için ailevi nedenlerle ve Türk kamuoyuna egemen olan Rum karşıtı hava dolayısıyla ülkeden ayrılmaya başladılar.

 Varlık Vergisinden sonra bir kez daha İnönü yönetimi Rum azınlıklarla devletin ilişkilerinde yaraya yol açıyordu.

BM yönetiminde sürdürülen toplumlararası görüşmelerde kopma yaşanması durumunda, Kıbrıs’ta da stratejinin yeniden değişeceği ve uzlaşma arayışlarının yerine çatışma kültürünün geleceği kaçınılmazdır.

Kıbrıs’taki uzlaşma çabalarının, bu dönemde başarılı olması için, Kıbrıs Rumlarının, Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın empoze ettiği,  HEMEN Sıfır asker, Sıfır Garanti politikasını terk etmesi gerekmektedir.

Bu durumda, ASKER VE GARANTi konusunun bir geçiş süreci içerisinde çözümlenmesi en gerçekçi yoldur.

Kıbrıs Cumhuriyeti, esnek bir politikaya dönmez ve Kıbrıs Türklerinin ULUSLAR ARASI HAKLARINI görmezden gelmeye devam ederse, Akdeniz’de bir çatışma siyaseti, HIZLA ÖN PLANA GEÇECEKTİR.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar