Üst akıl yoksa. (Siyasi irade de olmaz!) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Mart 19, 2024
Köşe Yazarları

Üst akıl yoksa. (Siyasi irade de olmaz!)

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Ortak akıl yoksa “bütünsellik” de yoktur! Tutun ki olmaması demokrasinin teamülüdür, amenna! Fakat olmayan akla karşın her kafadan bir ses çıkarken eğer herkesler kendi doğru bildiklerini kendine yontarsa, ortaya “Kıbrıs sorunu” çıkar! Ki sorun içinde sorun yaratıyoruz çünkü “vatan millet memleket” efkârıyla değil, “aklımızın kestiğince” hareket ediyoruz. Eğer Kıbrıs sorunu “davamızsa” çözüm olsa da bu akıl ve tutumla yürümez..

DÜN: Köşemi yazarken Mont Pelerin’de  dün ne olup kaldığını bilmiyordum. KKTC’den Özdil Nami’nin görevlendirildiği   hazırlık çalışmaları sonrasında bugüne kadar uzlaşılamayan konularda  şimdi nasıl uzlaşacaklarına akıl sır erdiremiyorum!


Fakat daha çok AB’nin gayretlerinin öne çıktığı bu müzakereler sürecinde “hazır kuyruğunu tutmuşken aman çözümü  kaçırmayalım” telaşında bir çabanın olduğu kesin!

Kesin olan bir diğer gerçek ise artık sorunun  Kıbrıs’ta çözümü aştığıdır. Şöyle ki:

Bir: Rum’un  Doğu Akdeniz’deki münhasır ekonomik bölgeleri ve doğalgaza ulaşması Türkiye’nin iştahını kabartıyor..

İki: Uzun süredir AB’nin vizeyi kaldırması için dayatan Türkiye bu kez Kıbrıs sorununa bağlı olarak TC vatandaşlarına da mesela Kıbrıs’ta AB müktesebatına bağlı olarak “4 özgürlüğün” uygulanmasını istiyor..

Üç: Anlaşma olursa AB’nin 1. Hukuku olmasını şart koşuyor.

AKIL NE DİYOR? Zaten bunlar gerçekleşmeden çözümün olmayacağını! Artı, “dönüşümlü Başkanlık ile Türkiye’nin garantörlüğün” devamını da  çözüm şartlarının kapsamına soktuk mu “işte size bundan sonrası siyasi rota için yol haritası” diyeceğiz..

Tabi Rum tarafı bu yeni çözüm donelerini  anlayıp görmek istemiyor! Ne adanın tek egemeni olabileceğini ne de Türkiye’ye tos atarak adadan kopartabileceğini!

       BİR BAŞKA GERÇEK. Ki bu gerçeği de “ekmek elden su gölden Cumhuriyeti”nin yeni nesil dolayısıyle yeni akıl jenerasyonu görmelidir! Ki iddia ettikleri gibi Türkiye’siz ne   Kıbrıs sorununu çözmeleri mümkündür  ne de buna  çapları ile misyonları yeterlidir!  Olmadığının ispatı  da bugüne kadar tercih ve iddialarının çok dışında devam eden müzakereler sürecidir. Nitekim bugüne kadar sürecin dışında görülen ve sadece  KKTC tarafından “bilgilendirilmekle” yetinen Türkiye, şimdi sürecin içinde son sözün sahibi olarak vardır.”

Ve bir başka gerçek:  Ankara’nın hilafına burada siyasi irade ile çözümü etkileyecek bir politika oluşturmak da mümkün değildir, tabi feyisbukta  atışlar serbesttir!

Demek istediğimiz şudur: Üst akıl ulusal sorunların çözümünde ulusal konsensus sağlamak gerektiğini söyler! Bu sağlanamadığı içindir ki “son söz hakkı da son Cenevre müzakerelerinde görüldüğü gibi ya Güney’e geçer veya Güney’i durdurmak için Türkiye’ye…  Bize de 3 bin kilometre karelik bir alanda, boğalar gibi ağzımızdan köpükler dökülürken gördüğümüz her kırmızıya saldırmak kalır!

 


 

            TÜRKİYE’YE DAYANARAK GÜNEY’E EŞİT EKONOMİ YARATACAĞIZ.

Sadece çözümü umut ederek yaşamanın yetmediğini “yaşarken” gördüğümüz halde yine de kendimize çeki düzen veremiyoruz! Oysa çözüm olsa da Kuzey ‘de Kurucu Devlet statüsünde yine kendi sahipliğimizle kalakalacağız. Üstelik bu kez “grak dedik mi et, gruk dedik mi su” verecek  bir Türkiye de olmayacak! (Güney’in istediği olursa tabi!)

Ne var ki ne müzakereler devam ederken görebiliyoruz geleceklerin bu rizikolarını ne de elan yaşarken! Üstelik iç güveyisinden halliceyiz ki mesela “TC ile KKTC arasındaki Enerji anlaşmasını” bile kabul edemeyecek bir şımarıklıkta! Sanırsınız ki Doğu Akdeniz’in  hidrokarbon yatakları Güney’in değil bizimdir!

CTP‘nin bünyesinde yeşermiş bu yeni trend “filizlerin” yabancısı değiliz! İnanıyoruz ki bunlar da bir dönemlerde olduğunca ağabeyleri gibi büyüdükçe (mesela Hasan Altıok)  “devletin” çocuk oyuncağı olmadığını anlayacaklardır. O zaman enerji’nin ne olduğunu da anlayacaklardır.. Yeter ki anlayana  kadar, devlete şerleri dokunmaz ama kendi partilerine dokunmasın, ana muhalefete yazık olur!

ÇOK EKSİĞİMİZ VAR: Mesela geçtiğimiz günlerde, “Bilgi Teknoloji ve Haberleşme Kurumu’ndan çıktı haberi. “KKTC’de 645.45 bin aktif mobil telefon bulunuyor…” En çok TC, İngiltere, Nijerya, Pakistan, Türkmenistan ile kuruluyormuş bağlantılar.

Bu teknolojinin sahibi biz değiliz ama! Fakat kaymağını devlet olarak  yiyebiliyoruz. Uluslararası ikili ilişkiler öyle bir şeydir…

MESELA: Sosyal medyada dövünüyoruz ama onun da hâlâ yasası çıkmadı!

Ve ayni zaman aralığında bu kez Enerji Bakanı Sunat Atun açıklıyor. “TCD-KKTC Enerji işbirliği çerçevesinde KKTC-TC iletim sistemine entegre olacak..” Türkiye”dir diye olmasın mı?

Yani öyle bir jenerasyon yetişti ki ülkede Güney’le her türlü işbirliğine alkış tutarken, TC ile olanlarla olacaklara burun kıvırıyor, protesto ediyor!

       KISACA:  Başa dönüyorum. Çözüm olsa da olmasa da bu devleti  Rum’un değil, Türk’ün devleti olarak belki yeniden kuracağız. Belki KKTC’i dizayn ederek federasyona çevireceğiz.. Her hal’u kârda Güney’le rekabete girişeceğimiz bir devlet olacağız.. Başka türlü Kuzey’de varlık olarak kalmak mümkün değildir. Bunu siyasi eşitlik de sağlamaz, Güney’in ekonomisine eşit ekonomiyi, sonuçta biz yaratacağız. Ki işte o zaman eşit devletler olalım.

 


       KISACA TAKILDIĞIM. (KARARSIZ DEVLET!)

       İktidarda gelirlerken devleti kurtarma vaadi ile geliyorlar. Üstelik sayfalar dolusu plan programlarıyla. Ve başlıyorlar işe…

Yasa değiştirecekler veya yasa yapacaklar  Meclis komitelerine gönderiyorlar ya eksik ya yanlış. Bu kez Komiteler yığılıyor zaman boşuna geçiyor!

Bakanlar Kurulu ile karar alacaklar zaten   ayni Bakanlıklar Meclis Komitelerine gönderdikleri “tasarıları” anayasaya, kanunlara uygun değil ya eksik ya yanlış ki kendileri karar alırken doğru olsun! Sonuç ya mahkemelerden dönüyor yasa tasarıları ya Meclis’ten..

Ha UBP-DP Koalisyonu şimdi buna “kararsızlığı” da ekledi. Bakanlar kurulu ile iğneden ipliğe zam yapıyor, sonra bakıyor ki halkın tepkisi büyük bu kez de “yeniden gözden geçirebiliriz” diyor.. Yani “kararsız Kasım’ı oynuyor!”

Bir hükümet kendini bile kurtaramıyorsa kararsızlıkla yanlışlardan devleti nasıl kurtaracak?

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar