Uçurumun Kenarındayız, Bırakın Dedikoduyu... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Uçurumun Kenarındayız, Bırakın Dedikoduyu…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Yozlaşma, kirlenme o kadar büyük ki… Sanki kartopu gibi de büyüyor…

Günlerdir bir işadamının, milyonlar kazandığı bir devlete her gün sövmesini izliyoruz.


Nefretle…

Devlet yönetmeyi çocuk oyuncağı sananların getirdiği nokta bu.

Dip aslında, dip…

Paraya sıkışınca getirisine, götürüsüne bakmadan, devletin çıkarlarını korumayı hiç düşünmeden yapılan bir sözleşmeye imza atınca, adam da ben bunları cebime alırım diyor doğal olarak…

Endişe etmemiz gereken, kirlenme, bozulma ve kötü gidişin bizi daha nerelere götürmekte olduğudur…

Sahiller, dağ, taş gözü kapalı dağıtılırken, ekonomik değerlerimiz birilerine peşkeş çekilirken, biz sessiz bir şekilde, dedikodu yapmayı tercih ediyoruz. İşimize geleni linç edecek malzeme çıkartmaya çalışıyoruz…

Oysa genel durum vahim…

Bakın şu vatandaşlıklar meselesi… Serdar Denktaş “27 bin vatandaş yapacağız” derken şaka etmemiş. Bugün yarın o rakamı bulacak.

Öylesine kendilerinden geçmiş bir şekilde yapıyorlar ki bu işi, verdikleri vatandaşlık sayıları bile tutmuyor. Serdar Denktaş 7 bin 200 olarak açıkladığı vatandaşlık sayısı Başbakan Hüseyin Özgürgün 4 bin 603 diyor…

İçinde hak kazananlar da var ama, o listelerin arkasına gizlenen bir o kadar da keyfi vatandaşlık var..

Durmuyor, bitmiyor, haftada 100’ü buldu, hızla devam ediyor…

Altyapıyı, belediyelerin sıkıntılarını falan geçtim.

Bu 5 bine ekstradan kaç doktor, kaç hemşire, kaç hastane yatağı, kaç sınıf, kaç öğretmen gerekir…

Halihazırda bin kişiye düşen doktor sayısı 3 civarında. Bu zaten Avrupa ortalamasının altında. Bir de bunların merkezde toplandığını düşünün, kırsalın hali içler acısı…

Hastaneler şimdiden yetersiz. Başımıza yıkılmaya hazır. 27 bin yeni ihtiyaçlıyla ne olacak halimiz?

Okullar daha beter, parasızlıktan onlar da sırayla çöküyor, bu 27 binin kaç tanesi okul yaşında acaba? Herhalde yarısı falan. Şimdiki sisteme 10 bin yeni öğrenci daha katıldığını düşünün…

Yaptıkları vatandaşların devlete maliyeti ne? Bu kaynak nereden bulunacak?

Varolan nüfusu  bile beslemeye yetmeyen bu bütçeyle nereye kadar?

Ya bu küçücük toprak parçasında yaratılan demografik değişim?

Kültürel çelişki…

Sakın ama sakın bir bildikleri var demeyin.

UBP ve DP iktidarlarının her zaman için en belirgin özellikleri, vatandaş sayısının artmasıdır.

Bodoslama gidiyorlar. Önlerini gördükleri yok.

Biz burada yaşam kalitemizden kaybetmişiz, ülke kördüğüm olmuş, devlet insanlarına temel hizmetleri dahi  veremez hale gelmiş, bunlar umurları değil…

Sağdan soldan yatırımcı avlayıp kaynaklarımızı babalarının malı gibi sunmaktan, ona buna menfaat dağıtıp siyasi rant elde etmekten başka bildikleri yoktur…

Boşverin dedikoduyu…

Gerçeklere bakın.

Yokuş aşağı yuvarlıyorlar bizi, farkında değilsiniz….

YERİN KULAĞI VAR

BİR SUS ARTIK:

Ertuğruloğlu-Turanlı kavgasına artık siyaset dışından birileri ‘dur’ demeli. Seversiniz veya sevmezsiniz ancak Tahsin bey bu ülkenin bir bakanı. Eğer ortada bir suç varsa, bunu bağımsız mahkemeler çözmeli. Emrullah Turanlı’nın hergün gazete manşetlerine çıkıp da, Tahsin bey üzerinden devlete ve Kıbrıs Türküne hakaret etmesi bardağı taşırdı. ‘Yok elimde o var, bu var, ses bandı var’. Şahit gösterdiğin avukatı bile iddialarını doğrulamazken hala daha neyin peşindedir? Kardeşim elindekiler neyse gider Başsavcıya verirsin ve susarsın. Artık konuşmaların kabak tadı vermeye başladı, bir sus artık…

 

BÖYLE BAŞA BÖYLE TRAŞ…:

Başbakan Özgürgün, Emrullah Turanlı’nın tehditleri, hakaretleri, ortada dönen iddialar konusunda nihayet konuştu. “Yatırımcı, işadamı dahil, hiç kimse hükümet üyelerine sermaye kılıcı sallamaya kalkamaz, haddini aşamaz. Herkes önce kendini ve haddini iyi bilmelidir” diyor. Peki ama ona o cesareti veren kim? “Mahkemeye giderim” dedi diye, sözleşme süresini uzatan kim? Başbakan, icraatların sorumluluğunu taşıdığını söylüyor. Bu adama, bu kıyağı yapmanın sorumluluğunu da taşıyor demektir…

 

NEYE YARAYACAK:

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Üniversiteler konusunda benim kaygım, kalitenin düşmesidir. Sayının artması demek her zaman sonucun iyi olacağı demek olmayabilir. Nitelik çok çok önemli” dedi. Dedi ne oldu? Bu çarpık büyümeden pay kapmaya çalışanlar vaz mı geçecekler? Geçmezler, rant büyük. Ya Milli Eğitim, planlama ortaya koyacak da, siyasiler de ona göre mi davranacak? Asla… İhtiyacın ne olduğu, kapasitenin ne olması gerektiğini zaten biliyorlar. Kendi ayağımıza bile bile kurşun sıkıyoruz…

 

YETER ARTIK:

Memlekette rüşvet iddiaları, arazi peşkeşleri havada uçuşurken bizim hükümetin uğraşacak başka işleri var demek ki, onlar görevden alıp, yandaş atamalarla uğraşıyor. Bu ne hırs, bu ne bitmez bir avanta ki,koltuklarda oturalı bir yılı geçti, yandaşlara kıyak hala bitmedi. Yahu memleket kaynıyor, vatandaş perişan, sizin tek işiniz yandaşlarınızı menun etmek mi? Yeter artık be kardeşim, illallah dedirttiniz …

 

105 YAŞINDA MURADINA ERDİ:

Bakanlar Kurulu vatandaşlık dağıtımında sınrıları zorluyor. Son olarak 98 kişiye daha KKTC vatandaşlık verildi. Tanımam etmem ama, merak ettim baktım. KKTC dahil Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde farklı tarihlerde doğan insanlar. Ancak birtanesi ilgimi çekti. Yazım hatası mı bilemem ama,  vatandaş yapılanlardan birisi, 1912 Reyhanlı doğumlu  Mustafa Atmaca… Allah uzun ömür versin tam 105 yaşında birisi. Belli ki sonunda amcam da muradına ermiş…

 

BU KAÇINCI NİJERYALI CİNAYETİ:

Kaç oldu hesaplayan var mı? Son bir kaç senede ölen, öldürülen Nijeryalı öğrenci sayısı hakkında fikir sahibi olan var mı? Geçen hafta bir tanesi ölü bulundu. O konuda bir gelişme duymadım. Dün de biri yine ölü bulundu, başka bir tanesi de uzun süredir kayıp. Arayan, soran?  Yazıktır, günahtır. Giden bir can. Konu yabancı öğrenci olunca, kimsenin kılı kıpırdamıyor. Bir yerli olsa, toplumsal baskıyla çoktan failleri bulunurdu gibime geliyor. Yahu kardeşim burada bu çocukları suça bulaştıran çeteler var. Hala görmüyor musunuz? Hala ulaşamıyor musunuz. Anlaşılır gibi değil…

 

 

ZİRVEDEKİLER

Av. Ayşegül Baybars: “Benim dahil olduğum toplantıda konuşulan tek konu, bu hizmeti verecek firmanın kimliği, ehliyeti ve ortaya çıkan ücretin kim tarafından karşılanacağı ile sınırlı kaldı. Taraflar arasında hukuki uyuşmazlığa neden olan bu husus herhangi bir çözüme ulaşılmadan toplantı sonlanmıştır. Bu toplantıda konuşulanlar ve yaşananlar bu şekildedir. Bu günlerde ortaya konan, havada uçuşan iddialar çerçevesinde bir şeyler konuşulmuş olsa ve ben bunlara tanıklık etmiş olsam bu durum ile ilgili gerekeni yapmaktan asla geri durmazdım…”.

 

 

DİPTEKİLER

Denetimden Kaçmak: Birikim Özgür, “mevcut Hazine ve Muhasebe Dairesi müdürü sırf Başbakanın İstanbul seyahati ile ilgili bilgileri talep üzerine Ombudsmana verdiği gerekçesiyle görevden alınması çok büyük bir rezalettir”  diyor. Yerine atananın UBP örgüt başkanının eşi olması ayrı bir rezalet olsa da, konu, en basit ifadeyle denetimden kaçmadır. Kızının mezuniyetine bir ordu insanla, devlet kesesinden katılan Başbakan, kılıfı da hazırlamak istemiş, ama bir bürokrat gereğini yapmış. Suçu bu…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar