Türkiye’de kur hareketlerini azaltmaya yönelik alınan parasal ve ekonomik önlemler - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

Türkiye’de kur hareketlerini azaltmaya yönelik alınan parasal ve ekonomik önlemler

Onur Borman

İki haftadan beri devam eden kur hareketleri sonucu TL’sında meydana gelen değer kayıpları, ve 2016 yılı içinde öngörülen hedeflerin gerisinde kalınması Türkiye’de bazı ekonomik ve finansal önlemlerin süratle alınmasını gerektirdi. Geçen yıl Rusya ile olan ilişkilerin  gerilmesi sonucu gerek turizmde gerekse ticarette ortaya çıkan uluslararası kısıtlamalar ve doğudaki olaylar her yıl önemli miktarda döviz geliri sağlayan sektörleri oldukça olumsuz etkilemiştir.

Şimdi Rusya ile yaşanmakta olan yakınlaşma ve ekonomik, mali ve siyasi açıdan alınacak önlemler ile iki ülke arasında yapılmakta olan işbirlikleri sonucunda oluşacak ortamda, bu yönüyle olumlu bir gelişme olacağı açıktır. Türkiye’nin en yüksek ticaret hacminin AB ülkeleri ile olması çerçevesinde gelecek yıl AB’de gerek büyüme açısından gerekse krizin etkilerinin azalmasına bağlı olarak AB’ye ihracat hacminin de genişlemesi güçlü bir olasılıktır.


Bu yıl Türkiye’de gerek üretim gerekse büyüme hedeflerinin gerçekleşmemesi nedenlerinin altında da bu faktörler önemli yer tutmaktadır. Ayrıca dolara faiz artışı ihtimallerinin bu aylarda güçlenmesi ile doları yabancı paralara karşı değerlendirirken, Türkiye’yi etkileyen ülke içi ve uluslararası  mevcut siyasi konjonktürle geçen yılki uluslararası ticaret ve hizmet kısıtlamaları da ilave olunca, TL’sı değerini daha çok olumsuz etkilemiştir. Ve Özellikle de döviz gelirlerinin azalması sonucu döviz açığı olan bir safhada, dövize bağlı işlemlerin fazlalığı kur artışlarını da tetiklemiştir.  Gerek özel sektörün gerekse devletin döviz borçları, ticaret açığı, ve bankalar kanalıyla yapılan döviz borçlanmalarıyla mevcut borç miktarına ilaveten 2016’da hizmet sektöründeki döviz gelirlerinin siyasi ve stratejik sorunlar nedeniyle birden bire düşmesi sonucu döviz talep yüksekliği de, TL değer düşüşünü hızlandırmıştır.

Şimdi Hükümet bazı kararlar almıştır. Ayrıca Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın TL’sına olan talebin arttırılması ve döviz talebinin düşürülmesi için hem mevcut döviz varlıklarının elden çıkarılması için gerek kurum kuruluşlara, şirketlere gerekse hane halkına yapmakta olduğu çağrı genelde karşılık bulmuştur. Ve kiralamalar dahil yurt içindeki dövize bağlanan her türlü ticari işlemlerde TL’sına dönülmesi ve döviz varlıklarının ve dövizi olanların dövizlerini TL’sına çevirmeleri başlamış ve sürmektedir. Nitekim başta borsa, bazı bankalar, bir çok şirketler ve şahısların bu çağrıdan sonra döviz bozdurmakta olduklarını ve 3-5 günde de bu miktarın 10 milyar’$’ı bulduğu açıklanmıştır. Bu tabii ki yurt sevgisinin bir nişanesi olarak sevindirici ve gurur vericidir ve Ülke halkının kendi parasına sahip çıkmada gösterdiği hassasiyet bakımından çok olumlu bir göstergedir.

Bu safhada alınan bir tedbir olarak da aşırı döviz dalgalanmalarına karşı dövize bağlanan bir çok fiyatlar karşısında halkı korumak için TL esasına dönüş kanaatimce çok isabetlidir.

Ancak büyük yatırımlar ve kalkınma hamlesi içinde olan Türkiye’nin diğer yandan da ithalatın ihracattan fazla olması ve döviz olarak mevcut borçların oldukça yüksek olması döviz talebini bir süre sonra yine arttıracaktır. Temennimiz başta turizm olmak üzere görünmeyen gelirlerde ve çeşitli hizmet gelirlerinde de artış olmasıdır ki mevcut döviz taleplerini frenlesin.  Küreselleşen dünya koşullarında her dönem döviz işlemleri ve döviz taleplerini önlemek –özellikle kalkınmakta olan ülkelerin sermaye ihtiyaçları ve yerel tasarrufların yeterli olmaması nedeniyle- çok zor olsa da , Ülke içinde dövize bağlı işlemlerin asgariye indirilmesiyle ilgili alınan ve alınması gerekli önlemlerin yürürlüğe konması vatandaşı her yönden korumak açısından da o derece yararlıdır. Hem işveren hem yatırımcı hem de tüketici açısından.

Ayrıca bu arada alınan ilave önlemler olarak gerek Rusya gerekse birkaç ülke ile varılan zirve mutabakatları ile Merkez bankalarına da verilen görev çerçevesinde bu ülkelerin ithalatta ve ihracatta kendi yerel paralarını kullanmak kararları  da döviz talebine olan yüksekliği düşürecektir. Çünkü Türkiye’nin ortalama yıllık 50 milyar$ civarındaki doğal gaz ve ilave olarak petrol ithalatının önemli bir ödemesini TL ile yapacak olması, bu miktardaki yüklü bir döviz talebini de azaltacaktır. Aslında parasal yönden alınan bu önlemler, Merkez Bankasınca bir miktar TL faiz artışı önlemi ile de desteklense kanaatimce çok daha etkili bir paket olurdu.

Ayrıca yurt içi her türlü işlemlerde TL’ye dönüş ve sahip çıkma tedbiri yanında bu hafta Perşembe günü TC Başbakanı Sayın Binali Yıldırım’ın Ekonomik Koordinasyon Kurulu’nu toplayarak alınan ekonomik ve finansal destekleyici kararları üreterek, gerek üretimde gerek ihracatta gerekse istihdam artışına destek açısından sıkıntıda olan sektörlere özellikle de reel sektöre devletin elini uzatmasının memnunlukla karşılandığı, tüm meslek kurum ve kuruluşlarının yaptıkları açıklamalardan müşahede edilmektedir.

Bu önlemler çerçevesinde destek ve teşvikler, sıkıntıya girmiş olan sektörleri özellikle reel sektörü rahatlatmaya yöneliktir.  –Hazine garantisiyle 250 milyar TL’lik bir kredi hacmi oluşturulması öngörülmektedir. Ağırlıklı olarak da KOBİ’lere verilecek. Garanti teminatı % 90 olacak.  – İhracat kredilerinde ise garanti teminatı % 100 olacak, – Ticari kredilerde de % 85 verilecek. Önemli bir imkân. Bu kredi hacmi oluşturulurken yeni bir vergi öngörülmeyeceği, arizi gelirlerden ve bütçe tasarruflarından karşılanacağı ifade edilmiştir. Arizi yani geçici gelirler herhalde özelleştirme ve benzer gelir ortaklığına dayalı işletme ve yatırım gelirlerinin genişletilmesi olabilir.  – 2017’de özel yatırımlar daha da teşvik edilecek imalat sanayiine teşvik kapsamında ilave destekler verilecek ve bu imalatlara yönelik yatırım harcamalarına katkı oranı % 15 arttırılacak, yerli mal kullanımı teşvik edilecek, ki bu katma değeri arttıracak,  –Kurumlar vergisi indirimi tam olarak uygulanacak bu kapsamda, -İnşaat işlerinde KDV iadesi verilecek, İhracatı çeşitlendirmek için Eximbank devreye girecek, – Yurt dışı hizmetlerde müteahhitlik gibi, kullandırılan döviz kredilerinde  Türk malı ve hizmeti kısmına, sıfır faiz uygulanacak, – Yeni istihdam yapan işletmelere ilk yıl asgari ücretin yarısı, ertesi yıl %25 destek verilecek, 3 ay sigorta primleri ertelenecek, – Yine KOBİ’lere ilk 12 ay geri ödemesiz ve 3 yıl vade ile 50bin TL kredi sağlanacak, devletin faiz desteği olacak.

Alınan bu önlemlerle hem üretim ve istihdam artışı hem de üretimde katma değer artışının sağlanması ve yerli mal kullanımı teşviki  ile mal ve hizmet ihracatının daha yüksek katma değerli olmasının sağlanması hedef alınmaktadır. Bu da başarıldığı oranda döviz talebini ve dolaylı olarak ithalatı azaltacaktır. İthal mallarına dayalı imalattan, yüksek katma değerli imalata ve hizmetlere yönlendirme söz konusudur. Temennimiz yeni önlemlerle TL’nin değer kayıplarının azalması ve uzun vadede stabl hale gelmesidir.

Halkın seferberlik ruhu ile devlet desteği birleştiğinde başarı oranı daima oldukça yükselir. Bunun meyveleri gelecek yıllarda görülebilecektir. Tabii ki kısa vadede ve orta vadede olmak üzere bir zamana ihtiyaç olacaktır. Döviz artışının ateşini almak için bu önlemler de gerekli idi. Bu tedbirlerle birlikte burada yabancı sermayenin algısı da çok önemlidir. Beklentilerin olumlu olması ve siyasi risklerin azalması bakımından.  Çünkü her kalkınmakta olan ülkede yabancı sermayeye de ihtiyaç vardır. Her şeyin hayırlı olmasını dileriz.

Kur hareketleri KKTC’yi daha da derinden etkilemektedir. Üretimi ve istihdamı artırıcı ve fiyatları ve dövize bağlı ödemelerde halkı koruyucu benzer önlemlerin Hükümetçe alınması şarttır.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar