16 Nisan 2017 de yapılan referandumdan öğretici sonuçlar çıkartabiliriz.
Bu sonuçlardan en önemlisi EVET ve HAYIR oylarının birbirine çok yakın çıkmasıdır.
Bu sonuç, Türkiye’de uzlaşmanın kaçınılmaz olduğu gerçeğini de ortaya çıkartmıştır.
Kapitalizmin alabildiğine geliştiği bölgelerde HAYIR oyunun ön planda olması, ülkeyi ideolojik ve kültürel olarak besleyen bölgelerin artık AK PARTİ’nin kontrolünün dışına çıkmaya başladığının işaretidir.
16 Nisan’da Türkiye’nin Batı illeri, Trakya, Akdeniz kıyısı ve Kürt illeri ‘Hayır’ dedi.
Başkent Ankara ve İstanbul dâhil büyük şehirlerden de büyük oranda ‘Hayır’ oyu çıktı. İç bölgeler, Karadeniz kıyısı ve Doğu illeri ise ‘Evet’ dedi.
81 ilden 33’ünde ‘Hayır’ oyu önde çıktı. Büyükşehir statüsündeki 30 ilin 17’sinde ‘Hayır’ oyu önde.
Türkiye dışında, 35 merkezde kullanılan oylarda ise çarpıcı sonuçlar elde edildi.
Almanya, Avusturya, Belçişka Danimarka,Fransa, Hollanda,Lübnan, Lüksemburg ve Norveç’te EVET oyları önde çıkarken 26 ülkede HAYIR oyu önde çıktı.
Kuzey Kıbrıs’ta kullanılan oyların %44,31i EVET ve %55,61i HAYIR olarak çıktı.
Bu sonuçlar sosyolojik açıdan mutlaka derinlemesine incelenecektir.
Ancak yine de, Büyük Şehirlerin, tek adam yönetimine karşı çıktıklarını ve bunun gelecekte ana akım haline geleceğini söyleyebiliriz.
Irkçılık olaylarının yaygın olduğu, Almanya, Hollanda, Fransa , Belçika gibi ülkelerde, EVET’in çıkması, buralardaki Türk toplumunun bu ülkelerdeki yapı ile birleşememesinin de işaretidir.
Türklerin yoğun olarak yaşadıkları bölgelerde oluşan GETTOLAR, bu insanların içinde yaşadıkları toplumla bütünleşmesini sağlamada engelleyici bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır.
Bu yapıdan da bir taraftan ırkçılık, diğer taraftan güçlü lider arama psikolojisini geliştirmektedir.
Kuzey Kıbrıs’a gelince:
Başbakan’ın bile ziyaret ederek oy istediği bu küçük birimde yaşayan insanlar, kendilerinin geleceğinin daha demokratik bir yapı olduğunu açıkça ilan etmişlerdir.
Ekonomik yardımları elinde tutan elçiliğin bile bu sonucu değiştirememesi de ilginçtir.
Tayyip Erdoğan’ın BATI KARŞITI söylemleri, BÜYÜK ŞEHİRLERDE YAŞAYANLARI ürkütüp HAYIR’a yönlendirirken, bu sonuçlar da Tayyip Erdoğan’ın İDEOLOJİK ZAYIFLIĞINI iyice ortaya çıkartmıştır.
Kültürel merkezlerden beslenmeyen hiçbir akımın geleceği yoktur.
MHP ye gelince:
Bahçeli’nin kontrolünde olan kesimin, EVET oylarında hiçbir belirleyici katkısının olmadığı iyice ortaya çıkmıştır.
Bu durumda MHP deki parçalanma daha şiddetli bir şekilde devam edecektir.
CHP de yeni bir yol ayrımına zorlanacaktır.
Büyük şehirlerde çıkan HAYIR oyları, BATILI YAŞAM TARZININ oylarıdır. Bu oyların hedefi daha modern, daha özgür ve üretken, demokratik bir Türkiye’dir. Bu yeni Türkiye’yi ,içinde ırkçılığı ve güçlü bürakrasi isteklerini barındıran bir CHP yapamaz.
Her yeni yol ayrımı, yeni alternatiflerin, yeni umutların da habercisidir. Türkiye’deki 16 Nisan Referandumu da bu yeni yol arayışlarının habercisinden başka bir şey değildir.
Bu yeni yol arayışında, TEK ADAM hayalinin gerçekleştirilmesi artık MÜMKÜN DEĞİLDİR.