TÜK meselesi netleşiyor - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

TÜK meselesi netleşiyor

Köş, MoreketMehmet Moreket

Geçtiğimiz Cumartesi günkü yazımızda, Toprak Ürünleri Kurumu’nun kurtarılması adına yapılan icraatta, yanıtsız sorular olduğunu belirtmiştik…

Bunlardan biri de, Tarım Bakanlığı’nın ithal ürünler üzerine yüzde 2 fon konmasını önerdiği, Bakanlar Kurulu’nun ise bunu yüzde 3’e çıkarttığıydı…


Bunun bir duyum olduğunu belirtmiştik…

Meğer gerçekmiş…

Tarım Bakanlığı’nın, Bakanlar Kurulu’na gönderdiği önergede aynen şöyle deniyor; “Önerimiz: ….Detaylı verilen listedeki ürünlerin ithalinde, Toprak Ürünleri Kurumu’na fatura üzerinden % 2’lik bir katkı payı kesilmesidir”.

Aynen dediğimiz gibi, Bakanlar Kurulu ‘hazır elimiz değmişken, bir puan da biz koyalım, bütçeye gelir olsun’ demiş görünüyor…

Öyle midir, değil midir, bu konu izaha muhtaç. Tarım Bakanı Nazım Çavuşoğlu zam gerekçelerini detaylarına kadar girip anlatırken, bu yüzde 1’in nereden çıktığını, nereye harcanacağını söylememektedir. Oysa şeffaflık gereği, konulan her dolaylı verginin nereye harcanacağını bilmek vatandaşın hakkıdır. Mesela ben merak ederim, bu yüzde 1’lik ek gelir, 11 tane yeni makam aracına mı harcanacaktır? Ya da yeniden başlayan istihdam furyasını mı finanse edecektir..?

Diğer yandan Bakanlığın önerisinde, sürekli olarak bir personel giderinden bahsedilmekte. TÜK’ün önemli bir miktar personeli, kamuya aktarılmış. Bunların sadece emeklilik ödeneklerini Kurum ödüyor. Diğer giderleri devletten çıkıyor. Şimdi, tümünün devlet tarafından karşılanması da öneriliyor. Herhalde Bakanlar Kurulu bunu da onaylamıştır…

Başka bir konu, bizzat Bakanlığın önerisinde, “zaman içinde TÜK’ün sorumluluğunda olan ürünlerin serbest piyasaya bırakıldığı” belirtiliyor. Şimdi Bakanlık, bu denetimi tekrar almak istiyor. Bunu yapmaya çalışan, Eroğlu döneminden beri liberal, özgürlükçü ekonomi savunucusu olduğunu söyleyen UBP’nin kendisi.  Hem de ne pahasına, zaten gelir düzeyi yerlerde sürünen, yüzde 50’si asgari ücretle geçinen vatandaşın cebine el atma pahasına…

Geçen dönem çıkan şu İyi İdare Yasası’nın  5. Maddesinin 3. Fıkrası da diyor ki, “İdare, yetkilerini ancak kamu yararı amacına uygun biçimde kullanabilir”

Tekrar soruyorum, nerede burada kamu yararı? Ben tatmin değilim. Kimse de değil.

Ben söylemiyorum, bu ülkenin ekonomisini en iyi bilen Ticaret Odası söylüyor, “kurtarılmak istenilenin aslında köhnemiş düzendir”

Bu tamamıyla belli bir zümreyi memnun etme adına, batak bir KİT’i zorla yaşatma çabasıdır. Hükümetin, tarımda çalışan kesimi “parti yararına” kendine bağlı tutmak, üreticiyi doğrudan etkileyen bu enstrümanı kaybetmemek için gösterdiği bir çaba…

Tarım da, üretim de, ithalat da, ihracat da bana bağlı olacak. İşi olan bana gelecek, ben belirleyeceğim, ben karar vereceğim, ben yönlendireceğim. Herkes de bana boynundan bağlı olacak…

Yani bizim partilere….

Ve tabii bir de sundukları mantıksız gerekçenin arkasına saklanıp, yüzde 1 de “gerekçesiz” fon uygulaması koyarak…

Fakat gördüğüm öylesine rahatlar ki…

Ne muhalefet, ne sendikalar, ne de diğer ekonomik örgütler, kendilerini rahatsız edecek eylemler yapamıyorlar…

Belki bir şans, birileri kalkar ve en azından bu “kamu yararı” konusunu yargıya taşır…

YERİN KULAĞI VAR

PROPAGANDA BAŞLADI:

Henüz ortada imzalanacak bir metin yok ama, olası bir referandum da “hayır” ve “evet” diyecek olanlar propagandaya başladılar bile. Özellikle “hayır” kampanyası yürütecek olan kesimlerin köy köy gezip, olmayan metin üzerinden “hayır” propagandası yaptıkları ve vatandaşı etkilemeye çalıştıkları gözden kaçmıyor. Geçmişte de yaşanan ve, “sizleri gemilere koyup geri gönderecekler” safsatası üzerinden prim yapmaya çalışanlara karşı, “evet”çilerin henüz tam olarak sahaya inmedikleri ve hangi argümanları kullanacakları bilinmiyor… 

 

AYRANI YOK İÇMEYE….:

Hani paramız bol olsa, harcayacak yer bulamasak anlarım da, ekonominin dibe vurduğu, insanların geçim derdi yaşadığı bir dönemde bakan arabalarının yenilenmesini kim nasıl izah edebilir ki? TÜK’ü kurtarma adına fonları artırarak, hayatı pahalalılaştıracaksınız ama iş kendinize geldi mi, har vurup harman savuracaksınız. Hani bir söz var “Ayranı yok içmeye, at’la gider…….” diye. İşte hükümetin durumu da aynen bu…

 

VAZGEÇMİYORLAR:

Hükümet, vatandaş ve sivil toplum örgütlerinin tepkisine rağmen  Girne İkinci Bölge Kapsamlı Emirnamesi’nde yapacağı değişiklikte ısrar ediyor. Yıllardır Girne’nin içine ettikleri yetmiyormuş gibi, daha da etmeye kararlılar. Sormak lazım bu efendilere, siz kimin hükümetisiniz, göreviniz halka mı, yoksa birkaç ensesi kalına mı hizmet etmektir… ?

 

YİNE AYNI CİNAYET YÖNTEMİ:

Internette küçük bir araştırma yapsanız, apartmanların önünde, ya da merdiven boşluğunda ölü olarak bulunan, yüksekten düşme sonucu öldüğü anlaşılan bir çok Nijeryalı öğrenci olayı görürsünüz. Yine bir tanesi, diğerini 6 metre yüksektan atmış. Demek yöntemleri bu. Ancak bunların arasındaki sonucu cinayete kadar giden bu ilişkiler takip ediliyor mu? Benim bildiğim bir yılda en az üç benzer olay var. Biz de yazmışız. Bu iş organize suç kokuyor. Nijeryalılar burada küçük bir koloni. Bulup ortaya çıkartmak için daha kaç cinayet olması gerek?  

 

YANLIŞTAN DÖNÜN:

Ticaret Odası, toplumun büyük bir kesiminden tepki gören ve 109 kalem ürünün ithaline getirilen %3’lük yeni verginin kaldırılması çağrısında bulunarak, “bu konu fon konusu olmaktan çıkmış, koalisyon hükümetinin geleceği konusu haline dönüşmüştür” denilerek yanlıştan dönülmesini istedi. İş çevreleri, sivil toplum örgütleri ve vatandaşın tepkilerine karşı hükümetin nasıl bir tavır içine gireceği merak ediliyor…

 

BAŞBAKAN BASIN BULUŞMASI:

Başbakan Hüseyin Özgürgün bugün basınla biraraya geliyor. Başbakanlığı dönemindeki icraatlarını anlatacak olan Özgürgün’ün ithal maddelerine yapılan %3’lük fon zammı, kabineye alınan yeni arabalar ve en önemlisi Girne Emirnamesiyle ilgili söyleyeceklerini merakla bekleyeceğiz…

ZİRVEDEKİLER

Mustafa Akıncı: “Artık son virajlardayız, ya bu işi federal bir çerçevede önümüzdeki 4 ayın içinde 2017’ye girerken halledeceğiz ya da bu olamıyorsa başaramıyorsak artık bizden sonraki kuşaklar farklı yollar deneyecekler. Dolayısıyla önümüzdeki süreci iyi değerlendirir ve özellikle Rum tarafı da imkansızı isteme yanlışına düşmezse makul bir çerçeveyi oluşturmak mümkün olacaktır… ” .

 

 

DİPTEKİLER

Saçmalayan Rum Siyaseti: Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahalesi ABD önderliğindeki koalisyon güçlerinin önderliğinde gerçekleşirken, Güney Kıbrıs bunu bile Kıbrıs konusuna malzeme yapıyor. Bu ülkeye garantörlük haklarının verilmesi nasıl mümkün olurmuş… Tüm askeri müdahalelerde, İngiliz üslerinin kullanılmasını geçtim, aslında kendilerinin böyle bir müdahale gücü olmadığına yandıklarından da eminim… Yani iyiden saçmaladılar…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar