Tıp Bayramı'nda sorunlar konuşuldu - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Sağlık

Tıp Bayramı’nda sorunlar konuşuldu

 

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği tarafından düzenlenen Tıp Töreni bugün birlik lokalinde gerçekleştirildi. Etkinlik kapsamında meslekte 50’inci yılını dolduran Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu, Dr. Mustafa Erbilen, Dt. Gönül Bekiroğlu, Dt. Sait Güven’e özgeçmişlerinin okunmasının ardından plaket ve onur belgesi sunuldu. Törende, meslekte 25’inci hizmet yılını dolduran doktorlara plaket ve onur belgesi verilirken, bazı kurum, kuruluş ve şahıslara da plaket verildi. Meslekte 25’inci yıllarını dolduran Okan Dağlı, Haluk Harutoğlu, Seral Çağlar, Cansel Bayraktaroğlu Öztekiner, Tayfun Beyatlı, Faiz Sucuoğlu, Saffet Tanul, Ümit Sakallı, Aykut Üretici, Serap Uluçay, Mehmet Mehmetoğlu, Savaş Baydar, Hayat İzel, Sibel İzel, Mustafa Asım Şafak, Hülya Taneli, Filiz Besim, Müjde Doğruöz, Fethi Erhan Yağcı veHakan Kuntay’a plaket ve onur belgesi sunuldu.


Törene Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Meclis Başkanı Hasan Bozer, Sağlık Bakanı Ertuğrul Hasipoğlu, Maliye Bakanı Ersin Tatar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Şerife Ünverdi, Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Başkanı Mehmet Çakıcı, sağlık sektöründe örgütlü sendika ve sivil toplum örgütü temsilcileri, doktorlar ve davetliler katıldı.

Törene katılamayan Başbakan İrsen Küçük ise mesaj gönderdi.

Tıp Bayramı töreninde Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Meclis Başkanı Hasan Bozer, Sağlık Bakanı Ertuğrul Hasipoğlu, Kıbrıs Türk Diş Tabipleri Odası Başkanı Dt. Hüseyin Bıçak, Kıbrıs Türk Tabipleri Odası Başkanı Cemal Mert, Kıbrıs Türk Serbest Çalışan Hekimler Birliği Başkanı Kandemir Berova, Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası’ından Turgay Akalın, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Özdemir Berova konuşma yaptı.

PLAKET VE ONUR BELGELERİ VERİLDİ

Etkinlik kapsamında meslekte 50’inci yılını dolduran Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu, Dr. Mustafa Erbilen, Dt. Gönül Bekiroğlu, Dt. Sait Güven’e özgeçmişlerinin okunmasının ardından plaket ve onur belgesi sunuldu.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na plaketini Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Başkanı Özdemir Berova takdim etti.

Törende, meslekte 25’inci hizmet yılını dolduran doktorlara plaket ve onur belgesi verilirken, bazı kurum, kuruluş ve şahıslara da plaket verildi.

Meslekte 25’inci yıllarını dolduran Okan Dağlı, Haluk Harutoğlu, Seral Çağlar, Cansel Bayraktaroğlu Öztekiner, Tayfun Beyatlı, Faiz Sucuoğlu, Saffet Tanul, Ümit Sakallı, Aykut Üretici, Serap Uluçay, Mehmet Mehmetoğlu, Savaş Baydar, Hayat İzel, Sibel İzel, Mustafa Asım Şafak, Hülya Taneli, Filiz Besim, Müjde Doğruöz, Fethi Erhan Yağcı veHakan Kuntay’a plaket ve onur belgesi sunuldu.

Kamu spotlarını karşılık beklemeden yayınladığı için Kıbrıs TV ve Genç TV’ye, Engelsiz Hastane Projeleri için Kıbrıs Türk Mimarlar Odası’na, çevre konusundaki çalışmaları dolayısıyla Biyologlar Derneği ve Kıbrıs Türk Çevre Mühendisleri Odası’na, Kıbrıs kültürüyle ilgili yaptıkları çalışmalar için Kalavaç Muhtarı Ömer Meraklı’ya, toplum sağlığına gösterdikleri duyarlılık nedeniyle gazeteci Hasan Karaokçu, ve gazeteci Serhat İncirli’ye, Lokman Hekim arşivini bağışlayıp müzenin oluşmasını sağladığı için Yazar Harid Fedai’ye de plaket verildi.

Tören, kokteyl ile sona erdi.

EROĞLU: “SAĞLIKTA ÖNEMLİ AŞAMALAR KAYDEDİLDİ”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, siyasete başlamadan önce uzun yıllar olmasa da merkez ve kırsal kesimlerde doktorluk yaptığını anlattı. Sağlık hizmetlerinin nereden nereye geldiğini iyi bildiğini söyleyen Eroğlu, steteskop ve tansiyon aletiyle doktorluk yapılan günlerden gelindiğini, sağlıkta önemli aşamalar kaydedildiğini belirtti.

Eroğlu, siyasete girerken doktorluğun bir avantaj olacağını sandığını ancak kademe kademe ilerledikçe ikisinin birlikte gitmeyeceğini gördüğünü ve 1983’te parti başkanı olunca muayenehanesini kapattığını kaydetti.

Tıp töreninde yapılan konuşmalarda birçok şey söylendiğini, bunlardan çıkarılacak dersler bulunduğunu kaydeden Eroğlu, iyi niyetle söylenmiş sözler olduğunu belirtti.

Bakanlık ve hekimlerin bir araya gelerek değerlendirme yapabileceklerini söyleyen Eroğlu, “Bütün sorunlar bir yasayla çözülebilir bir noktaya gelebilir” dedi.

“SAĞLIKLI ANLAŞMA KALICI VE YAŞAYABİLİR BİR ANLAŞMADIR”

Kıbrıs sorununa da değinen Eroğlu, “Sağlıklı bir anlaşma için sizin verdiğiniz görevi yerine getirme gayretindeyim. Sağlıklı anlaşma, kalıcı ve yaşayabilir bir anlaşmadır” dedi.

Güney Kıbrıs’ta liderin değiştiğini anımsatan Eroğlu, “İlk işim onu arayarak tebrik etmek oldu. Daha sonra da bir yazıyla, bir yol haritasıyla ilerleme arzumuzu dile getirdim” diye konuştu. Eroğlu, bu konuları geçtiğimiz günlerde adaya gelen Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer ile de görüştüğünü ifade etti.

Güney Kıbrıs’ta ekonomik sorunlar yaşandığını, yeni başkanın bir süre bunlarla ilgilenmek durumunda kalacağını söyleyen Eroğlu, yeni başkanın bu süreyi çok uzatmadan görüşmelere başlamasının ve on yıllardır devam eden çözümsüzlüğün çözüme ulaştırılmasının vaktinin geldiğini kaydetti.

Eroğlu, “Eğer zamana oynarsanız her iki halkta da bir anlaşma olacağına yönelik umutlar tükenecek. Dünya da, her iki halk da sorunun uzamasından usandı. Sorun uzadıkça psikolojik sorunlar da ortaya çıkıyor. Özellikle yer değiştirme konusunda, müzakere masasına oturunca izleyenlerin ilk düşüncesi, yer mi değiştireceğiz oluyor” dedi.

Görüşmelerin uzun süredir devam ettiğini söyleyen Eroğlu, karşılıklı çözüm iradesi ortaya çıkarsa, sorunun çözülebileceğini, Kıbrıs Türk toplumunun bu iradeyi defalarca ortaya koyduğunu vurguladı.

BOZER: “DÜŞÜNCE YAPIMIZ EROZYONA UĞRUYOR”

Meclis Başkanı Hasan Bozer de, toplumun düşünce yapısında erozyon yaşandığını, bireysel çıkarlara, toplumsal çıkarlardan daha büyük önem verildiğini söyledi. Yaşanan bu düşünce değişikliğinin toplumu ileriye taşımayacağını belirten Bozer, olumsuzlukların altında yatan nedeninin bu olduğunu ifade etti.

“Nerden nereye geldiğimizi hatırlamalıyız” diyen Bozer, öz eleştiri yapılması gerektiğini, bu yapılmadığı takdirde yanlışların düzeltilemeyeceğini vurguladı.

Sağlıkta iyi şeylerin de yaşandığına değinen Bozer, özellikle kalp cerrahisinde yaşanan gelişmelerin mutluluk verici olduğunun altını çizdi.

HASİPOĞLU: “HERKES GÖREVİNİ YAPSIN”

Sağlık Bakanı Ertuğrul Hasipoğlu da, konuşmalar sırasında yapılan eleştirilere cevaben, geçmişte kamu doktorluğu yaptığını, özel hastane çalıştırdığını, Tabipler Birliği’nde görev yaptığını ve sendika başkanlığı yürüttüğünü hatırlatarak, kendisini daha önce eleştirenlerin bakan olduklarında yaptıkları icraatlara dikkat çekti.

“Konuşmak değil, paylaşmaktır önemli olan” diyen Hasipoğlu, merkeze insan sağlığının alınması gerektiğini belirtti.

Yasayla hastanelerle ilgili birçok yetkinin Tabipler Birliği’ne aktarıldığını dile getiren Hasipoğlu, bu nedenle kendisine yöneltilen eleştirileri kabul etmediğini, bakanlık olarak hastane ve muayeneleri ruhsatlandırmakla sorumlu olduklarını ifade etti.

Hasipoğlu, yasayla hastanelerde yönetim kurulları oluşturulmasına rağmen, tüm eleştirilerin bakanlığa getirildiğini belirterek, “Herkes görevini yapsın” dedi.

Hasipoğlu, 1990–1994 yılları arasında bakanlık yaparken sigortayı özel doktorlara açmak istediğini ancak tepki aldığını ve bu uygulamaya karşı grev yapıldığını anlatarak, tepki verenler arasında Serbest Çalışan Hekimler Birliği Başkanı’nın da olduğunu ifade etti.

Sevk sistemini getirmek istediğinde de eleştirildiğini kaydeden Hasipoğlu, bu sayede ilaç ve emekten tasarruf edildiği halde hasta seçme özgürlüğünün engellendiği gerekçesiyle doktorlardan itiraz geldiğini söyledi.

HASİPOĞLU: “63-74 ARASINDA TEK BİR YATILI HASTANE YOKTU”

1963- 1974 arasındaki dönemde, çatışmalar başladığında, tek bir yatılı hastane olmadığını dile getiren Hasipoğlu, o dönemde doktorların büyük bir özveriyle sigara fabrikası ve barakalardan yapılan hastanelerde görev yaptığını anlattı.

Gelinen noktayı takdir etmek gerektiğini söyleyen Hasipoğlu, ülkenin thalassemia, sıtma ve aşı konusunda önemli bir yerde olduğunu anlattı.

Devlet laboratuarının 76 ülkenin laboratuarlarına akredite olduğunu, tahlillerde önemli bir yere gelindiğini anlatan Hasipoğlu, olumlu gelişmelerin takdir edilmediğini ifade etti.

Hasipoğlu, Lefkoşa’da grev nedeniyle oluşan çöp yığınlarını oksijenli suyla ilaçlattıklarını ve bunun için de eleştiri aldıklarını; gazetelerin çöpler nedeniyle kolera, dizanteri gibi hastalıkların yayılacağıyla ilgili haber yaptığını ancak böyle bir salgın yaşanmadığını söyledi.

Ülkede sağlık haritası çıkarılması için başlattıkları çalışmaların devam ettiğini dile getiren Hasipoğlu, bu çerçevede mayıs ayında okullardaki taramaların biteceğini kaydetti.

Hasipoğlu, teknik donanımda eksiklik yaşanmaması için ellerinden geleni yaptıklarını anlatarak, gecikmeler yaşansa da hastanelerde uzun vadede sorun yaşanmadığını söyledi.

Önümüzdeki dönemde ambülans alımı yapılmasının planlandığını aktaran Ertuğrul Hasipoğlu, GPS ve otomasyon sistemi kurulmasıyla ilgili çalışmaların da devam ettiğini söyledi.

Sağlık Bakanı Hasipoğlu, hastanelerdeki fiziki yapının iyileşmesi için çalışmaların devam ettiğini söyleyerek, Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’nde yapılması planlanan düzenlemelerden bahsetti. Bu düzenlemeler çerçevesinde binanın engellilere uygun hale getirileceğini anlatan Hasipoğlu, Acil Servis’te de değişiklikler yapılacağını belirtti ve sponsor arayışında olduklarını ifade etti.

“MECBURİ HİZMET SONRASI KADROYA ALMA ŞARTI YA DA VAADİ YOK”

Mecburi hizmetteki doktorların sıkıntılarıyla ilgili eleştirilere de cevap veren Hasipoğlu, mecburi hizmet sonrası kadroya alınma gibi bir şart ya da vaat bulunmadığını ifade etti.

Hasipoğlu, dışarıdan hizmet alımının ise sadece bazı branşlarda ve ihtiyaç ölçüsünde yapıldığını anlattı.

Bulaşıcı hastalıklar ve organ nakliyle ilgili yasaların kısa süre içinde Bakanlar Kurulu’na geleceğini belirten Hasipoğlu, bunların arkasından genel sağlık sigortasıyla ilgili yasanın gündeme getirileceğini belirtti.

Yeni geçecek yasalar kapsamında sigorta şirketlerine hizmet satmayı düşündüklerinden bahseden Hasipoğlu, bunu döner sermaye sistemiyle birleştirmeyi düşündüklerini anlattı.

Geçmiş bakanlıklarından biri döneminde muhalefetten kendisine gece kulüpleriyle ilgili eleştiri geldiğini anlatan Hasipoğlu, daha sonra kendisini eleştirenler bakanlık yaptığında kendisinin de aynı soruyu onlara yönelttiğini ve gece kulüplerinin ihtiyaç olduğu yanıtını aldığını anlattı.

Bazı kadın doktorlar bakanın aktardığı bu söylem üzerine tepki göstererek salonu terk etti.

Daha sonra hastane çalışanlarının maruz kaldığı şiddet olaylarına değinen Hasipoğlu, “Kimsenin bir sağlık çalışanını darp etmeye hakkı yoktur” dedi.

BIÇAK: “DİŞ TEDAVİSİ İÇİN TÜRKİYE’YE GİDEREK KÖTÜ DURUMDA DÖNENLER VAR”

Kıbrıs Türk Diş Tabipleri Odası Başkanı Dt. Hüseyin Bıçak da, ülkenin içinde bulunduğu sorunlar nedeniyle birçok sektörde tıkanıklık yaşandığını, bu durumun toplum sağlığına da yansıdığını kaydetti. Sağlıktaki sorunların başında finansman sorununun geldiğini belirten Bıçak, denetim ve standartlaşmanın da sağlanması gerektiğini söyledi.

Ekonomik durum nedeniyle Türkiye’nin güney illerinde diş tedavisi yaptıran birçok kişi olduğunu, bunlar arasında sağlığı çok kötü durumda geri dönenler bulunduğunu kaydeden Bıçak, “Geri dönüşümü olmayan rahatsızlıklar yaşayanlar var” dedi.

Bıçak, Sağlık Bakanlığı’nın Genel Sağlık Sigortası’nı gündeme getirmesi gerektiğini vurguladı. Diş teknisyenlerinin, diş hekimi olmadığını söyleyen Bıçak, günün koşullarına uygun yasa hazırlanarak, teknisyenlerin ağız içine müdahalesinin engellenmesini istedi.

MERT: “ÇOK ZOR GÜNLER YAŞANDI”

Kıbrıs Türk Tabipler Odası Başkanı Cemal Mert, çok sayıda hekimin yönetici pozisyonunda ya da yönetici danışmanı olduğu bir ülkede sorunların çağdaş şekilde ele alınıp çözülememesinin camia açısından özeleştiri yapılması gereken bir konu olduğunu ifade etti.

Kıbrıs Türk halkının 1950’lerden bu yana çok zor günler atlattığını anlatan Mert, toplumun çok daha iyi yerlere gelecek kapasiteye sahip olduğunu söyledi.

Bu açıdan ülkedeki olanakların tam kapasite ile kullanılıp kullanılmadığının sorgulanması gerektiğini kaydeden Mert, zorunlu hizmet konusundaki sıkıntılara da değindi.

Zorunlu hizmet uygulaması sonrası sözleşmeleri uzatılmayan hekimlerin sorunlarına değinen Mert, bu şartlarda emekli hekimlerden hizmet alınmasını eleştirdi.

Mert, özel sermaye gruplarının sağlık yatırımı yapması sağlık hizmetleri sunumunda rekabet yaratsa da doktor ve sağlık personelinin çalışma koşullarında ciddi gerilemeler yarattığını kaydetti.

Ülkede faaliyet gösteren yükseköğrenim kurumlarında açılan tıp fakültelerine değinen Cemal Mert, Sağlık Bakanlığı ve devlet ile sivil toplum örgütleriyle birlikte bu fakültelerin gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti.

“DÜNYAYA ENTEGRE OLMAK GEREK”

Almanya’ya yaptıkları bir ziyarette yaşlı nüfusun Kıbrıs ve Türkiye gibi sıcak ülkelerde Alman Sosyal Güvenlik sisteminin yapacağı maddi katkı ile ‘yaşlı bakım köylerinde’ barındırılması planı yapıldığını öğrendiklerini anlatan Mert, içinde bulunan şartlarda KKTC’nin bundan yararlanamayacağını söyledi.

Öte yandan Türkiye Sağlık Bakanlığı bünyesinde sağlık turizmiyle ilgili bir birim kurulduğunu aktaran Mert; hasta potansiyelinin yükseltilmesi, teknoloji transferinin sağlanması, ve sağlık sektörü çalışanlarının gelir elde etmesi için dünyaya entegre bir sisteme ihtiyaç olduğunu anlattı.

Bunun için siyasi iradenin sektörü uluslararası ekonomiye entegre hale getirmesi gerektiğini kaydeden Mert, Sağlık Bakanlığı’nın başhekim pozisyonundan kurtulup koordine eden, vizyon belirleyen, politika üreten ve gerekirse cezalandıran bir pozisyona gelmesi gerektiğini anlattı.

BEROVA: “MUAYENEHANELER SOSYAL SAĞLIK SİSTEMİNE DAHİL EDİLMELİ”

Kıbrıs Türk Serbest Çalışan Hekimler Birliği Başkanı Dr. Kandemir Berova, sosyal güvenlik şemsiyesinin tüm halkı kapsaması adına Genel Sağlık Sigortası Fonu oluşturulması gerektiğini belirterek, “Sosyal Emeklilik Fonunu ile Sağlık Sigortası Fonunun birbirinden ayrıştırılması için yasal düzenlemeye gidilmelidir” dedi.

İşyeri ve mesleki kazaların, genel sağlık sigortası içerisinde ayrı bir şekilde değerlendirmesi gerektiğini söyleyen Berova, özel sağlık sigortaları için de yasal zeminin uygun hale getirilmesi ve sosyal güvenliği tamamlayıcı özel sağlık sigortasının mümkün kılınmasını istedi.

Çevre kirliliği, trafik kazaları, iş kazaları, ihmaller nedeni ile meydana gelen ölümler ve özürlülüğün engellenmesi için acil tedbir alınması gerektiğini kaydeden Berova, “Gıda güvenliği için donanımlı bir laboratuar gereklidir. Zirai ve veteriner hekimlikte kullanılan ilaçlar mutlaka kontrol altına alınmalıdır. Bu konular halk sağlığı ile birebir ilişkilidir” diye konuştu.

Serbest çalışan hekimlerin, Genel Sağlık Sigortası kapsamında ilk basamak sağlık hizmeti vermesinin sağlanmasını isteyen Berova, Kuzey Kıbrıs’ın coğrafi ve kültürel yapısının muayene hekimliğine elverişli olduğunu, yapılan istatistikî çalışmaların da yüzde 67′ye varan hastanın ilk basmak hekimlik hizmeti için muayenehaneleri tercih ettiğini gösterdiğini ifade etti.

Berova, muayenehanelerin sosyal sağlık sistemi içerisine çekilmesi, genel sağlık sigortası kapsamında ilk basmak hekimliğinin muayenehanelerde serbest hekimlerce verilmesinin mantıklı bir yaklaşım olacağını kaydetti.

AKALIN: “SORUNLAR ÇÖZÜLEMİYOR”

Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası adına konuşan Turgay Akalın, her sene 14 Mart’ta aynı konuların konuşulduğunu ancak sorunların bir türlü çözülmediğini söyledi.

Ne çevre ne de sağlıktaki sorunlarla ilgili ilerleme sağlandığını anlatan Akalın, Lefkoşa Belediye’sinde yapılan grev nedeniyle toplanamayan çöplerin yaratacağı hastalıkların önümüzdeki dönemde ortaya çıkacağını dile getirdi.

Kamu ile özel sektörün koordine edilmesi gerektiğini ifade eden Akalın, bundan 10 yıl önce oluşturdukları master planında bununla ilgili öneriler sunduklarını belirtti.

Sağlık sistemini aile hekimliği üzerinden kurarak oradan süzülenlerin hastanelere gönderilmesini; hastanelerden süzülenlerin de bir sonraki aşamaya yollanmasını içeren sistemin de master planla uygulanmayı beklediğini anlatan Akalın, Türkiye’nin bu planı alıp geliştirdiğini ve uygulamaya soktuğunu söyledi.

“BULAŞICI HASTALIK SERVİSİ GEREKLİ”

Devlet hastanelerinde bulaşıcı hastalıklarla ilgili bir servis olmadığını da dile getiren Akalın, “Salgın hastalıklar kapımızı çaldığında hastaları yatıracak yerimiz yok” dedi.

Akalın, “hangi sistemi kurarsanız kurun merkezine insanı ve hastayı yerleştiremezseniz o sistem çöker” diyerek vazgeçilemez ve doğuştan kazanılan biz hak olan sağlığın parayla alınıp satılan hale getirilmesi durumunda toplumun ayaklanacağını belirtti.

BEROVA: YASALARDA DÜZENLEMEYE İHTİYAÇ VAR

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Özdemir Berova da, sağlık örgütlerinde organizasyon bozuklukları yaşandığını söyledi.

Sağlıkla ilgili yasalara değinen Berova, Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Yasası’nda güncelleme yapılması gerektiğini, özelikle reçetesiz ilaç satışının önüne geçilebilmesi için yasal düzenlemeye gerek duyulduğunu ifade etti.

Kamu Çalışanları Yasası’nda da eksikliklerin giderilmesi gerektiğini belirten Berova, kamu hekimlerinin özlük haklarında ilişkin sorunların ivedilikle çözülmesini istedi. Özel Hastane, Özel Klinik, Özel Dispanser ve Özel Hastaneler Denetim Yasası’nda bazı eksiklikler olduğunu söyleyen Berova, bunları denetleyecek kurumların oluşturulması gerektiğini kaydetti. Tüp bebek merkezlerinin denetimine ilişkin tüzüğün askıda olduğunu söyleyen Berova, bu merkezlerin denetlenmediğini belirtti.

Özel sektörde çalışan hekimlerin ücret ve çalışma koşullarının kötü olduğunu söyleyen Berova, “Hekimlik mesleğini koruyucu yasal önlemler alınması zaruridir. Kamu hekimlerinde de çok sayıda hekim tiplemesi olması, eşit işleri yapan hekimler arasında ayrıcalık olması iş mutluluğunu engelliyor” diye konuştu.

Berova, hekim, hemşire ve sağlık personeli ihtiyaç planlamasının yapılması gerektiğini söyledi.

SAĞLIKÇILARDAN TİYATRO OYUNU

Öte yandan Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği bünyesinde ilk kez oluşturulan ve sağlıkçılardan oluşan amatör tiyatro grubu, Ertaç Hazer yönetmenliğinde, Nazım Kurşunlu’nun yazdığı “Dışardakiler” adlı tek perdelik komedi oyununu ilk kez 14 Mart Tıp Bayramı kapsamında bu akşam Lefkoşa AKM’de sahneleyecek.

Dr.Ahmet Özant, Dr.Kenan Arifoğlu, Dt.Kezban Demirel, Dt.Ertuğ Çulluoğlu, Hemşire Sibel Tekol ve Hakan Aşık’ın rol aldığı oyunun geliri hayır kurumlarına bağışlanacak.

İkincisi 29 Mart’ta Lefkoşa AKM’de tekrarlanacak oyun, Gazimağusa, Girne ve Güzelyurt bölgelerinde de sahnelenecek ve geliri farklı kurumlara bağışlanacak.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar