Montana’da devam eden süreç, Çarşamba sabahı, hazırlıkların tamamlanamaması nedeniyle öğleden sonraya kaldı.
Perşembe günü BM Genel Sekreteri’nin gelişiyle, Gordiyon Düğümünün çözülüp çözülemeyeceği kesinleşecek.
Montana’da olan arkadaşlar, kendi duygusal yapılarını ön plana geçirerek, görünüşe göre analiz yapmaktadırlar. Oysa, görünüş taktiksel hamlelerden başka bir şey değildir.
Al ver süreci daha başlatılamadan, taktiksel hamlelere bakarak, ümitsizliğe kapılmak yersiz ve aceleci bir davranıştır.
Kıbrıslıların temsil ettiği her iki taraf, kendi kamuoylarında, görünüşte başarılı olduklarını hissettirmek zorundadırlar..
Ancak, son sözü söyleyecek olanlar, Kıbrıslılar OLMAYACAKTIR.
BM Genel Sekreterinin gelişi ve Konferansa yeniden katılımıyla, daha çetin AL-VER sürecinin başlayacağı kesindir.
Ada üzerinde 0 ASKER, 0 GARANTİ VE 0 DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIK prensiplerinin hayata geçme şansı da SIFIRIN ALTINDADIR.
Rum politikacılar, SIFIR ASKER alternatifinin karşısında, 40 Bin asker alternatifinin, Sıfır Garanti söyleminin ardında, BÖLÜNMÜŞ ADA’nın devamının olduğunu mutlaka kavrayacaklar ve iki şıktan birine doğru yöneleceklerdir.
AKEL ve DİSİ liderlerinin bu dönemde, kendi Başkanları ANASTASİYADİS’i de CİDDİ OLARAK ELEŞTİRDİKLERİ bilinmektedir.
Red Cephesi’nin ise, Panik içerisinde olduğu gözden kaçmamaktadır.
Rum lider Anastasiyadis, Pazarlık Gücünü yüksek tutarak, kendi kamuoyunu rahatlatmak istemektedir.
Montana sürecinde en rahat olan güç TÜRKİYE’DİR.
Türkiye, Kuzey Kıbrıs’taki TÜM PARTİLERİ bir çizgide tutarak, Akıncı ile birlikte, uzlaşır bir çizgiyi izlediğini taraflara kabul ettirmiştir.
Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın İnsan Hakları temelli yaklaşımları, Kıbrıs’ta geçmişte yaşananları kavramayan bir bakış açısını ifade etmektedir.
Bu bakış açısının Kıbrıslı Türkler ve Türkiye tarafından, BU SÜREÇTE kabulü mümkün değildir.
Asker ve Garantiler konusunun, her iki tarafın görüş ve tereddütlerini dikkate alacak şekilde çözülüp çözülemeyeceği, BM GENEL SEKRETERİNİN, doğru bir şekilde sorumluluk almasıyla belirginleşecektir.
Kıbrıs görüşmelerinde BM Genel Sekreterinin, ada’da bulunan BM Askerlerinin geri çekilmesi ve Rumların Türkiye ile karşı karşıya bıraktırılması kartı daha kullanılmamıştır. Ancak, bu kart, Demokles’in Kılıcı gibi, Anastasiyadis’in kafası üzerinde sallanmaktadır.
Bu Perşembe, gece yarısına kadar olan süreç, çok karmaşık olaylara gebedir.
Görüşmelerin yapıldığı Montana’da sinirlerin alabildiğine gerileceği ve görüşmenin yanı sıra, PSİKOLOJİK HARBİN de alabildiğine kullanılacağı saatler yaşayacağız.
Bu psikolojik harp başlamadan, sonucun ne olacağı konusunda yazılar yazan çevrelerin, olumsuz sonuçlar çıkacağıyla ilgili beklentileri, hayatın dinamiğiyle çelişmektedir.
BM tarafından yıllarca uğraşılan ve birçok konuda uzlaşının sağlandığı süreç, zor bir yoldan geçmesine rağmen, bu sürecin uzlaşma ile sonuçlanma olasılığı daha yüksektir.