Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Kıbrıs konusunda yaşanan son gelişmelerin üzüntü verici olduğunu belirterek, Kıbrıs müzakere sürecini sabote eden, duraklamasına neden olan olayların ortadan kaldırılarak müzakerelere kararlılıkla devam edilmesi gerektiğini kaydetti.
Rum Meclisi’nde alınmış Enosis Plebisitini anma kararının, taşıdığı anlam ve yaratacağı sonuçlar açısından kabul edilemez olduğu belirtilen açıklamada, bu karar ile başlayan sürecin gerilimi tırmandırdığına, çözüm ruhunu ve müzakereleri istenmeyen noktalara sürükleyebileceğine dikkat çekildi.
Partiden yapılan yazılı açıklamada, süreci sabote eden gelişmelerin giderilerek, müzakere masasının kaldığı yerden sonuç almaya yönelik devam ettirilmesi gerektiği belirtildi.
TDP açıklamasında şunlara yer verildi:
“Yaklaşık 20 aydır süren müzakere sürecinde Kıbrıs Türk tarafının çözüm yönünde gerçekten kararlı ve samimi olduğu net bir şekilde ortadadır, bu da zaten gerek BM, gerekse de ilgili diğer taraflar tarafından da ortaya konmaktadır. Burada önemli olan tüm tarafların aynı tutumu sergilemeleridir. Ancak Rum Meclisi’nde alınan Plebisit kararı, çözüm yönündeki samimiyet ile örtüşmemektedir.”
Kararın, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası, Garanti anlaşmaları ile Sn. Anastasiadis tarafından imzalanan ve müzakerelerin temelini oluşturan 11 Şubat ortak belgesinin ruhuna aykırı, ayrılıkçı bir karar olduğu belirtilen açıklamada, TDP olarak her zaman ayrılıkçı yaklaşımların karşısında olunduğu belirtildi.
Açıklamada, ayrılıkçı yaklaşımlardan hızla uzaklaşılması ve tarafların en erken zamanda çözüme ulaşmak için samimi şekilde çalışması gerektiğine de vurgu yapıldı.
Açıklamada şu ifadelere de yer verildi:
“Gelinen aşamada yapılması gereken ne zamana oynamak, ne de seçimleri düşünmektir. Yapılması gereken çözüme odaklanmaktır. Yaşanan süreç gerçekten tarihidir ve Kıbrıslılar için kaybedilmemesi gereken bir fırsattır. Bugüne kadar sağlanan ilerlemelerin ardından artık gerekli olan siyasi irade ve çözüm yönünde kararlılıktır. Sıkıntılar olmakla birlikte, mutlaka sağduyu galip gelmelidir. Masayı sabote eden sorunlar giderilerek taraflar sonuç almaya yönelik olarak müzakerelere odaklanarak, adil, kalıcı federal bir çözümü sağlayacak adımları atmalıdırlar.”
