Kıbrıs konusunda hareketli bir dönem bizi bekliyor.
Türk tarafı müzakerelerin kaldığı yerden başlamasından yana.
Daha fazla zaman kaybedilmemesi gerektiği düşünülüyor.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, 2010 yılında seçimden galip çıktıktan hemen sonra, müzakerelere 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın bıraktığı yerden devam edeceğini açıklamıştı.
Şimdiki beklenti benzer bir açıklamayı yeni Rum Lider Nikos Anastasiadis’in yapması…
Ve müzakere sürecinin kaldığı yerden hemen başlaması.
Bu konuda BM ve AB tarafına da büyük görev ve sorumluluklar düşüyor.
BM ve AB’den beklenti, Kuzey Kıbrıs’taki seçimlerden sonra gösterdikleri hassasiyeti burada da göstermeleri ve Rum tarafı üzerinde baskı uygulayarak ve onu masaya dönmeye zorlamaları…
Görünen o ki, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer, Türk tarafının da baskısıyla sürecin başlaması için gayret sarf ediyor.
İlgili tüm taraflarla bir araya gelerek nabız tutup, süreci kurtarma yollarını arıyor.
Bu aşamada Downer’ın işi hiç de kolay değil.
Liderleri önümüzdeki günlerde en azından bir sosyal etkinlikte bir araya getirme çabası da bu yüzden.
Rum tarafı sosyal etkinlikte dahi olsa, bir araya gelmeye hazır olmadığı mesajlarını vermeye devam ederken, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu yaptığı açıklamada bu konuda yaşanan gelişmeleri özetledi.
Eroğlu şunları söyledi:
“Biz bu yemeğin 25 Nisan’da yapılmasını ve geciktirilmemesini istedik, ama Rum tarafı buna hazır değil. Büyük bir ihtimalle 22 Mayıs’ta bir araya geleceğiz.”
Belli ki ortada daha tam teyit edilmiş bir tarih yok.
Ama Cumhurbaşkanı görüşme fırsatı olacaksa bunu da kaçırmak istemiyor.
Bu nedenle de açıklamasında “25 Nisan olmazsa, 22 Mayıs olabilir” dedi.
Çünkü Türk tarafının niyeti üzüm yemek.
Bir şekilde müzakerelerin yeniden başlamasını sağlamak…
Türkiye’den gelen açıklamalar da bu yönde…
Hedef kısaca “Kıbrıs sorunundan artık kurtulmak” şeklinde özetlenebilir.
Gelinen noktada görünen, Kıbrıs konusundaki sürecin sosyal içerikli bir buluşma ile yeniden başlayacağı…
Bu konuda henüz kesinleşmiş bir tarih olmamakla birlikte bu yemeğin en kısa sürede gerçekleşeceğini söylemek yanlış olmaz.
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’ın gelmesiyle birlikte tarih de kesinleşmiş olur.
Ama asıl önemli olan yemekten sonra ne olacağıdır!
Sürecin nasıl bir seyir izleyeceğidir.
Rum tarafı, ekonomik sıkıntıları bahane ederek müzakerelerin başlamasını öteleme arayışında…
Mevcut durumda Rum lider Anastasiadis’in müzakere masasında aklı başında bir şekilde müzakere yapamayacağı iddiasını ortaya koyuyorlar.
Ama artık Türk tarafının da sabrı taşmak üzere…
Daha fazla bu işin uzayıp gitmesi istenmiyor.
Bu durumda sosyal içerikli buluşmanın ardından müzakerelerle ilgili bir çalışma takvimi belirlenir mi sorusu gündeme geliyor.
Dileyelim belirlensin ve Kıbrıs konusundaki belirsizliği ortadan kaldıracak bir süreç başlasın.
Böylece, Doğu Akdeniz’deki hidro-karbon yatakları ile ilgili de taraflar ortak bir yol arayışına girsin.
Bekleyip göreceğiz…
