“Siyasi eşitlik” ne kadar uygulanabilir - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Köşe Yazarları

“Siyasi eşitlik” ne kadar uygulanabilir

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Müzakerelerin başından beridir Sn. Akıncı ne zaman bir açıklama yapacak olsa şöyle bir cümle kurmaktadır: “Eşitliğimizi kabul etmezlerse müzakerelerden sonuç çıkmaz..”

Bu uyarı aynen “Türkiye’nin garantisi,” “dönüşümlü başkanlık” gibi Artık Türk tarafının kırmızı çizgileri haline gelmiş “olmazsa olmazlarındadır.”


Buna karşın Cenevre’ye kadar taşınırken “garantör ülkelerin” de katılması ile oluşan konferansta ne “garantiler” ne de “siyasi eşitlik” konusunda uzlaşıya varılamadı. (Varılsaydı Sn. Akıncı geçen gün yine tekrar etmez, siyasi eşitliğimiz kabul edilmezse müzakerelerden sonuç çıkmaz” demezdi!

NEDİR SİYASİ EŞİTLİK? İki halkın “güç ve yönetim” paylaşımında bire bir eşitliği mi?

Yoksa “federal sistem Kuzey-Güney Kurucu Devletler tarafından oluşturulurken, gözetilecek siyasi eşitlik mi?”

Çünkü biliyoruz ki “oluşacak temsilciler meclisinde bizim anlayacağımız basitlikteki anlamıyla bire bir siyasi eşitlik yoktur. Nüfusa göre bir dağılım vardır. Buna karşın senatoda bire bir eşitlik var deniyor.. Son karar mercii senato ile  anayasa mahkemesi olacaksa tutun ki tartışmalı kararlar zamanı boşuna harcamış da olsalar bir sonuca ulaşacaklardır..

FAKAT: Asıl beklenen “güç ve yönetim paylaşımında uzlaşı sağlansa da  “federal sistemin” kendi yapısallığındaki içeriğinde  siyasi eşitliğin olmasıdır.  Nitekim başından beridir deniyor ki 250 bin Türk halkı ile 800 bin nüfuslu Rum  halkının  “federal sistemi” oluşturması güçtür çünkü ne “birleşik” yönden ne de yönetimi hakçasına paylaşacak denge yoktur. Pekala bu denge nasıl sağlanacak?

DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIK: Kıbrıs Cumhuriyetinde yoktu ama cumhurbaşkanı yardımcısının veto hakkı vardı. Annan planında dönüşümlüydü. Şimdilerde yine “dönüşümlü” deniyor ancak Rum tarafının bu konuda hem ayak sürüdüğünü hem de dönüşüm süresini yıllar itibarı ile kendi süresi için  uzun tutmaya çalıştığını biliyoruz.

Buna karşılık “dönüşümlü başkanlık” olsa da açık seçik belli olmuştur ki “yine bire bir eşitlik” yoktur! Yani 3 veya 4 yıl Rum başkan, bir yıl Türk Başkan! Bu “siyasi eşitlik” değil, azınlıktaki Türk toplumunun gönlünü almakla eştir!

Zaten “birleşik Kıbrıs” kulpu takılmakla sistem “iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliği içeren Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinde bir federal devlet” vurgusunu; bugüne kadar Rum nüfusun Kuzey’i delmesi, çapraz oylama gibi araya sıkıştırılan bazı uzlaşılarla anlamsızlaştırmıştır.

Çünkü müzakereler başlarken çok acemi bir politikayla, “birleşik Kıbrıs” lafı, Güney’i Kuzey’e taşımak üzerine kurgulandı!  “İki ayrı bölge ile iki toplumluluk”  bu nedenle kadük olurken,  Annan planında Talat’ın  hatasından kaynaklı “çapraz oylama” da ileride “başkanlık sisteminde” aranan siyasi eşitliği dumura uğratacak mahiyettedir! Yani her iki konu da eğer çözüm olursa  her zaman siyasi komplikasyonlar yaratacak kabiliyettedirler…

Ne var ki her zaman olduğu gibi yine “büyüklerimiz en iyisini bilir” saplantısı, bu kez de makbulat olmaya devam ediyor!

 


     

  ESNAF ZANAATKÂLAR: (BİR HAKLI FERYAT DAHA. ANCAK ANLAYANA!)

Pek çok sorunlarımızın olduğu, çözülmeleri gerektiği gündeme geldi miydi “hangi birini” dendiğince, trafikten çevre pisliğine, uyuşturucudan darp ve hırsızlık olaylarına, devletin işleyişini de içine alırken “kurumların” lime lime döküldükleri gerçeklerine kadar çözümsüzlükleri çaktıklarına, artık hem alıştırıldık hem de kanıksadık!

       Demek ki dirlik ve düzenler kadar “düzensizliklerle toplumsal sorunlara” alışmak da mümkün olabiliyor hatta onlarla yaşıyoruz!

ESNAF VE ZANAATKÂRLAR:   Geçtiğimiz gün zaten var olduğunu bildiğimiz sorunlarına ek “Esnaf ve Zanaatkârlar Odası Birliği” Başkanı Mahmut Kamber’in medyada bir yazılı açıklaması yayımlandıydı. “Yıllar yılı serbest piyasa dedikleri ekonomi kendi yolunu bulur anlayışı duvara toslamamızla sonuçlandı” diyen Kamber şu ilginç teşhisde bulundu:

“Ne turist sayısındaki artış ne kapasitemiz üzerine çıkan öğrenci sayısı ne krediler yoluyla başarılı bir şekilde piyasaya aktarılan kaynaklar ne de mevcut hükümetin biriken borç ve mevcut yükümlülüklerini 2016 yılı içerisinde ödemiş olması, bir kısmımızın bir nebze soluk alması dışında işe yaramadı! Bütün bu uygulamalar reel anlamda milli gelirde, hane halkı gelirlerinde iyileşmeyi sağlamaya yetmedi, yetmeyecek…”

       KISACA diyor ki Kamber, “yeniden yapılandırıldığı halde borçlarını ödemeyen ve bu nedenle hapisliği için hüküm alınan yurttaş sayısı 20 binleri aştı…”  “Esnaf ve Zanaatkârlar Odası TL’nin döviz karşısında değer kaybının elimizde olmayan nedenlerden kaynaklandığını çok iyi bilmektedir. Ancak Elimizde olduğu halde yapabileceğimiz pek çok uygulama ve projeyi yapmadığımızdan, teşviklerin doğru ve yerinde kullanılmamasından, ödediğimiz vergilerden oluşan bütçenin üretimi harekete geçirerek katma değer yaratacak kalemlere gitmemesinden dolayı bu duruma düştüğümüzü de çok iyi bilmektedir…”


İŞTE GERÇEK: Yukarıda  Köşeme aktardığım Mahmut Kamber‘in yakınma ve  teşhisi tutun ki son dönemlerin “sosyoekonomik durumunu” aynalamaktadır. Ki kapsamında adı gitmiş vah’ı kalmış  serbest piyasa ekonomisi fiyaskosu da vardır, ekonomik büyümeye karşın türlü çeşitli gelirlerin “reel anlamda milli gelirle hane halkı gelirlerinde iyileştirmeyi başaramadığı” da vardır.

ÇÜNKÜ: “Hantal ve Merkeziyetçi Devlet” her zaman olduğu gibi “özel sektörün büyüme isteği ile büyümesinin gerisinde kalırken, açık seçik vurgulandığınca mesela daha bir iki yıl önce adaya 1 milyon turist gelmesi hayal iken, şimdi gerçekleşmesine karşın, “sosyoekonomik faydasının yansıması tırnak kadar bile olmadı!”  Kaldı ki potansiyel gelir kaynağı durumunda 90 bin de öğrenci vardır !

Döviz yükselişine bulunamayan çarenin çaresizliğinde heyamola çeken hükümet ise anketlere göre  ne var ki ve maşallah, onca başarısızlığına karşın eğer bir seçim olsa yeniden seçilecek! Çünkü popülizmde çok başarılı!

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar