Biz burada yeni İmar Planları çıkana kadar ortada rant dönecek, değişikliklikler ilan edilmeden, varolan emirnameler değişmeliydi falan derken…
Bir de baktık, sevgili hükümetimiz, 3 Ağustos’ta bir Özel İmar Emri yayınlamış.
Uzmanların söylediğine göre,tüm bölgelerde, şu ana kadar izin verilmiş olan tüm imar çalışmaları yasallaşacak…
Nasıl derseniz, işte böyle:
“Başkent Lefkoşa İmar Planı, Girne 1’inci Bölge Emirnamesi, Girne 2’inci Bölge Kapsamlı Emirnamesi, Girne Beyaz Bölge Emirnamesi, Girne Boğaz Bölgesi Emirnamesi, Tatlısu – Büyükkonuk Bölgesi Emirnamesi ve Karpaz Bölgesi Planlama Sınırı İçinde Denetim ve Geliştirme Emirnamesi, Bafra Emirnamesi ve Beşparmak Dağları Aküferi Koruma Geçiş Süreci Emirnamesi Sınırları içinde”…
Sadece özel koruma alanları emrin dışında kalıyor….
Meraklısı tüm detaylarını Şehir Planlama Dairesi’nin web sitesinde bulabilir…
Bu Özel İmar Emriyle, tüm bölgelerde, tüm arsalarda, tüm gelişmelere Planlama Onayı Verilmiş sayılacak.
İster plan değişsin, ister emirname, peşin onayları kapsamayacak.
Gelişmeden kastı da, her türlü inşaat, tadilat, yıkım, döküm, her şey…
İster yüzme havuzu yapın, ister trafo, kat sınırı falan da hak getire…
Aklınıza ne gelirse…
Hatta yeni iş yeri izinleri bile buna dahil….
Onay monay istemez, açın açabildiğinizi…
Hepsi “gelişme” sayılıyor ve peşinen onay verilmiş oluyor.
Hiç bir kriter yok…
Hiç bir koşulu olmayacak…
Hiç bir kurala uyması gerekmeyecek, kontrolsuz…
Yarın 15-20 katlı gökdelenleri de bu özel emire uydurup izin verirlerse hiç şaşmayın…
Bunun içine anladığım kadarıyla onay almadan başlamış olan kaçaklar da giriyor.
Belki yasa, tüzük, emirnameye uymayan, belki de izin alamayacak olanlar da giriyor…
Devletin parasını, insanların emeğini verdiği Ülkesel Fiziksel Plan orada duracak…
Hem de yasallaşmış olacak…
Siz burada özel emirnamelerle ada genelinde rant yaratacaksınız.
Ortaçağ’a dönüyoruz diyeceğim, ama diyemiyorum…
Aklıma o devirde yapılmış muhteşem Lefkoşa kent planı geliyor, utanıyorum.
Bazen “evimizin içini temizleyemeyiz” diyenlere de hak veriyor insan…
Siz ne kadar bağırırsanız bağırın, “durun, yanlış yapıyorsunuz” diye canınızı yiyin, madem ki o yanlışı talep eden bir çoğunluk var, iktidarlar o çoğunluğu tatmin edecek yolu bulur…
Bunun adı statükodur…
Bunun adı yok oluştur…
Özel emirnameler çıkartıp yasaları elleyerek, bypass ederek tüzüklerle oynayarak yaratılan bir kaos…
Akıllarında nasıl bir şey var, bu ülkeyi nereye götürüyorlar anlayamıyorum.
Ama gücü nereden aldıklarını biliyorum.
Sizden, bizden, halktan…
O destek, o talep devam ettiği sürece, hep birlikte yok olmaya mahkumuz…
_______________________________________________________________________________
Yerin Kulağı Var
İŞTE İTİRAF:
“Kiralık araç şirketleri, yeni verilen izinlerden niye şikayetçi olmaz, sektörün karalanmasına nasıl izin verirler” diye sormuştuk. Mesele, bir takım zenginlerin lüks araçlarını kiralık gibi gösterip, özel muafiyetlerle ülkeye soktuktan 5 yıl sonra normal plakaya çevirerek büyük bir rant elde etmeleriydi. Kiralık Araç İşletmecileri Birliği Başkan Yakup Serdaroğlu Yeni Bakış gazetesinde bunu itiraf ediyor; “Son 1 yıl içerisinde gelişigüzel dağıtılan kiralık araç izinleri sektöre ciddi zarar verdi… Kimi kiralık araç şirketleri lüks araçları muafiyetli olarak ülkeye sokup haksız kazancın kapısını araladı…”. Şimdi de, bir o kadar daha vergi muafiyeti verdi Bakanlar Kurulu. Nasıl ama…
Aynı Mevkide İki Müsteşar Maaşı Daha:
Serdar Denktaş, Çelebi Ilık’ın görevlerinden birine başkasını atıyor ama “görevden alma yok” diyor. Bal gibi var. Hem başka bir şey daha var, bugünden itibaren her ikisi de müsteşar maaşı çekecekler. DP’nin milletvekili adayı da olmuş olan Halil Talaykurt müşavirdi, yeniden atandı ancak, terfiyle… Müdürdü, müsteşar maaşına, koordinatörlüğe geldi, diğeri süresini doldurdu, müsteşar maaşına hak kazandı. Biz yazmaktan usandık, onlar yapmaktan usanmadılar.
Bir Usta Bir Memleket:
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Dürüst, uçak biletlerindeki fahiş fiyatlara tepki göstererek, Pazartesi günü şirket yetkililerinden bu konuda izahat isteyeceğini açıklamış. Adamlar özel, beğenirseniz. Baktılar ki olmuyor uçuşları iptal eder ve işi kökten temizlerlerse ne yaparız hiç düşündünüz mü? Zamanında KTHY’yi el birliği ile batırırken düşünecektiniz bunları. Şimdi eliniz kolunuz bağlı, onların insafına kaldınız…
Bu Bir Rekor:
Hükümet 31 Temmuz tarihli Bakanlar Kurulu toplantısında 57 vatandaşlık birden vererek bir rekora imza attı. Vatandaşlıkların hiçbir kritere dayanmadan sorgusuz sualsiz dağıtılmasına toplumun tüm kesimlerinden tepki gelemesine rağmen hükümet, bu tepkilere kulaklarını tıkamış, bildiğini okumaya devam ediyor. Serdar Denktaş’ın dediği gibi hedef 27 bin kişiye vatandaşlık vermekse, hepsine de bir günde versinler ki, hem onlar hem de biz kurtulalım…
Her Yıl Aynı Terane:
Neredeyse her yıl okulların açılmasına az bir süre kala sendikalar, okullardaki eksiklikler nedeniyle grev yapar. Bir de buna öğrenci taşıyan otobüsler dahil olur. Hiç değişmez… Hükümetten alacaklarını bir türlü tahsil edemeyen otobüs şoförleri, ödemenin ay sonuna kadar yapılmaması halinde yeni öğretim yılında öğrenci taşımacılığının başlamayacağını açıkladılar…
_______________________________________________________________________________
Zirvedekiler
Başaran Düzgün: “Tarihin en kritik anlarını güçlü liderlik ve muazzam toplumsal dayanışmayla aşan Kıbrıs Türkü, yine buna ihtiyaç duyduğu tarihi günlerden geçmektedir. Tartışmamız gereken budur yoksa gerisi bir tiyatro perdesinde biçilen figüranlık rolüdür sadece. Bu rolü reddetme değil perdeyi alaşağı etme zamanıdır şimdi. Eğer bunu yapacak liderlerimiz varsa…”.
_______________________________________________________________________________
Diptekiler
Borcunu Ödemeyen Devlet: Kooperatif Merkez Bankası’ndaki usulsüzlüklerle ilgili raporun gereği yapılsın diye beklerken, istifa eden Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Tosunoğlu, olaya biraz daha dehşet katmış. Meğer devlet, iç borçlanmayla bankadan aldığı kredileri ödemiyormuş. Ödemeye izin vermeyenin DP’li Maliye Bakanlığı değil, UBP kanadı olduğunu da sıkıştırmış açıklamanın içine… Bankayı sıkıntıya sokma pahasına, vatandaşı her geçen gün daha da çok faiz yükü altına sokma pahasına. Sürekli borçlanarak, borcunu ödemeyerek yönetilen bir devlet… Kepazeliğe bakar mısınız…
