Geçen hafta 7-9 Haziran tarihleri arasında güzel bir heyecan yaşadık. Türkiye'nin ilk sakin kenti olan Seferihisar'ın ev sahipliğinde gerçekleşen ve 27 farklı ülkeden 167 sakin kentin temsilcilerinin katıldığı Cittaslow Genel Kurulu'na Yeniboğaziçi Belediyesi'nin başvurusunu resmen sunmak üzere bu önemli toplantıya katıldık. Yeniboğaziçi Belediyesi’ni temsilen belediye başkanı, meclis üyeleri ve Cittaslow Komitesi, KTMMO Mimarlar Odası, DAÜ Mimarlık Fakültesi olarak 8 kişilik bir ekiple bu muhteşem organizasyonda resmen başvurumuzu yaptık. Yeniboğaziçi'nin adanın ilk Cittaslow’u olması için başvuru yapan belediye başkanı Cemal Biren bu önemli törende kürsüye davet edilerek, kriterler üzerinde yaptığımız çalışmaların raporlarını içeren dosyayı Cittaslow Birlik Başkanı Marconi’ye sundu.
Yaşamın kolay olduğu, kentlerin uluslararası ağı Cittaslow’un en büyük organizasyonu olan ve yılda bir kez yapılan genel kurul toplantısı Sakin Şehir Seferihisar’da gerçekleşti. 2009 yılında birliğe üye olarak, Türkiye’yi yeni bir yerel kalkınma modeliyle tanıştıran Seferihisar’ın ardından Muğla Akyaka, Sakarya Taraklı, Aydın Yenipazar, Çanakkale Gökçeada, Isparta Yalvaç, Kırklareli Vize, Ordu Perşembe ve son olarak da Şanlıurfa Halfeti ilçesi birliğe dahil oldu. Küreselleşmenin yarattığı homojen mekanlardan biri olmak istemeyen, yerel kimliğini ve özelliklerini koruyarak dünya sahnesinde yer almak isteyen mekanların katıldığı bu birliğe Halfeti İlçesi 167. Cittaslow (Sakin Şehir) üyesi olarak katıldı. Diğer üye “Cittaslow” kentlerin büyük ölçüde dikkatlerini çekmeyi başardı. Cittaslow uluslararası genel birlik Başkanı Sinyor Lukas Marconi tarafından Kaymakam Mehmet Keklik’e 167. Cittaslow olarak Sakin Şehir bayrağı teslim edildi.
Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer oralarda harikalar yaratmış bir insan. Ev sahipliği, organizasyonla bizzat ilgilenmesi herkesin örnek alınması gereken bir incelikteydi. Otele girdiğimizde kayıt yapmamızın ardından bize sunulan hediyeler insanı bu inceliklerle karşıladığının en güzel örneğiydi. Çanta içerisinde sakin kentlere ait çoğu da kadınlarımızın emekleriyle yapılan sabun, tarak, yemeni, kurabiye, bölgeye ait işlemeleriyle fincan, Seferihisar'ın sembolü mandalinalardan yapılan macun, kolonya ve daha neler neler vardı çantanın içerisinde.
Seferihisar'da çocuk belediyesine yaptığımız ziyaret en ilgi çekici yanıydı programın. Çocuk belediye başkanının misafirlere hitabının ardından pandomim gösterisi, müzik dinletileri, seramik çalışmaları ve nice güzellikteki etkinlikler sunuldu.
Cittaslow çalışmaları çerçevesinde en büyük yardımı gördüğümüz Tunç Soyer'in yanı sıra müdürü Bülent Köstem'in, slowfood birliğimizin uluslararası arenada onay almasında en büyük katkı sahibi olan Yağmur Böreği Birlik Başkanı Ayfer Yavi’nin emekleri ve katkıları bizler için en büyük onur kaynağıdır. Genel kurul süresince artık ailem kadar sevdiğim Sn. Ayfer Yavi yine büyük bir ilgi ve yakınlık gösterdi bizlere.
Şimdi başvurumuzun sonucunu bekliyoruz. Bu güzel organizasyon ve ekibimizin yaşadıkları çok değerli tecrübelerdi. Daha güzel günlere ulaşabilmek hayali ile…
***
Atlasjet'le uçmayı denemek
Atlasjet'in internet sitesine girdiğiniz zaman ilk önce şu cümlelerle karşılaşırsınız:
Vizyonumuz
Toplam kalite anlayışını benimsemiş, hizmet kalitesiyle tanınan ve güvenilen bir marka olmak.
Misyonumuz
Sektöründeki yenilikleri takip ederek sürekli gelişme yönünde, teknolojinin tüm imkanlarını yolcularına ve çalışanlarına sunarak çalışmak.
"Müşterisinin mutluluğunu en çok düşünen hava yolu" diye de bir şarkı karşılar insanı.
Bunları bu hava yolu ile uçmaya çalışmadan önce etkileyici bile bulabilirsiniz. Neden mi bunu diyorum?
Biz ailecek çok uzun zamandan sonra bu yıl tatile gitme kararı aldık. Gerçekten de çok yorucu birkaç yıl geçirmiştik. Oğullarımızla stressiz, sakin güzel bir tatil geçirmekti en büyük amacımız. Neyse erken rezervasyonla 21 Temmuz tarihine yaptık işlemlerimizi ve Atlasjet'ten de biletlerimizi kestik. Bu gönül rahatlığı ile doluyken 2 gün önce cep telefonumuza gelen bir mesaj bütün planlarımızı bozdu. Atlasjet'ten gelen mesaj şöyleydi "Değerli müşterimiz 1 Temmuz – 30 Ekim tarihleri arasında Ercan-Antalya seferlerimiz kaldırıldığından işleminiz iptal edilmiştir". Önce algılamakta zorlandık. Nasıl yani? Bu ülkede yaşadığımız herhangi bir olaydı bu. İnsanların aptal yerine konduğu ve zararlarının tanzim edilmediği. Bu sinirle Atlasjet'in Türkiye'deki müşteri temsilciliğine telefon açtım. Aldığım yanıt "haklısınız" oldu. Sundukları seçenek ise Ercan'dan İstanbul'a gitmek, orada 3 saat beklemek ve oradan Antalya'ya gitmekti. Yeniden bilet kesmeyi deneyeceğiz elbette. E erken rezervasyon yapıp biraz ucuza getirmiştik ya şimdi bir başka havayolundan bilmem ne kadar daha pahalı biletlerle tatilimizi yapmayı deneyeceğiz. Daha yolun başında huzursuzluğu da cabası. Ha onlar reklamlarda müşterisine en çok değer veren havayolu olduklarını söylemeye devam edecekler, güvenden bahsederek müşterilerine en sonunda "üzgünüz" diyerek başlarından atacaklar. Kıbrıslı olmak tam da bu demekti. Bu şekilde yaşayıp, bu olaylara maruz kalmaktı biraz da Kıbrıslı olmak…
***
O kapıdan
Geçeceksin bu kapıdan
Biraz mahcup, biraz durgun
Saçlarında anılardan örümcek ağları
Yüzünde seçemediğin günlerin yıkıntıları
Geçeceksin bu kapıdan
Silahlarını kuşanarak
Biraz daha yalan, biraz daha cila katacaksın sözlerine
Geçen ve unutulan her sıradan gibi
Geçeceksin bu kapıdan
Anlamadan,
Hiç bir oy pusulasında
Tercihlerine ait seçeneğinin olmadığını
Ve hiç bir zaman öğrenemeyeceksin
Aşkla barışamayan bir dünyada
Barışın yapılamayacağın
B.B.
***
Gaz bombaları düşerken
Geceydi,
Gaz bombaları düşüyordu şiirlere
Hayatın ağzına biber sürülüyordu
Kan-revandı şarkılar
Sokaklarda isyan, yüreklerde aşk
Vuruluyordu
Bir cümlede duruyordu her şey
Ne yana çeksen o tarafa gidecek bir halde
Sahipsiz ve elastikiydi
Geceydi
Yapışkan ve vuruşkandı öfkeler
Çoktan seçmeli ve çoklu özneli
Bir isyanın güvercin eskisi gülümsemesiydi
Zamirler belgisiz
Anlamlar niteliksizdi
Yürekler nefrete açık, sevdaya kapalıydı
Gece, kuşlar ve gökyüzü ağır yaralıydı…
B.B.
