Seçim sürecinden aklımda kalanlar... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

Seçim sürecinden aklımda kalanlar…

Çok kısa bir süre içinde seçim kararı alınmasıyla başlayan ve yine kısa sürecek olan şu Lefkoşa Belediyesi Başkanlığı ve belediye meclis üyeleri ara seçimi, bugüne kadar alıştığımız süreçlerden epeyce farklı oldu…

Sadece bir kentin yönetimini seçeceğiz. Bu ülkenin başkenti, yıllardır giderek katlana katlana büyüyen sorunlar yumağının altında kaldı. Sorunlar kaosa döndü. Ne finansal açıdan, ne sosyal açıdan, ne yasal ne anayasal açıdan elle tutar tarafı kalmamıştı. Hepsi bir yana, etik, siyasi ahlak ayaklar altında çiğnenmiş, hükümetin grev yasağına karşın grev devam etmiş, durum çalışanlar açısından da bir nevi sivil itaatsizliğe dönmüştü. Bütün bir memleket, Lefkoşa ile yattı, Lefkoşa’yla kalktı. Diğer 27 belediyenin sınırları içinde yaşayan insanlar da ister istemez, bu bataklığın dertlerinden mağdur oldular. Gazeteleri açtılar aynı konu, televizyonları açtılar aynı konu. Kısaca hep birlikte bıktık, usandık…


Her neyse, bunları hep birlikte yaşadık. Tabii bir süre daha yaşamaya devam edeceğiz. Gelecek olanın elinde sihirli değnek yok. ona makul bir süre avans vereceğiz tabii…. 

Şimdi son 2 güne girerken ben bu kısacık süreçten aklımda kalanları bir düşündüm. Lefkoşa’nın geldiği durumu söylemiyorum. Onun için ne söylesek az… Ben sadece şu seçim sürecinin başından, bugüne kadar olanları kastediyorum…

İşte aklımda kalanlar;

Ben her şeyden önce, onca rezilliğe rağmen, istifa etmemekte direnen 7 UBP’li Belediye Meclis üyesini hiç unutmayacağım. İsimleri hep aklımda yazılı olacak. Belediye yönetiminin yanlışları, devletin denetim organları ve yargı tarafından dahi kabul edilmişken, bu inatlarının sebebini hiç anlamadım. Hala daha “Bizim kabahatimiz yok, aklanacağız” diye mi düşünürler, yoksa başka durumlar mı var, bilemiyorum. Ama öbür gün sandığa gidecek herkesin de benim gibi düşüneceğinden eminim… 

Ardından, tüm partilerin ciddi adaylarla ortaya çıkmasını unutmayacağım. Halk arasında “Muhalefet aday çıkartmasın, UBP kendi temizlesin” diyenler olduğu gibi, “UBP seçime katılmasın” diyenler de vardı. Ancak partiler işi gerçekten sıkı tuttular, tüm adaylar da çok ciddi çalışmalar yaptılar, çaba harcadılar. Seviyeli bir seçim ortamı götürdüler…

Şu son hafta Kaymakamlık biraz kıpırdansa da, seçim çalışmalarının pislik içinde sürdüğünü unutmayacağım. Kaymakamlık 5 günde 2500 ton çöp topladığını söylüyor. Ancak, bu iş düzenli yapılmadığı için, herhangi bir temizlikden söz etmek olanaksız… İktidar partisi olaya ta başından bu gözle bakmalıydı. Lefkoşa’yı bakanlıklar eliyle pırıl pırıl yapmalıydı. Ama yapamadılar. Bu da muhalefet için bulunmaz bir fırsat oldu.

Bu defa da yine partiler, çağdaş ülkelerde olduğu gibi,  TV programları, gazeteler ya da internet ortamında kitlelere ulaşma yerine, yine ev ev gezerek tüm Lefkoşalının elini sıkma yolunu seçtiler. Bu da gösterdi ki, bizler ne olursa olsun, feodal düzenden asla kopamayacağız. “Benim kız, benim oğlan, benim o ihalecik” muhabbetlerinin daha uzun bir süre siyasal yaşamımızın belirleyicisi olacağına inandım.

Ve son olarak, dün de yazdığım gibi, ben bu seçimlere gelecek yılki yerel ve genel seçimlerin provası olarak baktım. Sonucun da bir sonraki seçimleri etkileyeceğine inandım.

Peki, umutsuz muyum? Hayır, kesinlikle umutluyum. En azından dün yaşananları yakın gelecekte tekrar  yaşamayacağımızı biliyorum. Adayların iyi niyetli olduklarını ve asla çılgın olmadıklarını da bu süreçte gördüm…

Bunları niye mi yazdım;  unutmamak için… Kendimizi, kentimizi ve ülkemizi korumak için, aynı hataları tekrarlamamak için, tüm olup bitenlerden, hep birlikte ders alabilmek için… Ha bir de şunu unutmamalıyız, hani sorunların kaynağını hep başkalarında ararız ya, onları oralara getirenin sandığa attığımız oyla “BİZ” olduğumuzu çok çabuk unuturuz her nedense…

YERİN KULAĞI VAR:
HEPSİNİ KUTLUYORUM:  
                                                                                                                                            Geri sayım başladı. Tüm adaylar artık pazarı bekleyecek. Pazartesi sabahı güne yeni başkanla birlikte uyanacak Lefkoşa halkı. Kazanan, dağ olmuş sorunlara dalarken, kaybedenler biraz üzgün, biraz da kırgın, nerede hata yaptığının muhasebesini yapacak. 3-5 gün sonra da tüm yaşadıklarını bir yana bırakıp, önümüzdeki seçimlerin hesabını yapmaya başlayacak… 
TAŞIMA KITALAR:                                                                                                                                             Surlariçi’nde, Metehan’da ve Taşkınköy’de halka kokteyl düzenlemiş UBP adayı Sertoğlu. Lefkoşa’da oy bile kullanamayacak memurları zoraki olarak alana yığıp, “gövde gösterisi” yapmakla ne kazanacaklar ki… Bu söylediklerim diğer partili adaylar için de geçerli. İnanın hala daha, “yedir, içir, oyunu al” siyasetinin bu ülkede geçerli olduğunu görmek bana utanç veriyor. Taşıma kıtalarla oluşturulan kalabalıklar kendi kendini kandırmacadan başka bir şey değil.
ŞİMDİ MAAŞLI MEMUR OLDULAR:                                                                                                                     Seçime sayılı saatler kala, yine bildik dedikodular dolaşıyor etrafta. Adaylar Lefkoşalıya yapacaklarını, projelerini anlatmak yerine birilerine hayali haberler sızdırıp, kendine rakip adayları kötülemeyi tercih ediyorlar. Her seçimde bu tür iddiaları yaşıyoruz. Ne zaman ki bir aday biraz öne çıksa, hemen onunla ilgili olmadık mesnetsiz iddialar ortaya atılıyor ve o kişiyi karalayarak güya kendilerine siyasi çıkar elde etmeye çalışıyorlar. Bu saçmalıklara inanan seçmen kaldı mı bilmiyorum ama, iddiaları ortaya atan kiralık kalemler, şimdi artık devletin maaşlı memurları oldular, onu biliyorum…
PARA KARŞILIĞI OY:                                                                                                                                          Geçtiğimiz gün görüştüğümüzde, UBP adayı Sertoğlu’na vatandaştan gelen talepleri sorduk. Hani şu “tamamen duygusal” olanları. Elinde elektrik borcu, su faturası ile gelenleri. Bu konuda gerçekten dertliydi. Ancak, hiçbirine evet demediğini söyledi. Dün bir TV programında da aynı soruldu kendisine. Sertoğlu öyle bir iç geçirdi ki, sayının çok fazla olduğunu anladık. Sanırım Sertoğlu, partisinde özellikle bazı siyasilerin pek sevdiği bu uygulamayı reddeden birkaç kişiden biri olacak…

ARTIK SÖZ SEÇMENİN:                                                                                                                                             UBP, CTP, DP ve DP adaylar son kez sahne alıyor. Seçim yasakları başlamadan önce ilk mitingi TDP dün akşam gerçekleştirirken, CTP ve UBP, bu akşam düzenleyecekleri mitinglerle, kararsız oyları etkilemeye çalışacaklar. Demokrat Parti ise miting yerine, cumartesi günü “panayır” düzenlemeyi tercih etti. Artık son kozlar da sahaya sürülüyor. Partiler son sözlerini söyleyip, vatandaşın söyleyeceğini beklemeye başlayacaklar…
İŞÇİYE GÜVENCE VERİN:                                                                                                                                             İşçiler, kıdem tazminatlarının kaldırılacağı gerekçesiyle günlerdir sokakta. Maliye Bakanı’nın ısrarla, “Kıdem tazminatları 2013’ten sonra işe girenler için kaldırılacak” demesine rağmen, eylemler durmuyor. Bunu aşmak, işçinin kaybolan güvenini yeniden sağlamak sayın bakanın görevi. Lütfen bu insanları alın karşınıza ve istedikleri güvenceyi verin…   
KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ:                                                                                                                                   Dışişleri Bakanı Özgürgün, “Rum tarafı tek taraflı AB’ye girmenin bedelini ağır ödedi. Tek taraflı Avrupa Birliği’ne girmenin herhangi bir kazanım yerine ekonomik iflası getirebileceğini gördüler” demiş. Adamlarda akıl yok ki, halbuki tek başlarına girmeyip bizi de yanlarına alsalardı, başlarına bunlar gelmeyecekti!!! Bugün yaşadıkları açlık ve sefalet yerine, bizim gibi ekonomileri uçuyor olacaktı. Ne yapalım kendi düşen ağlamaz…

ZİRVEDEKİLER
Şehit Turgut Ortaokulu: Devlette tüm işler önce kurultay, sonra da LTB seçimleri nedeniyle durma noktasında olduğundan, bu yıl ağaçlandırma kampanyaları da siyasetin kurbanı oldu gibi. Ancak, Güzelyurt bölgesinden gelen bir haber içimizi ısıttı. Şehit Turgut Ortaokulu öğrencileri, Güzelyurt Belediyesi iş birliğiyle, Yayla köyündeki Kanalizasyon ve Arıtma Tesisi çevresinin bir bölümünü yeşillendiriyor. Bu arada, Yayla köyünde bulunan arıtma tesisinin, Güzelyurt ve Bostancı’nın tüm atık sularını arıttığını ve arıtma sularının da yeşil alanların sulamasında kullanıldığını öğrendik. Yeter ki proje üretecek vizyonunuz olsun, neler yapılmaz ki…

DİPTEKİLER   

Ayağa Düşürülen Bürokrasi: UBP’nin seçim faaliyetlerine tüm bakanların bilfiil katılmaları talimatı verilmiş. “Yapacak daha önemli işleri yok…” ya da “Koltukları korumak için mecburlar” diyebilirsiniz. Sonuçta hepsi de seçilmiş. Ya atanmışlara ne demeli? Hele de Dışişleri Bakanlığı’nın yurt  dışında temsilcilik yapmış bürokratları… Alanlara taşınmışlar, gazetelerde boy boy fotoğrafları. Yani şimdi bana kimse “gönüllü geldiler” de demesin. İnandıramazlar.  Ayağa düşürmeyin şu işleri…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar