Kuzey Kıbrıs bir seçimi daha geride bıraktı.
Bakıyorum da herkes seçim sonuçlarından kendi payına bir şeyler çıkardı.
Halkın verdiği iddia edilen ‘mesajlar’ ne de çokmuş öyle…
Umalım herkes bu ‘mesajlardan’ alması gerekeni alsın.
Yeni oluşan parlamento memlekete hayırlı olsun.
Şimdi artık seçim geride kaldığına göre gerçek hayata dönme zamanı geldi.
Ülkenin birikmiş sorunları çözüm bekliyor.
Yapısal dönüşümlerin sağlanması için reformlar yapılmalı.
Bu çerçevede yeni bir Anayasa’ya gereksinim olabilir.
Yeni parlamento daha çağdaş, demokratik ve AB ile uyum sağlamaya açık yeni bir Anayasa yapma sorumluluğu da taşıyacak gibi.
Seçim ve Halk Oylaması Yasası ile Siyasi Partiler Yasası da değişmeli.
Bu arada sürdürülebilir bir ekonomik yapı oluşturulması konusunda atılması gereken adımlar var.
Ortada 2013-1015 yıllarını kapsayan ve Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte imza konulmuş bir ekonomik program var.
Bu ekonomik programla ilgili bazı değişiklikler talep edilebilir ama programın ana unsurlarında değişiklik yapılması söz konusu olacak gibi değil.
Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ile bu parlamentonun içinden çıkacak olan hükümetin sağlıklı ve sürdürülebilir olacak şekilde iyi ilişkiler kurması gerekecek.
Bunun başka yolu yok.
Türkiye ile Kıbrıs Türkünün zaten kavga etme lüksü yok.
O halde bu yeni parlamentodan Türkiye ile uyum içinde çalışabilecek ve sağlıklı ilişkiler kurabilecek bir hükümet modeli çıkmalı.
Ortaya çıkacak bu yeni hükümetin önceliklerinden biri kamu reformu yapmak olmalı…
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kurumsallaşmanın önünü açacak adımlar atma sorumluluğu da bu yeni hükümette olacak.
Böylece, kişilere bağımlı yapıdan, kurumsal yapıya geçişi sağlamak durumunda olacak yeni hükümet, rekabet edebilirlik konusunda da hassasiyet göstermek zorunda kalacak.
Neredeyse yarıya yakını yenilenen meclisi yılların biriktirdiği sorunlar bekliyor.
Her sektörde sıkıntıların var olduğu bir ortamda hükümete gelmek doğrusu ateşten bir gömleği giymek gibi bir şey olacak.
Özelleştirme meselesi bu ateşin dozunu daha da artıracak en önemli başlıklardan biri olarak yeni hükümeti bekliyor.
Popülizme kapıların artık kapatılması gerekecek olan yeni dönemde, siyasi partilerin takıntılarını bir yana bırakarak meselelere yaklaşmaları ve kalıcı çözümler üretmeleri gerekecek.
Bugüne kadar uygulanan siyasi yöntemlerin artık işe yaramayacağı geride bıraktığımız seçimde iyice bir ortaya çıktı.
Eski anlayışların artık terk edilmesinin şart olduğu yeni bir sayfa açıldı.
Açılan bu yeni sayfada eski anlayışlara yer verilmemelidir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde siyaset yapma anlayışını top yekün değiştirecek adımlar atılması gereken yeni bir döneme girilmiş bulunmaktadır.
Umarım herkes bunu doğru okur ve kalıpları kırarak cesur adımlar atacak şekilde önümüzdeki dönemle ilgili kararlar üretir.
Yoksa cesur olunmaz ve takıntılara esir olunarak kalıplar kırılmadan siyasi kararlar üretilirse, bu toplumu zora sokacak gelişmeleri beraberinde getirecektir.
Yeni parlamento toplumun önündeki fırsat ve riskleri doğru okumak ve adımlarını buna göre atmak zorundadır.
Yapılacak hataların bedelinin çok ağır olacağı yeni bir döneme giriliyor.
Bu nedenle de hata yapılmamalıdır.
Meclis halkın geleceğini güvence altına alacak kritik kararlar almak durumdadır.
Umarım yeni vekiller bu sorumluluğun bilincinde hareket ederler…
