Rumların masayı neden devirdiği netleşiyor... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Rumların masayı neden devirdiği netleşiyor…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Rum tarafının enosis kararını durduk yerde gündeme getirmesinin arkasındaki sebebin, müzakerelerin hızını düşürme maksatlı olduğu düşüncemi belirtmiştim.

Mesele giderek netleşiyor.


Bekledikleri bazı gelişmeler olduğunu biliyorduk.

Rum tarafı, bir süre önce 3 yeni bölgede arama yapma konusunda ihaleye çıkmıştı. Bunun ardından, geçtiğimiz hafta bazı şirketleri yetkilendirdi. Karar, Bakanlar Kurulu’ndan geçti.

Bu önemli bir adımdı.

Bu arada Anastasiadis’in, Trump yönetimi’nin Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile bir telefon konuşması yaptığı, şimdi de görüşme için randevu talep ettiği haberleri geliyor.

ABD Dışişleri Bakanı Tillerson, bu göreve gelmeden önce, Rumlardan hidrokarbon yatakları talebinde bulunan şirketlerden biri olan Exxon Mobile’ın başkanıydı…

Şimdilik şirketteki hisselerini bıraktığı söylense de, tarafsız kalabileceğine inanmak zor…

Anastasiadis’e sormuşlar, “Türkiye Exxon platformunu taciz ederse ne yaparsınız” diye; verdiği cevap, “İstediğimizi bulalım da ne yapacağımızı biliriz”….

İşte budur…

Kıbrıs’ın bugünkü bölünmüşlüğünden çatır çatır faydalanıyor. Fiili durumu, çıkarına kullanıyor.

Bunun Anastasiadis’in ya da DİSİ’nin kendi fikri olduğu sanılmasın sakın. Bu, Rum Ulusal Konseyi’nin yani tüm partilerin birlikte yürüdüğü bir yol.

Enteresan olan, çok uzun yıllardan sonra, Güney Kıbrıs ve Yunanistan ilk kez bu kadar yakın görünüyor. Petrol ve doğal gaz meselesini, en ince ayrıntısına kadar birlikte yönetiyorlar.

Kıbrıs adasında muhtemel bir anlaşma halinde, bu kadar rahat kendi başlarına karar veremeyecekleri açık.

Başında ne kadar dert olursa olsun, Türkiye gibi, bölgenin vazgeçilmez bir gücü de orada duruyor.

Üstelik 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kuran anlaşmalar da hala orada duruyor. Ve o anlaşmalara göre de Kıbrıs Türkleri adanın sahip olduğu doğal kaynaklarda eşit hak sahibi… Statükoyu kullanarak pekala o hakları ihlal ediyorlar. Aynen AB üyeliğini sağladıkları gibi…

Sonra, bir anlaşma halinde, Yunanistan gibi Türkiye’nin de olayın içinde olacağından eminler.

O nedenle bir oldu-bitti yaratma gayreti içindeler…

Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Hüseyin Müftüoğlu’nun “Rum tarafının, Ada’nın doğal kaynaklarının tek sahibi gibi hareket etmekten vazgeçmesini ve geçtiğimiz yıllarda da tanık olunduğu üzere kapsamlı çözüm çabalarını akamete uğratabilecek hidrokarbon faaliyetlerini durdurmasını bekliyoruz. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını ve KKTC’nin haklarını korumak için her türlü tedbiri alacağını da bu vesileyle bir kez daha hatırlatıyoruz” şeklindeki açıklamasını, anında “tehdit” olarak takdim ettiler…

Kendileri adanın tek sahibi gibi, doğal kaynaklar hakkında tasarrufta bulunacaklar, Türk tarafı bunu seyredecek… Böyle bir tepki geleceğini sokaktaki çocuk dahi bilirdi.

Ancak ne yazık ki, uluslararası şirketler ve uluslararası siyaset öylesine içiçe geçmiş durumda ki, devletlerin çıkarlarını, şirketlerin çıkarları belirliyor.

Böyle bir ortamda, kabak tadı veren enosis hikayesine takılı kalmak, Rumların ekmeğine bal sürmek oluyor.

Halbuki onlar enosis perdesinin arkasında malı götürüyorlar…

Konuşulması, üstünde durulması gereken bu gerçekler olmalı…


YERİN KULAĞI VAR

YÜZLERİ YOK:

DP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Denktaş, erken bir seçimi sadece HP Genel Başkanı Kudret Özersay’ın istediğini iddia etti. E, peki o zaman Meclis’e erken seçim önerisini niye verdiler? Takiyye mi yaptılar? Serdar Denktaş bunu mu demek istiyor?

 

YARISINI YAPSANIZ GÜZELYURT UÇARDI:

“Güzelyurt esnafı teslim bayrağını çekti” haberi,  hafta sonu bir gazetemizin manşetiydi. “Güzelyurt Türk toprağıdır, verilmez” diyen siyasilerimize kapak olmuştur bu sözler inşallah. Tamam Güzelyurt’u vermeyelim diyorsunuz da, geliştirmek, kalkındırmak için elinizi kıpırdatmıyorsunuz. Bugüne kadar vaat ettiklerinizin yarsını yapsaydınız, arsa tahsisi, teşvikler verdiğiniz yatırımları bu bölgeye yönlendirseydiniz, hem sosyal, hem de ekonomik olarak uçardı. Sahiplenmek sözle olmuyor ne yazık ki…

 

SORUNLARA FORMÜL BULUNDU:

UBP milletvekili Ersin Tatar, KKTC ekonomisinin ivme kazanması için çok önemli olduğunu vurgulayarak “Bizi kurtaracak olan durum Türkiye’den kablo ile elektrik getirilmesidir” iddiasında bulundu. Demek ki tüm sorunlarımızın, ekonomik sıkıntılarımızın nedeni elektrikmiş. Gelsin Türkiye’den elektrik, bakın görün, ülkede sıkıntı diye birşey kalmayacak… Şaka gibi…

 

İLERİ GÖRÜŞLÜLÜK BUDUR(!):

Saat konusunda hükümeti eleştirenler, dünden itibaren biraz utandılar, yüzleri kızardı sanırım(!). Baksanıza dün itibariyle tüm Avrupa ve Güney Kıbrıs bizim kullandığımız saate geçmek zorunda kaldılar. Bizim siyasileri boşuna eleştirmişiz meğer. Adamlar ileriyi görüyorlar. Biliyorlardı ki, birgün gelecek ve Avrupa bizim kullandığımız saati kullanacaktı. İşte o gün dündü…

 

LAFTA KALMASIN:

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Kemal Dürüst, araç kullanırken cep telefonu ile konuşmanın cezasının yaklaşık 800 TL para cezası ve 30 ceza puanı olacağını açıkladı. Başsavcılık ve Mevzuat Dairesi’nden olumlu görüş bekleniyormuş. Aman çabuk, lafta kalmasın. Geçen gün 5 dakikada, araba sürerken telefonla konuşan tam 5 kişi saydım…Yalnız sabit kameralar sürat olmadığında bunu nasıl tespit edecek, onu anlayamadım. Keşke bunun gibi, yollarda ölüm saçan kamyonlarla ilgili böyle radikal kararlar alabilse. Çalışma izinsiz ve ehliyetsiz insanlar direksiyon veren şirketlerle ilgili de kapatma dahil, en ağır cezaların verilmesini de sağlayabilse…

 

NEYE NİYET, NEYE KISMET:

Mağusa Limanı’na yanaşacak Via Famagusta isimli yük gemisinde mülteci olduğu ihbarı alan polis, mülteci yerine 2 bin 360 paket kaçak sigara yakaladı. Sizin anlayacağınız mülteci alarmı, büyük bir kaçakçılığın ortaya çıkmasına neden oldu. Bir düşünün, böyle bir ihbar yapılmasaydı, o kaçak sigaralar yakalanır mıydı dersiniz…   Ya da bakalım bu yol kimbilir ne kadar zamandır kullanılıyor…

 


ZİRVEDEKİLER

Cenk Uzunoğlu: “Rum tarafında her türlü anlaşmaya karşı çıkan azınlığı! iyi niyetle bir kenara koyalım ama anlaşmaya ‘evet’ diyeceklerin tavrı bu en son ‘enosis’ kriziyle ortaya çıkan davranışsa bizim ‘ille de anlaşma’ diye ısrarımızı ben anlamakta zorlanıyorum. Pardon. Bizim tarafta bu toleranslı yaklaşımı göstere duralım, Rum hala daha kazık çakıp ‘devletine’ sahip çıkmaya devam ediyor. Onlar durdukça biz yerimizde duramıyoruz ama. Lafla bu işin yürümeyeceğini anlamakta direnen geniş bir kesim var hala daha…”.


DİPTEKİLER

Ahmet Sennaroğlu: Büyükkonuk Belediye Başkanı Sennaroğlu, yapacak başka turistik atraksiyon bulamamış, deve güreşi yapacakmış. Hayvanlara eziyet ederek yapılacak aktivite hangi turisti cezbedecek acaba? Aksine “Bunlar vahşi insanlar” dedirtecek durup durduk yerde. Tam bir kepazelik. Hem bu ülkede hayvanlara eziyet etmek yasak değil mi? Oldu olacak horoz dövüşü de yaptırsın…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar