Çocuğunuzun daha zeki ve uzun olması için…
Pek çok insan şimdiki neslin, neden daha uzun boylu ve zeki olduğunu merak eder. Çevresel faktörlerin de bunda etkili olduğunu kabul edenlerdeniz. Gelişen tıp bilimi ve insanlara sunduğu olanaklar ile teknolojik gelişmelerin, insan beyninin yapısındaki evrimselleşmeye etkisi, çevresel faktörler olarak kabul edilebilir.
Çocukları saran fiziksel çevre, eskiye oranla yeni neslin beyin yapısında değişiklikler yaratmaya devam etmektedir. Beynin değişik bölgelerindeki sinir hücrelerinin miktarını ve yapısını değiştiriyor. Bu durum da yeni neslin, eski nesle oranla daha farklı algılama, kavrama ve bakış açısı geliştirmesine neden olmaktadır. Sonuçta da şimdiki neslin bilişsel, sosyal, duygusal ve psiko-motor davranışlarının eskiye oranla, daha iyi olmasına neden olmaktadır. Ancak bu değişiklik fiziksel çevrenin etkisidir.
Bunun yanında acaba anatomik ya da fizyolojik bağlamda durum nedir? Bu konu biliminsanlarını da harekete geçirmiştir. Aslında her zaman da ilgi odağı olmuştur. Zeka konusunda değişik teoriler olduğu da ayrı bir gerçek. Örneğin Prof. Dr. Howard Gardner’in Çok Boyutlu Zeka (Multiple Intelligences) kuramı bunlardan bir tanesi. O, herkesin zeki olabileceğini savunmakta. Zekanın kağıt kalem testleriyle, sadece bir sayıya indirgenemeyeceğini ileri sürmekte. Aslında ona katılmamak elde değil. Herkesin yaşadığı dönemde ve toplumda ‘zeki’ sayılabileceği antropolojik bir gerçektir. Çünkü zeka yaşanan dönemde ‘problem çözme’ davranışında kendisini göstermektedir. Ancak zekayı kağıt kalem testleri ile ölçme taraftarları hala daha zeka, boy uzunluğu, algılama ve kavrama yeteneği gibi değişkenler arasındaki ilişki üzerine çalışmaya devam etmektedirler.
Bu anlayış ile yapılan bir çalışmanın sonuçları hayli ilginç ve üzerinde durup düşünmeyi gerektirmektedir. Çok geniş bir örneklem ile yapılan araştırma Afrika, Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika’da yaşayan 350.000 bireyin 110 genetik çalışmasından elde edilen bulguları kapsıyor. Sonuç olarak Dünya çapında artan boy ve algılama yeteneği ortalamasının, çeşitli genetik arka planları olan insanların, daha sık eşleşmesinin sonucu olabileceği öne sürülmüştür*.
Çocukların daha uzun ve daha akıllı olmalarının sırrı bu çalışmada, genetik olarak farklı ebeveynlere bağlandı. İngiltere’deki araştırmacıların bulduğuna göre, bir kişinin anne ve babası ne kadar uzak akraba olursa, kendisi de o kadar daha uzun, daha akıllı ve daha eğitimli oluyor.
Kanıt olaraksa çalışmada şu görüş aktarılmış: ‘ister sinekler, balinalar, köpekler hakkında ister insanlar hakkında konuşalım, bir türün Dünya üzerinde hayatta kalması, sağlıklı bir genetik çeşitlilik havuzuna dayanır. Yüzyıllardır bir çocuğun ebeveynleri ne kadar yakın akraba olursa, sağırlık, dilsizlik, kan hastalıkları ve fiziksel bozukluklar geliştirme tehlikelerinin o kadar fazla olduğunu biliyorduk. Fakat bu senaryonun tersine çevrilebileceği belirsizdi: Bir çocuğun ebeveynleri ne kadar daha uzak akrabaysa, muhtemelen o kadar avantajlı genetik özelliklere sahip olacaklardır*.
Çalışmadan elde edilecek çok sonuç var. Birincisi beynin yapısı fiziksel çevre kadar biyolojik faktörlerle de değişebilmektedir. O halde eş seçimi çok önemli. Yakın akrabalardan uzak durmak çok önemli. Eş seçerken yaşanılan coğrafyanın çok uzağındaki kişilere yönelmek doğru olur. Eşini deniz aşırı, hiç bir akrabalık olasılığı olmayanlar arasından seçmek yerinde bir karar olur.
Nedeni ise yine çalışmada açıkça aktarılmakta. Çocuğunuz daha zeki ve daha uzun boylu olacak. Ayrıca daha eğitimli olacağı da ortada. Algılama yeteneğinin de yüksek olma olasılığı buna değer doğrusu. Sonuçta algılama yeteneği yüksek ve buna bağlı olarak da daha eğitimli bir çocuk, herkesin arzuladığı bir gerçek.
Buralarda sıkışıp kalmış olmak, yeni nesiller için de dezavantajmış. Nereden tutarsan tut ‘KKTC’de hapsolmak’ her açıdan olumsuz bir tutummuş. Acaba bireysel kurtuluş için önce eşten mi başlamak lazım? Hiç olmazsa çocuğunuzun daha zeki olma olasılığı için.
