Önemli olan yasaları uygulatmak… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Köşe Yazarları

Önemli olan yasaları uygulatmak…

Köş, MoreketMehmet Moreket

CTP nin açıklaması güzel.

İhalesiz dağıttığınız arazileri iptal edin, etmezseniz, devlet malına zarar vermekten şahsi dava açacağız diyor…


Bunu da İyi İdare Yasası’na dayandırıyor.

O Yasa çıkarken ne kadar umutlanmıştık.

Devlet vatandaşa her konuda bilgi vermeye yükümlü olacaktı. 30 günde dilekçelere cevap verilecekti

Açıklık, şeffaflık olacaktı.

Hesap verebilirlik olacaktı.

Kamu yararı esas olacaktı.

Yargı kararları 30 gün içinde yerine getirilecekti.

Hükümetler kendi işlem ve eylemlerinden doğan zararı gidermekle yükümlü olacaklar, kusurlu işlem ya da eylemiyle zararın doğmasına sebebiyet verenler, mahkeme tarafından tespit edilen kusuru tazmin etmekle yükümlü olacaklardı.

Şimdi CTP’nin arazi dağıtımları konusunda söylediği de bu son madde.

Yargıya gidilince, siyasiler ya da bürokratlar şahsi olarak da sorumlu tutulabilecekler ve bedelini ödeyecekler.

Çünkü kamu malları kamu yararı olmaksızın, ona buna peşkeş çekildi. Bu yasa da yanlarına kalmasın diye yapıldı.

Dedim ya, ne umutlanmıştık.

Sandık ki, yasa geçer geçmez, herkes de uygulayacak.

Hatta o günlerde muhalefette olan UBP’nin milletvekili Sunat Atun da; “Ülkede sorun yasa uygulama iradesi olmaması mı..? Yoksa yasa mı yoktur..?” diye sormuş, İyi İdare Yasası’nın geçirilmesinden sonra uygulanmasının çok önemli olduğunu söyemişti.

Yani umutlanmakta haklıydık. Herkes hemfikirdi. Yasa Meclis’ten oybirliğiyle geçmişti.

Ne oldu..?

Hani tek bir uygulama var mı..?

Eğer uygulamadan sayarsanız, bölgelerde imarla ilgili konularda halkı bilgilendirme toplantıları yapıldı birkaç tane, onda da doğru dürüst ne olduğu anlatılmadı bile, göstermelikti.

Sonra mesela, mahkemenin ‘yıkılsın’ dediği kaçak katlar yıkıldı mı? Hani 30 gün içinde uygulanma zorunluluğu vardı..?

Ya da Lefkoşa Belediyesi’nde mahkemenin kusurlu bulduğu, ödeme zorunluluğu getirdiği insanlar bu bedelleri ödediler mi..?

Niye bunların üstüne gidilmedi..?

Aynen Atun’un dediği gibi, yasa yapmak değil, marifet uygulamak, uygulamayana uygulatmak…

Şimdi bu Bakanlar Kurulu’nun her bir üyesi, keyfi arazi dağıtımlarının bedelini ödeyecek mi..?

Mahkeme ‘öde’ dese de, gereken kamuoyu baskısı olmadıkça ödemeyecek.

Bugüne kadar bir örneği görülmedi.

Baksanıza,  şimdi sıkışınca, kendilerinin yaptığı ve  2016’da yürürlüğe giren Kamu İhale Yasası’ndan, bu arazi kiralama işlerini çıkartma gayretindeler….

Yanlış yapan kadar, adaleti sağlayamayan muhalefet de suçlu. O da demokratik denetim görevini tam olarak yapmıyor.

Evet, son dönemde CTP ara emirleri aldırarak bir adım attı. Ancak mahkeme kararlarını uygulatmayı başaramadı. “Geti aldık” dediler, ama aldıkları Bakanlar Kurulu kararları orada duruyor.

Diyeceğim o ki, bizim demokrasiyi uygulamamız özürlü. Ne yazık ki, özümseyemedik. Gereklerini yerine getirmeyi öğrenemedik. Bütün mesele bu…

Umalım yeni CTP yönetimi dediğini yapsın…

Ne de olmasa, İyi İdare Yasası’nın öncüsü Erhürman, şimdi CTP Başkanı….

Tek bir kişiye bile bedel ödetilse, çok şey değişecek….


 

YERİN KULAĞI VAR

VE BAŞLIYOR:

İsviçre’nin Carans Montana kasabasında yapılacak olan Kıbrıs müzakereleri, bugün start alıyor. Güvenlik ve garantiler konusunun damga vuracağı zirveden sonuç alınabileceği konusunda taraflar pek umutlu görünmüyor. Zaten daha zirve başlamadan tarafların yaptığı açıklamalara baktığımızda umutlanmamızı gerketirecek sözler duymuyoruz. Sırf görüşmek için görüşecekler…

 

ONLAR DA FARKINDA:

BM’nin Kıbrıs‘taki Basın Sözcüsü Alim Sıddık, müzakerelerin başlamadan başarısız olarak sona ereceğiyle ilgili iddialara ilişkin verdiği yanıtta, “Her hangi bir bilgi üzerinde yaratılan iddialar hakkında yorum yapmayacağız” dedi. Aslında onlar da, Rum tarafının İsviçre’ye hangi şartlarda gittiğini, masayı dağıtmak için de ellerinden geleni yapacaklarını çok iyi biliyorlar. Ama bir söz var, “çıkmayan candan umut kesilmez” diye. İşte belki sürpriz birşeyler olur umudunu korumak istiyorlar…

 

O ZAMAN BOŞUNA GİDİYORUZ: 

Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in “Birleşmiş Milletlerin zoruyla, bu tabiri kullanmak zorundayım, ‘zoru ile’, Crans-Montana’da tekrar bir görüşme yapılıyor” açıklaması kafaları bulandırdı. Taraflar İsviçre’ye sırf  BM istedi diye, iş ola gidiyorlarsa hiç gitmesinler daha iyi. Zorla güzellik olmayacağını herkes bilir. Hem her fırsatta “biz adada çözüm isteriz” dedikten sonra, “BM’nin zoruyla gidiyoruz” derseniz, o zaman oralara gitmeye, boşuna zaman harcamaya gerek yok… Yok, bunu Rumlar için söylediyse, yine değişen bir şey olmayacak.

 

DEVRİM VE SOLUNUM CİHAZI:

Başhekim Bülent Dizdarlı basına sitem ediyor. Basın diyor ki, “ventilasyon cihazı yok”… Sonradan alınmış ama, bu arada 7 yaşında bir çocuk, YDÜ’ye sevkedilene kadar komaya girmiş. Ventilasyon cihazı, hemen her bölümde gereksinim duyulan bir cihaz. Solunum cihazı. Özellikle acil müdahaleler  için. Bunun özürü olamaz… Ama büyük devrimler yapılırken, can kurtaran temel ihtiyaçlar gözden kaçıyor demek ki…

 

MOBESELER TAKILIYOR:

Özellikle son yıllarda ülkede artan suç oranlarındaki artış düşünüldüğünde mobese kameraların caydırıcı bir etken olacağı kuşkusuz. Bir üst düzey kaynaktan öğrendiğimize göre, yaklaşık bir yıldır konuşulan ancak, bir türlü hayata geçirilemeyen mobese olayında nihayet sona gelinmiş. Öncelik Lefkoşa ve Girne olmak üzere, yüzlerce kameranın takılmasına, en geç Ağustos ayında başlanıyormuş…

 

KURAL DEĞİŞMEDİ:

Her bayram ve tatil günlerinde görmeye alıştığımız kural bu bayramda da değişmedi. Sınır kapıları güneye geçmek isteyenlerle doldu taştı. Ama işin garibi nedir biliyor musunuz, adada varılacak her türlü çözüme karşı olanların, “domuzdan post, gavurdan dost olmaz” diyenlerin, güneye geçebilmek için saatlerce güneşin altında beklemeleri…

 

 


 

ZİRVEDEKİLER

Başaran Düzgün: “15 yıl önceki gizli hedef neyse, şimdi de odur. Bir tarafta iki güçlü parça devlet ve zayıf bir federasyon. Diğer tarafta kaybettiği egemenliği geri alma hayali. Allah’ım lütfen  tarih yine tekerrür etmesin. İzin ver de Crans Monta’da umut yüklenelim yeniden…”

 


DİPTEKİLER

Ara Anlaşma Safsatası:

Yeni bir konferans bugün başlıyor. Ancak uzunca bir zamandan beri, bir ara anlaşma lafı dolaşıyor. Neymiş, güvenlik ve garantiler konusunda mutabakat imzalansın, ayrıntılar sonraya kalsın… Ayrıntı dedikleri de, bizim haklarımız; siyasi eşitlik, ortaklık, dönüşümlü başkanlık, yönetim konuları…. Ne ala memleket. Alacaklarını alıp cebe atacaklar, sonrası Allah kerim. Dalga geçer gibi… Rum Sözcü Hristodulides, “geçici” bir anlaşmayı kabul etmeyeceklerini söyledi ama, “ara” anlaşmadan söz etmedi…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar