Olası Çözümün Ve Müzakerelerin Muhasebesi.. - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

Olası Çözümün Ve Müzakerelerin Muhasebesi..

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Şu anda KKTC de bir kamuoyu yoklamasıyla “çözüme evet-hayır” taraması yapılsaydı büyük oranda “evet” çıkacaktı.

Mesela ben Annan planından beridir “hayır” diyenlerdendim ama bu kez “uygun koşullarda bir çözüm söz konusu olsa “evet” derdim. Denecek ki “uygun koşullar” oldukta kim hayır diyecek ki?”


Bugün de “iki ayrı devleti” yahut “konfederasyonu” savunurken o “uygun koşullu federasyona” “hayır” diyecek pek çok yurttaş vardır. Mesela ben onlardan biri olabilirdim eğer Türkiye’deki büyük anayasa değişimi sancılanmasıyla  Doğu Akdeniz bölgesinde sürüp giden savaşlar söz konusu olmasaydı.. Çünkü   “Kıbrıs  bölgedeki savaşlarla siyasi gelişmelerden etkilenmeyecek bir lalezar değildir” diyorum. Dolayısıyla uygun koşullardaki bir çözüme de bunun için   “evet” ile yaklaşıyorum  sonra kendime soruyorum: “Nedir bu uygun koşullar?”

            BİLİNİYOR: Annan planından beridir sadece masada değil halk katlarında da tartışılan “nasıl bir çözüm” sorusuna hâlâ cevap veremedik! Çünkü Rum tarafı 1974’den sonra artık Kıbrıs’ın bir daha 1960’lara dönemeyecek kadar büyük değişimler  geçirdiğini adeta siyasi  mutasyona uğradığını  kabul etmek istemedi!

Nitekim Anastasiadis müzakerelere başlarken “çözüm Kıbrıs cumhuriyetinin evrimleşmiş hali olacaktır” diyordu. Ve zannediyordu ki bir iki  rötuşla “üniter Kıbrıs”ı yeniden oluşturabilecekti!

 

Müzakerelerin başında bu tip Rum söylemlerine Sn. Akıncı ve ekibinin çok da önem verdiğini sanmıyorum. Nitekim en büyük yanlış gerçekte Eroğlu döneminde varılan uzlaşı ile hedeflenen federasyonun, “tek devlet, tek kimlik, tek uluslar arası temsiliyet” üzerine oturtulacak olmasıydı!   (Ne var ki bu ağır koşul Eroğlu’nun direnmesiyle “Kuzey ve Güney kurucu devletlerinin  özerk olması” koşuluyla yumuşatıldıydı.

Fakat müzakereler sürecinde görüldü ki Rum tarafı “azınlık çoğunluk” ağırlıklı bir  “yönetim paylaşımı” gözlüyor! Türk tarafının nüfusunu “cemaat” esamesinde tutacak taktiklerle hesaplar yapıyor, kendi nüfusunu Kuzey’e taşırken AB müktesebatının “dört  özgürlüğünü” öne çıkarıyor ve eşit iki toplum ilkesini çiğneyerek, “Başkanlığı” tümden kendi aidiyetine bağlayacak “ısrarını” vazgeçilmez politikası yapıyordu!                                                                         Kısaca gözetilen çoğunluğuna dayalı avantajı ile Kuzey’e taşınıp hem yönetim hem de güç paylaşımında Türk halkını üstünlük ve egemenliği ile emrine almaktı!

BUGÜNE DÖNELİM: Saçma sapan “Enosis plebisiti” ile kopan müzakerelerin şu veya bu şekilde yeniden başlaması için mesela Eide hem AB kulislerinde hem  Lefkoşa’da doğrusu büyük efor sarf ediyor.

Mesela Ankara’nın, çözümden sonra yurttaşlarının adaya vizesiz girişlerinin  formülünü arıyor, Rum tarafından bu konuda ödün vermesini istiyor. (Fakat her ödünün bir karşılığı olacağını unutmadan  Rum tarafının “buna karşılık” Kuzey’den neleri koparmak isteyeceğini de unutmamalı!)

            Şu anda Brüksel’de temaslarını sürdüren Eide birkaç gün içinde adaya gelecek ve Sn. Talat’la Anastasiadis’i her derde deva olan yemekli toplantıda bir araya getirecek! Kısaca Sn. Akıncı’nın  yumuşadığına, sözcüsü Barış Burcu’nun “Rum tarafının hatadan dönmeye çalışmasını saygıdeğer(!) bulduğunu” söylemesine bakılırsa masa yine kurulacaktır!

            Ancak unutmayalım: O masada TC’nin garantileri de olacaktır, siyasi eşitlik ilkesinde dönüşümlü başkanlık da olacaktır, iade edilecek yerlerle edilmeyecek yerlerin sorunları da olacaktır, Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yatakları ile Geçitköy’deki su da olacaktır! (Ki o “hidrokarbon” dediğimiz olay şimdilerde Rum tarafının yeni ihalesi nedeniyle TC Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Büyükelçi Hüseyin Müftüoğlu tarafından “Türk halkının  doğal kaynaklar üzerindeki asli haklarını göz ardı ettiği” için kınanmış, adeta protesto edilmiştir!”

Kısaca baş ağrıtan sorunlar sanıldığından çoktur ve Enosis plebisiti kararı   hepsinin üzerine tuz biber ekerek bu sorunları katmerlemiştir! Buna karşılık müzakerelere o kadar alıştık ki  müzakeresiz yaşamaya tercih ederiz!

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar