Hükümetin kendi programına, ya da övüne övüne imzaladığı ekonomik protokola uymadığını hepimiz biliyoruz.
Performansları, komik…
Hani o büyük büyük reformlar, “biz yaparız”lar falan, hık, mık, kem, küm, demagojiyle geçiştirilip duruyor…
O metinlerde yazılanları da biliyoruz da, benim bunların dışında aklımda kalan başka böyyyük laflar var ki unutulmaz…
Bakın mesela, KTHY’nin acısını bir türlü çıkaramadık ya, taa 2010’dan beri, özellikle Ersan Saner tarafından dile getirilen bir yeni havayolu şirketi martavalı var. 2011’de Kuzey Kıbrıs Havayolları diye bir uyduruk şirket bile kurmuşlardı. Bir ara hükümetten gidince sesleri kısıldı, sonra bir baktık, 2015’de zamanın Turizm Bakanı olan Faiz Sucuoğlu “yeni hava yolu şirketi kurmak için çalışma yapılıyor… Bu şirket kapanan KTHY’nin yerini alacak” diye yüksekten attı… Tabii bunu da hiç kaçırmadıkları Dünya Turizm Fuarı’nda Londra’da söyledi…
Sene 2017, özel havayolu şirketlerinin elinde oyuncak olduk, şimdi de fahiş fiyatlara çare bulacaklarını vaadedip durmaktalar…
Ha, bu arada, Birds Havayolları diye, adı var kendi yok bir şirkete uçuş izni verdilerdi de, ortada şirket falan olmadığı için, doğal olarak uçuş da gerçekleşmedi…
Havayolu deyince aklıma geldi, bugünün Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Ercan’ın işletmecisiyle sözleşmeyi iptal edecekti. Ama ne kararlıydı öyle… İktidara gelince buzlar birden eriyiverdi. Yetmedi bir de şirketin sahibiyle memlekette “aspir” üretmeye karar verdiklerini açıkladılar. Aspir yetişecekti, zengin olacaktık… Yorum bile yapmayayım artık…
Ya o mobese reklamları… Şubat dediler, Ağustos dediler… Sokaklar suç cenneti oldu, hala alt yapısı bile ortada yok…
Sahi neydi o, seyrüsefer vergisi akaryakıttan alınacaktı. 2017’de seyrüsefer harcı tarihe karışacaktı… Tüzük hazırlanacaktı falan… Hay Allah, ne oldu ki? Yapılan af da bir işe yaramadı, devletin 70 milyon daha alacağı var… Sonuçta, bir kaç ay içinde yeni bir Seyrüsefer affı daha geldi…
Türkiye’den gelen su, süratle tarıma verilecek, ülkemiz “gıda deposu” olacaktı. O sürat nasıl bir süratti açıklamadılar tabii… Tarım Bakanı kaplumbağa hızını mı kastetmişti acaba? Kolay olana devam edildi… Kuru tarım, kuraklık ödemeleri, kendilerinin yasakladıkları kuyu açma izinleri…
İş sağlığı ve Güvenliği Yasası’na bağlı Tüzük ellerini bağlıyordu da, yenisi de hazırdı. Bir türlü çıkamadı.
Ses kirliliği, çevre kirliliğiyle ilgili Tüzük de öyle… Sözde hemen çıkıyordu… Bakanlar ses kirliliğinden şikayet eden vatandaşları Tüzük çıkmak üzere bekleyin diye oyaladılar, millet şimdi sokaklarda eylem yapıyor…Varolan Tüzük’le bile ceza kesebilecekken, yapmamakta direniyorlar…
Muhaceret Affı’na tepkiler geldiğinde, inandırıcı olsun diye yüksekten atmışlardı. Sözde 5-6 bin kişi yararlanacaktı… Ne oldu, ürküttükleri kurbağaya değdi mi..? Topu topu 2 bin 347 kişi yararlandı…
Girne’de antik liman ihya edilecek, Mağusa denizle buluşacaktı…Taşocakları kısıtlanacak, üniversite açma izinlerinde yetki Meclis’e verecekti… Ne çok laf duyduk bu konularda…
Sağlıkta ve eğitimdeki büyük vaadleri saymıyorum bile…
Bu arada mesela, Serdar Denktaş’ın, görüşmeler çöktükten sonra söylediği “sürpriz”leri hala merak eden var mı..?
Haksızlık etmeyelim. Boş oturdukları da söylenemez. İstatistiksel olarak bakınca, rekor kırdıkları işler de var. Mesela vatandaşlık vermede, devletin arazilerini yasaları zorlayarak dağıtmada, geri dönüşsüz kredi vermede gelmiş geçmiş tüm hükümetlerin rekorunu kırdılar…
Daha bunlar benim aklımda kalanlar… Siz de ekleyin, ekleyebildiğinizi.
Sonra da “ne” yerine konduğunuza karar verin artık…
“Ölme eşeğim ölme” derdi eskiler…
Sular tarlaları bulacak, aspirler yetişecek, zengin olacağız…
Yönetenlerimizden ninniler dinlediniz…
İyi uykular…
_______________________________________________________________________________
YERİN KULAĞI VAR
İHALELER MİNNETTARA EMANET: Halil Talaykurt’un “beni göreve atayanlara minnettarım” sözlerinin üstünden 3 gün geçti. Hepimiz dalga geçtik, eleştirdik, icazetle atamalar falan dedik, ne oldu? Adam 22’sinden beri minnetle aldığı makamda oturuyor. Kamuda liyakattı, kamu reformuydu derken, geldiğimiz nokta bu… Devletin ihaleleri, makama icazetle geldiğini bizzat itiraf eden birine emanet…
GİDİŞAT KÖTÜ:
Ülke son zamanlarda hiç olmadığı kadar kötü yönetiliyor. Görmediğimiz, duymadığımız olayları görüyor ve yaşıyoruz. Yolsuzluk, rüşvet, suç patlaması ve dini hareketler. Bilinmez bir el, Kıbrıs Türkünü özünden koparma, ona yeni bir “kimlik” verme telaşı içinde. Mevcut iktidar ise sessizliği ile, adeta tüm bunlara çanak tutuyor. Onlar görmek istemiyor belki ama, Kıbrıs Türk halkı gelecek için kaygılı ve umutsuz. Unutmayın yarın, sadece bizim için değil, sizin için de yolun sonu olacak…
GEÇ BİLE KALINDI:
Görev yaptığı süre içerisinde skandallara konu olan Din İşleri Başkanı Talip Atalay’ın, görevden alınması için nihayet düğmeye basıldı. Yorgancıoğlu’nun Başbakanlığı döneminde görevden alınması için Türkiye’den bazı girişimler olmuş ancak bu gerçekleşememişti. Kısa bir süre önce ise Türkiye’de FETÖ soruşturması nedeniyle göz altına alınıp serbest bırakılan Atalay, adaya gelişinde davul-zurna ile karşılanmıştı. Şimdi ise Başbakan Özgürgün, Atalay’ın görevden alınması için talepte bulundu. Akıncı ile ilişkileri iyi olan Atalay, bakalım bu kez görevden alınacak mı göreceğiz…
ALIN SİZE BİR BECERİKSİZLİK ÖRNEĞİ DAHA:
Bundan 2 yıl önce, Türkiye’nin finansmanıyla, Karpaz’daki eşekler için 6,5 km’lik bir telleme ile özel koruma bölgesi oluşturulmuş, ilgili bakanlık da, ‘şu anda eşekleri bölgede toplamaya başlıyoruz’ diye açıklama yapmıştı. Hatırlarım, o günlerde de eşekleri toplamakta sorun yaşamışlar, askerden yardım istemişlerdi. Demek ki yapamamışlar. Sene 2017, aynı açıklama müjde verir gibi tekrarlanıyor. Yahu 2 senede azami 3 bin eşeği bir araya getiremiyorsak, yatalım da ölelim. Olacak iş değil…
“KİMSE BU TİYATROYA GİTMEDİ”:
Havadis köşe yazarı Derviş Gezer, bizim “uçan bakan” Ataoğlu’nun yerli vatandaşlara yönelik ucuz tatil kampanyasının aslında bir fiyasko olduğunu çok güzel özetlemiş; şöyle diyor Gezer;“Kuzey Kıbrıs’ın toplam tesis sayısı 134. Kampanyaya dahil edebildikleri 9… Yani toplamın sadece %6’sı… Turist konaklatma hakkı olan acente sayısı 137… Kampanyaya katılan acente sayısı 7… Yani toplam acente sayısının sadece %5’i… Kampanyaya otelci inanmamış. Kampanyaya acenteci kanmamış. Halk mı kanacak? Nitekim kimse bu oyuna gelmedi. Kimse bu tiyatroya gitmedi”… Varsın bizim bakan, içte ve dışta turizmi patlatmaya devam etsin…
ARTIK KARAR VER:
Rum lider Anastasiadis, masadaki federasyon tezinden çark ederek, Kıbrıs’ın birleşik bir devlet haline gelmesi gerektiğini savunmuş. Bu durumda yıllardır, kendisi de dahil herkes, boşu boşuna federasyon görüşmüş öyle mi…? Bence Anastasiadis adada nasıl bir çözüm istediğine karar versin. Bir gün öyle bir gün böyle olmuyor…
_______________________________________________________________________________
ZİRVEDEKİLER
Doç. Dr. Senem Zeybekoğlu Sadri: GAÜ Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Sadri öyle güzel bir benzetme yapmış ki…“Çocuklarımıza nasıl yaşam alanları bırakacağımıza karar vermeliyiz. Lefebvre’in ‘Kent Hakkı Düşüncesi’nde ortaya koyduğu gibi; eşitlikçi, özgürlükçü ve doğayla uyumlu mu? yoksa savaşlar, yoksulluklar ve adaletsizliklerle dolu mu?”… Bizim bırakmaya hazırlandığımız yaşam alanları korkarım ikincisi…
_______________________________________________________________________________
DİPTEKİLER
Özdemir Berova: Bakanlığınız döneminde eğitim hiç bu kadar sorun yaşamamıştı. LAÜ olayı, Hala Sultan İlahiyat Koleji öğrencisinin konuşması, Türkiyedeki son gençlik kampında yaşananlar, yeni ders kitaplarıyla ilgili iddialar ve son olarak bakanlığınızdaki TC’li “koordinatörün” alenen, bizi “köpek” yerine koyan paylaşımı. Siz o koltuk uğruna hepsini içinize sindirebilirsiniz belki ama, biz hazmedemeyiz. İyisi mi siz biran önce o makamı terkedin, çünkü size fazla bol geldi…
