Ne erken seçim ne de kabine değişikliği... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

Ne erken seçim ne de kabine değişikliği…

Haftalardır bazı köşe yazarları tarafından kamuoyuna pompalanan ve “belli bir merkezden” servis edildiği görüntüsü veren haberleri okuyoruz. Hani şu kabine değişikliği haberlerinden bahsediyorum.

Kurultay sonrası kaybedenin partiden ayrılacağı veya alacağı oy oranına göre farklı bir yol izleyeceğini yazıp çizmiş ve sonuç ne olursa olsun, artık parti içinde farklı görüşlerin hakim olacağı iki UBP olacağını söylemiştik. Keşke yanılsaydık ama, görüyoruz ki, kaybedilen Lefkoşa Belediyesi seçimlerinin hemen ardından “ikinci UBP”, eleştiri dozunu artırmaya başladı…


Başta da dedim, kabine değişikliği ile ilgili köşe yazılarını okuyoruz günlerdir. Belli bir grup köşe yazarı, özellikle bu konuda ortada fol ya da yumurta yokken yazıp çizmeye, hatta gün ve tarih vermeye başlamıştı. Israrlı yazılara, sonradan “erken seçim” mesajları da eklendi. Böylece her iki konu da kamuoyunda tartışmaya açılmaya çalışıldı, daha da ötesi, asıl hedef İrsen Küçük’e mesaj iletildi. Sonunda da, 4 genel sekreter yardımcısının atanması bahane edilerek, düğmeye basıldı. 

Önceki akşam, parti içi muhalefetin isteği üzerine toplanan meclis grubunda yaşananlar, kurultay öncesine benziyordu. İki grup arasında geçen sert tartışmalar sonunda, her ne kadar elle tutulur bir karar çıkmasa da, Başbakan Küçük’e taleplerini ilettiler. Hatta Türkya Tokel’in bunun için rest çekerek,  30 Nisan’a kadar süre verdiği de bildiriliyor. Basına yansıyan talepler arasında, bürokratların görevden alınmasına son verilmesi, atamalarla ilgili kararların partinin yetkili kurullarında alınması ve yeni atanan 2 genel sekreter yardımcısından ez az ikisinin geri çektirilerek, muhalif gruptan atanması yer alıyor. Kabine değişikliği işin özünü oluştursa da, açıktan dile getirilmeden ima ediliyor. Yani İrsen Küçük’ün, karar vermesi için önünde yaklaşık 10 günlük bir süre var. Muhalefet grubu bu isteklerinin yerine getirilmemesi halinde, erken seçim dahil bir takım dayatmalara gideceklerini söylüyorlar. Şimdi bu 10 gün içerisinde ya muhalefet grubunun isteklerine boyun eğecek, veya blöflerine karşı restini çekecek…

Kabine değişikliği ise, tıpkı bir savaşta olduğu gibi, yeni bir cepe açmak olacaktır. Zaten belediye seçimlerinden mağlup çıkan ve mevcut siperlerini koruma gayereti içerisinde olan Küçük’ün, kabinede değişiklik yaparak kendine yeni bir cepe açması mümkün görünmemektedir… 

İşte bu nedenle bence İrsen Bey ikinci şıkkı tercih edip, muhalif gruba hodri meydan diyecektir. Çünkü o da biliyor ki, istekleri yerine getirdiği takdirde arkası gelecek. Zaten UBP’nin bugünkü durumuna bakıldığında, dağınık ve örgütleriyle hala barışık olmayan bir parti görünümündedir. İlk seçimde yeniden iktidara gelmeyi hayal bile edecek durumda değiller. Bırakın iktidarı, bugün vekil olanların birçoğu, meclis dışında kalma korkusu yaşıyorlar. Böyle bir durumda “isteklerimiz olmazsa erken seçim kararı alırız” diyenler ne kadar inandırıcı olabilirler…        

Sonuç olarak her iki taraf da, hem kendisinin, hem de partinin geleceği açısından bu sorunu aşmak ve ortak müşterekte anlaşmak zorunda. Çünkü tek başlarına birşey olmayacaklarını çok iyi biliyorlar… Onun için kimse merak etmesin, bunlarda ne istifa edecek, ne de erken seçim kararı alabilecek yürek yok…

 

YERİN KULAĞI VAR

İKİ UBP: Özellikle kurultay süresince çok yazdık, çıkan bu sonuçtan sonra artık “iki UBP” var diye. Seçim nedeniyle sönmüş gibi görünen ateş, yeniden alevlendi. Tıpkı Osmanlıdaki Yeniçeriler gibi parti içi muhalefet, yeniden kazan kaldırarak, kelle istemeye başladılar. İrsen Bey bu isyanı kanlı mı, kansız mı bastırır bilinmez ama, öyle anlaşılıyor ki, UBP’deki sorunlar daha uzun süre devam edecek…     

İŞKEY KULAKLARINI TIKADI: UBP’de son atamalarla kırsal bölgelerden sorumlu genel sekreter yardımcılığına atanan ve parti içi muhalefetin en çok tepki gösterdiği Abdullah İşkey, tepkilere kulaklarını tıkadı. “Kimin ne söylediği umurumda değil, iş yerimden bir ay izin aldım köy köy gezip, örgütler ve vatandaşlarla görüşüp sorunlarını dinlemeye ve çözüm üretmeye çalışacağım. Kim ne söylerse söylesin, benim vekil olma gibi beklentim yok, o nedenle söylenenlere kulak asmadan yoluma devam edeceğim…”  diyor. 

SÖZ AĞIZDAN ÇIKTI BİR KERE: UBP Güzelyurt milletvekili Türkay Tokel, “Bu kurultayı İrsen Bey kazanırsa istifa ederim” demişti. Kurultay bitti ve İrsen Bey kazandı. Belki çoğu partili unuttu Tokel’in bu sözünü. Tekrar alevlenen parti içi kriz getirdi benim de aklıma. Hazır tekrar gündem olunca bir hatırlatmak istedim, İrsen Küçük başkanlığındaki UBP’den istifa etmeyi hala düşünüyor mu diye…

ALTINLAR VE TEMEL ÇELİŞKİMİZ:                                                                                                                                                 Rum’un Merkez Bankası’ndaki altınları satışa çıkartmasına kızanlara bakınca, benim aklıma geçmişte söylenenler geliyor. “Kıbrıs Cumhuriyetimizdeki haklarımıza sahip çıkalım” diyenin ağzına pabuçlarınızla giren siz değil miydiniz?  Bunun içinde pasaporttan, kimlikten tutun, Münhasır Ekonomik Bölge’ye, Güney’de kalan Vakıf mallarına ve işte şimdi aklımıza gelen altınlara kadar pek çok hak vardı. Zaten temel çelişkimiz de bu değil mi… Hem reddederiz, hem sahip çıkmaya kalkarız.

DAHA NELER GÖRECEĞİZ: Dün bu sayfadan Göçmenköy’de Metropol yoluna dönen köşedeki  trafik lambalarının aylardır yanmadığını, meydana gelen kazaya rağmen kimsenin umursamadığını yazmıştık. Sağ olsun Kadri başkan konuya duyarlı davranıp araştırmış, bize de haber gönderdi. Işıklar İçişleri Bakanlığı’nın sorumluluğundaymış. Işıklarının yanmama nedeni ise, 49 bin TL’lik elektrik borcuymuş. Bakanlık, trafik ışıklarının borcunu bile ödemkten acizmiş meğer…

KIBRIS ABD’NİN AJANDASINDA YOK:  ABD Büyükelçisi John Koenig Ticaret Odası üyelerine verdiği konferansta ilginç bir çağrıda bulunmuş. Uluslararası camianın Kıbrıs konusuna ilgi göstermesini sağlamak için, Kıbrıs’ta tarafların  çözümle ilgili çabalarını yoğunlaştırması gerektiğini söylemiş. Bu ne demek?    “Şu anda gündemimizde yoksunuz. Ancak her ikiniz de bir uzlaşma istiyoruz diye sesinizi duyurursanız, belki ilgi gösteririz” demeye getiriyor.  Rum tarafının acele anlaşma diye bir derdi olmadığı açık. Sizin anlayacağınız, Kıbrıs’ın dünya çapında sorun olmasının 50. yılında, Anastasiadis dönemi de Hristofyas dönemi gibi, silik bir şekilde geçip gidecek…

BİRAZ DA DOĞA İÇİN: Değirmenlik Belediyesi Alevkayası taş ocakları bölgesinde verimli bir su kaynağı bulmuş. Hayırlı olsun. Ancak bulunan bu suyun, taşocaklarıyla yok edilen doğayı bir nebze olsun kendine getirmek için kullanılması da beklentimiz. Belediye başkanı Osman Işısal, belki bu yıl değil ama, bundan sonraki ekim döneminde bölgeyi ağaçlandırmak için de biraz çaba göstermeli. Zira yasada olsa bile, taş ocaklarını işletenlere kimse gidip de “ağaç dik kardeşim, mecbursun” demediğine göre,  öyle bir dertleri yok…

NİYE KIZIYORSUNUZ Kİ: Fanatik Türk düşmanı ELAM Örgütü’nün son numarası, Güney’deki Türkçe sokak isimlerini zorla değiştirmek olmuş. Bu işi 1974’te yapan taraf olarak aslında karşı çıkmaya hakkımız var mı bilmem. Zaten Rum Yönetimi de Türkçe isimleri sadece propaganda malzemesi olarak bugüne kadar tutmuştu. ELAM’ın yaptığının herhangi bir Rum’u rahatsız ettiğini de düşünmüyorum. Tek düşündüğüm, ELAM’ın üyelerinin 1974 sonrası verilen Rum eğitim sisteminin bir ürünü oldukları ve bu nesille “çözüm” beklentilerinin bir o kadar daha hayal olacağıdır…

ZİRVEDEKİLER

Başak Bizden: İstanbul’da yapılan Milli Takım Seçme Müsabakaları’nda YDÜ yüzücüsü Başak Bizden, 200 metre kurbağalamada yaptığı derece ile hem KKTC rekorunu kırdı, hem de 29-30 Haziran’da San Marino’da yapılacak yüzme şampiyonasına Türkiye adına katılma hakkını kazandı…  

DİPTEKİLER

Zehir Saçan RHA’lar: Aslında dipte olması gereken RHA’lar değil, onların sorumlusu olanlar, yani devletin baştan sona tüm yöneticileri. Yasa çıkartmış, “egzoz ölçümü yapılacak” diye, vatandaşı mecbur etmiş, yapmayana ceza kesmiş… Ama kendi resmi araçlarını bundan muaf tutmuş.  Zaten çoğu ömrünü tamamlamış bu hurdalar, havayı kirletmeye devam etmişler. Turizm ve Çevre Bakanı çıkmış  açıklama yapıyor, “Çevreye duyarlıyız… Devlete ait araçların egzoz emisyon ölçümlerinin yapılması tarafımızca sağlanacak”!!!! Maşallah…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar