Mülkiyette çözüm: İade değil tazminat - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
KıbrısManşetRöportaj

Mülkiyette çözüm: İade değil tazminat

Alman mülkiyet uzmanı Kıbrıs müzakerelerinin en dikenli konusu mülkiyet konusunda tecrüblerini aktardı. Dr. Rodenbach Almanya’da kurdukları mülkiyet sisteminde sorunların sadece yüzde 23’ünün iade ile çözümlendiğini belirtti

 

BASİT KURALLAR, ADİL SİSTEM: Almanyalı Mülkiyet uzmanı Dr. Hermann-Josef Rodenbach, Kıbrıs’ta yapılacak mülkiyet yasasının basit ve yoruma yer bırakmayacak netlikte olması tavsiyesinde bulundu. Rodenbach, “Kuracağınız mülkiyet sistemi haksızlıkları korumamalı, adil olmalı” dedi

 

İADEDEN ÇOK TAZMİNAT: Rodenbach: Almanya’da kurduğumuz sistem iade ilkesine dayalı olmasına rağmen, günün sonunda, mülkiyet sorunları iadeden çok daha fazla oranda tazminat ile çözümlendi. Mal iadesi için yapılan başvuruların sadece yüzde 23’ü iade ile sonuçlandı

 

“İYİ NİYET” FAKTÖRÜ: Rodenbach, Almanya’daki sistemde, herhangi bir malın ‘iyi niyetle edinilmiş’ olması durumunda söz konusu malın iade kapsamı dışında tutulduğunu anlattı

 

SİSTEM ADİL OLMALI: Rodenbach’ın Kıbrıs’a önerisi: İnsanlara mallarını veya tazminatlarını ne kadar hızlı verirseniz ekonomi o kadar erken canlanır. Bir de mülkiyet sisteminiz haksızlık yapanları korumamalı. Eğer bir mülk alımında kötü niyet veya suiistimal varsa bu düzeltilmeli

Esra AYGIN

Mülkiyet uzmanı Alman Dr. Hermann-Josef Rodenbach, yıllarca başkanlık ettiği Almanya ‘Çözümlenmemiş Mülkiyet Sorunları Birimi’nde edindiği tecrübelere dayanarak, Kıbrıslılara mülkiyetle ilgili yasanın basit ve yoruma yer bırakmayacak netlikte olması tavsiyesinde bulundu.

Mülkiyetle ilgili yapılacak başvurular için kısa, sabit zaman sınırları getirilmesinin ve mülkiyet komisyonunun hızlı karar üretmesinin ekonomi açısından önemine dikkat çeken Rodenbach “kuracağınız mülkiyet sistemi adil olmalı” dedi.


rodenbach2

4.9 milyon Alman göç etti

2.Dünya Savaşı’nın ardından Alman Demokratik Cumhuriyeti (Doğu Almanya) ve Almanya Federal Cumhuriyeti (Batı Almanya) diye ikiye bölünen ülkede, yaklaşık 4,9 milyon Alman, ya mallarını geride bırakarak Doğu Almanya’dan kaçmış ya da malları haksız bir şekilde ellerinden alınmıştı.

Kırk yılı aşkın bölünmüşlükten sonra 31 Ağustos 1990 yılında imzalanan anlaşma ile yeniden birleşen Almanya’da, mülkiyet sorunlarının çözümlenmesi için Federal Maliye Bakanlığı bünyesinde bir ‘Çözümlenmemiş Mülkiyet Sorunları Birimi’ kuruldu.

Yüzde 99 çözüldü

Bugün, Almanya’daki mülkiyet sorunlarının yüzde 99’u çözülmüş durumda. Geriye kalan yüzde 1, varisleri bulunamayan Yahudi malları.

90’lı yıllarda 220 ofis ve binlerce çalışanı bulunan birimde, şu anda sadece 100 civarında kişi görev yapıyor.

Uzun yıllar birimin başkanlığını yapan ve şu anda emekli olan Rodenbach Havadis gazetesine tecrübelerini aktardı ve bazı tavsiyelerde bulundu.

Havadis: Yeniden birleşmenin ardından Almanya’da mülkiyet sorunu nasıl çözümlendi?

Rodenbach: Almanya’nın yeniden birleşmesi sürecinde mülkiyet sorununun çözümlenmesi için öngörülen sistem iade ilkesine dayalı bir sistemdi. Ancak günün sonunda, pratikte, mülkiyet sorunları iadeden çok daha fazla oranda tazminat yoluyla çözümlendi. Mal iadesi için yapılan yaklaşık 2.7 milyon başvurunun sadece yüzde 23’ü iade ile sonuçlandı. Geriye kalanlar isetazminat yoluyla çözüldü. Toplamda net olarak 6.4 milyar Euro tutarındatazminat ödedik.

Tazminat daha adil…

Havadis: Neden sorunların çoğu iade yerine tazminatla çözümlendi?

Rodenbach: İadenin mümkün olamayacağı ve bunun yerine tazminat ödenmesi gereken durumlardan en önemlisi,söz konusu malın ‘iyi niyetle edinilmiş’ olmasıydı. Eğer bir kişi bir malı iyi niyetle, usullere uygun, ve normal Doğu Almanya fiyatlarından edinmişse veya almışsa, o mal eski sahibine iade edilmedi. Ve doğrusu, iyi niyetle edinim kapsamına girmeyen çok az vaka ortaya çıktı.

Mesela, Doğu Almanya’da sisteme yakın kişilerin mal sahiplerini zorla evlerinden çıkararak söz konusu mala hiçbir ücret ödemeden el koymuş olmaları gibi durumlara nadiren rastladık.

Bu gibi durumlarda mallar eski sahiplerine iade edildi. Ama edinimlerin yüzde 95’inin iyi niyetle yapılmış olduğu tespit edildi. Bu durumda söz konusu malların eski sahiplerine tazminat verildi.

Ender de olsa,bazı durumlarda kişilerin kendileri iade yerine tazminatı veya kendi arazileri yerine alternatif bir arazi almayı tercih etti.

 rodenbach1

“Barış ve huzur olsun istedik”

İade bekleyen eski mal sahiplerinin muhalefetini nasıl aştınız?

Rodenbach: Eski mal sahiplerinin beklentileri çok yüksekti ve tabii ki karşı çıkanlar oldu. Sanırım bu yeniden birleşmenin bedellerinden biriydi.

Ancak yeniden birleşme anlaşması ile birlikte biz Almanya’da barış ve huzur olsun istedik.

İnsanları bir kez daha zorla yerinden etmek istemedik. Diğer taraftan, ödediğimiz tazminatların miktarı oldukça düşüktü ve bu da muhalefeti artırdı. Mülkiyet Birimi’nin birçok kararı mahkemeye götürüldü.

Ancak devlet 64,000 yasal sürecin çok büyük bir çoğunluğundan galip çıktı. Mahkemeler Mülkiyet Birimi’nin kararlarını doğru buldu.

Örneğin, Anayasa Mahkemesi’ne giden bir davada, özel iflas davalarında hissedarların sadece asgariyi alabildiklerini, Doğu Almanya’da olanın da aslında bir devlet iflası olduğunu savunduk. Mahkeme bizi haklı buldu.

“Adil bir tazminat hesapladık”

Havadis: Tazminatların miktarını nasıl hesapladınız?

Rodenbach: 1990’da Doğu Almanya’da gerçek bir piyasa yoktu.Mülk almak veya satmak için devletten izin almak gerekiyordu ve her şey için fiyat düzenlemesi vardı.

İlk başlarda, Doğu Almanya fiyatları temelinde düşük bir tazminat vermeyi, diğer taraftan, iade kapsamına giren mallar için de bir mülk vergisi getirmeyi düşündük. Yani malı kendilerine iade edilenler – ki söz konusu malların değeri birleşmeden sonra çok arttı – bir miktar vergi ödesin ve biz bu vergi gelirini tazminatları ödemek için kullanalım. Ancak meclis bu öneriyi kabul etmedi. Mallarından edilerek mağdur olanların şimdi tazminata katkı yaparak bir kez daha mağdur edileceği söylendi.

Adil bir tazminat hesabı yapmakta zorlandık. Kabul edilebilir bir tazminat yasası yapmak dört yılımızı aldı ve sonuçta tazminatları 1990’a ait fiktif bir piyasa değeri temelinde yaptık.

Bu arada, bugün hala Doğu Almanya’da mülk alıp satmak için devletten izin almak gerekiyor. Bunun amacı iade kapsamında olabilecek malların el değiştirmesini engellemek. Söz konusu mülkle ilgili iade başvurusu olup olmadığı kontrol ediliyor – ki bugün artık böyle bir başvuru ile çok ender karşılaşılıyor. Eğer yoksa, alım/satım izni veriliyor.

Eğer söz konusu mülkle ilgili bir başvuru varsa ve süreç henüz sonlandırılmamışsa, o zaman alım/satım izni verilmiyor.

“Kaynak özelleştirme ile sağlandı”

Havadis: Tazminat fonunun ana kaynağı ne idi?

Rodenbach: Özelleştirmelerden elde edilen gelir. Özelleştirdiğimiz devlet ormanları bile oldu. Bir de bazı iadelerden ‘eşitleme geliri’ aldık. Yani diyelim ki, kişi geride bir arazi bıraktı ama arazi kendisine iade edildiğinde artık üzerinde bir bina vardı.

Bu durumda binanın değerini bize ödemesini istedik. Bu çok nadiren oldu. Ana kaynak özelleştirme geliri ve vergiler oldu.

Havadis: Mülkiyet sorunlarının ekonomiyi etkilememesi için herhangi bir önlem aldınız mı?

Rodenbach:Henüz çözümlenmemiş dolayısıyla akıbeti belli olmayan mülkler nedeniyle Doğu Almanya’da yatırımlar çok düşük düzeyde kaldı. Bu nedenle 1994’de bir ‘yatırıma öncelik’ yasası geçirdik.

Belli bir mülke yatırım yapmayı garanti eden bir yatırımcının çıkması durumunda, söz konusumülkün iadesi için başvurmuş bir eski mal sahibi varsa bile, yatırımcıya öncelik veriliyor ve mülk yatırımcıya satılabiliyordu.

Eski mal sahibine ise mülkün en az piyasa değeri ödeniyordu. Yani tazmin ediliyordu. Eğer eski mal sahibi en az eşit miktarda yatırım yapmayı taahhüt ederse, o zaman öncelik ona veriliyordu.

“Yasa basit ve adil olsun”

Havadis: Kıbrıs’taki mülkiyet sorununun Almanya’dakinden çok farklı yönleri var. Yine de tecrübelerinize dayanarak Kıbrıs için bazı tavsiyelerde bulunabilir misiniz?

Rodenbach: Mülkiyetle ilgili hazırlayacağınız yasa basit olsun, tanım ve hükümler çok net olsun. Yoruma çok az yer bırakın, çünkü yorum her zaman ihtilaf nedenidir.

Bunun yanında, başvurular için kısa, sabit zaman sınırları getirin. Bizim örneğin, son başvuru tarihimiz Aralık 1992 idi. Başvuru prosedürünü basit tutun. İnsanlar avukatlar aracılığıyla karmaşık resmi süreçlerden geçerek başvuru yapmak zorunda kalmasın. Kişisel olarak başvurabilsin.

Mülkiyet komisyonunun kararları kısa süre içinde hızla üretmesi önemli. İnsanlara mallarını veya tazminatlarını ne kadar hızlı verirseniz ekonomi o kadar erken canlanır.

Bir de mülkiyet sisteminiz haksızlık yapanları korumamalı. Eğer bir mülk alımında kötü niyet veya suiistimal varsa bu düzeltilmeli. Sistem adil olmalı.

“Tazminatlar daha yüksek olabilirdi”

Havadis: Yaptığınız en büyük hata neydi peki?

Rodenbach: Bugün tazminatların daha yüksek olması gerektiğini düşünüyorum. Bu bize daha fazla barış ve adalet getirirdi.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar