Mehriban ve nezle değil ağır bronşit… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 17, 2024
Köşe Yazarları

Mehriban ve nezle değil ağır bronşit…

basaran duzgun banner

Herkes Türkiye için endişelenirken ve “tek adam düzeni kuruluyor, cumhuriyet elden gidiyor” diye ağlaşırken bombayı Azerbaycan’ın “tek adamı” İlham Aliyev patlattı.

Karısı Mehriban’ı “Azerbaycan Devlet Başkanı Yardımcısı” yaptı.


Üstelik, birkaç yardımcısı varken Mehriban hanımefendiyi birinci başkanlığa getirdi.

Dokunulmazlığı olan ve kendisinin gaybubeti yani yokluğu halinde cumhurbaşkanlığı yetkilerini devralma pozisyonunda.

Adam başkan, karısı başkan yardımcısı.

Şimdi de  bu modelin “Türki Cumhuriyetlere” sirayet edip etmeyeceği tartışılmaya başlandı.

Malumdur ya bizim kardeşler, “Türki Cumhuriyetleri” Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra bir bir bağımsızlıklarını ilan ettiler ve cumhuriyetlerini kurdular.

Cumhuriyet kurdular, cumhurbaşkanlarını seçtiler ama demokrasiye geçemediler.

Nerdeyse tümünde bir garip seçimler yapılır, adaylardan bir tanesi yüzde doksanların üzerinde oy alır, diğer adaylar da telef olurlar.

Cumhuriyeti kurmak demek demokrasiye geçildi demek değildir.

Cumhuriyet ve demokrasi ikiz kardeşlerdir.

Birisi olmazsa öteki de olmaz.

Birisini katledersen aslında ötekini de katledersin.

Dolayısı ile demokrasinin olmadığı yerde cumhuriyet de olmaz.

Bilmem Türkiye halkları bunun farkında mıdır?

 

***

 

Neyse, Türkiye’deki referandumun sonucunu bekleyip göreceğiz.

Fakattttt…

“Halkın iradesi önemlidir, halkın iradesine saygı duymak lazım” diyenlere hatırlatırım;

Türki kardeşlerimizde muazzam bir yarış vardır.

“Hangi tek adam ne kadar yüksek oyla seçilir” yarışı.

Ve birbirlerine hava atarlar.

“Sen yüzde seksen aldın, ben yüzde doksanla seçildim” diye.

Dolayısı ile demokrasinin olmadığı yerde cumhurun başkanı olmak için alınan oy sayısının da hükmü yoktur.

Çünkü yüzde seksen oyda mutlaka hile vardır.

 

***

 

Azerbaycan’da 1998 cumhurbaşkanlığı seçimleri yılıydı. İlham’ın babası meşhur Haydar Aliyev adaydı ve yüzde seksenin üzerinde oyla kazanmıştı.

Mehmet Ali Talat, uluslar arası demokrasiyi ilemeye vakfı NDA adına bu seçimlerde gözlemci olarak Azerbaycan’a gitmişti.

Döndüğünde anlattıkları “akla zarar” cinstendi.

Aradım ve hafızalarımızı tazeledik.

Resmi seçim gözlemcisi olarak sandıkları denetlerlerken bir kişinin elinde onlarca “pasaport” yani kimlik ile gelip başkaları adına da onlarca oy kullandığını tespit etmişler.

Dahası var, seçim sandıkları açıldığında Haydar Alivey’e derlenmiş-toparlanmış tomar tomar oylar çıkarmış.

Belli ki sandık görevlileri “görevlerini” muntazam yaparlarmış.

Mehmet Ali Talat tanık olmamış ama o seçimlerde sandıkların ev ev gezidildiğini ve evin reisinin tüm aile adına oy kullandığını da okumuştum bir yerde.

 

***

 

Türkiye’de referandumun sonucu ne olur?

Ve en önemlisi referandumdan sonra ne olur?

Malum, “Türkiye hapşırsa biz nezle oluruz” ya.

Nezle değil, inşallah ağır bir bronşite yakalanmayız…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar