Lefkara’ya gittim ve hayal kurdum..! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Lefkara’ya gittim ve hayal kurdum..!

Geçtiğimiz cumartesi gününü Güney’de dolaşmaya ayırdık. Milliyetçi muhafazakar dostlarımız ne derse desin, benim için Güney, ufkumun açıldığı bir yer…
Bir bakıyorsunuz, aynı doku, aynı doğa, benzer gelenekler… Ama aynı zamanda, siyasetin, adam sendeciliğin, vizyonsuzluğun girdabındaki Kuzey’in yanında, sorumluluğun, duyarlığın, planın, projenin yarattığı bir cennet… Hem çağdaş, modern, temiz, tertipli, düzenli, insana saygılı bir ülke, hem de her şeyiyle Kıbrıs işte…

Önce Lefkara’ya uğradık. Lefkoşa-Limasol otoyolundan 13 km içeride. Dağa doğru tırmanıyorsunuz ve bir vadinin içinde Yukarı ve Aşağı Lefkara’ya ulaşıyorsunuz. Geleneksel Lefkara işine adını veren yer. Dört bir tarafı kireçtaşı. Ot bitmesi bile zor olan kireçtaşının üstünde göz alabildiğine ormanlar. 
Tüm köyün evleri bu kireçtaşından ve silisten yapılma… Hatta yollar bile asfalt yapılmamış, kaldırım döşenmemiş, sadece aynı taştan parkeyle kaplanmış. Plastik yok, beton yok, çirkin floresan sokak lambaları yok. Her şey otantik olana en yakın… Venedik döneminden kalma yapılardan tutun da Osmanlı evlerine kadar geniş bir mimari var. Ama hepsi son derece titiz bir şekilde korunmakta. Kapıları, panjurları, büyük ölçüde orijinal. İstisnasız  tümü bakımlı, restore edilmiş, cepheleri muhteşem çiçeklerle kaplı…


Evlerin büyük bir kısmı küçük oteller veya pansiyon olarak işletiliyor. Cephelerinde dantel, gümüş satan dükkanlar. Kapı önlerinde iş işleyen kadınlar. Hatta yerel giysiler, mobilya ve Lefkara dantel örneklerinin sergilendiği bir müzesi bile var. 1481’de Leonardo da Vinci köyü ziyaret edip, Milano’daki Duomo Katedrali için bir sunak örtüsü satın almış. Milano’yu ziyaretimizde bu hikayeyi dinlemiş, şaşırmıştık. Lefkara işinin kökeni Mezopotamya aslında. Ancak Venedikliler bu sanatı almışlar, Burano’da dantel üreten tesisler kurmuşlar.  Şimdi Rumlar, dantellerle birlikte, bu hikayeyi de turistlere pazarlıyorlar.

AB’ye götürdükleri çeşitli projelerle köyün renovasyonunu tamamlamışlar. Örneğin, www.lefkaracyparus.eu adlı bir web siteleri var. Tüm dünyadan yatırımcılara sesleniyorlar. Diyorlar ki, gelin bu köyden eski bir ev alın, restore edin, otel yapın. Biz de sizi, en kısa zamanda uygun bir hibe programından yararlandıralım. Çünkü devlet de buraya yatırım yapanlara bir destek programı uyguluyor.

Dağın içinde, kuş uçmaz, kervan geçmez bir köyü turizm cennetine çevirmişler, şimdi şakır şakır para kazanıyorlar.

O güzelliği gördüğünüzde kahrediyorsunuz. Neden biz de yapmayalım? Lefkara’dan çok daha güzel manzarası olan köylerimiz var. Bellapais’ten tutun da, tüm kuzey sahil köyleri; eko turizm diyerek, panayırdan öteye geçemeyen Karpaz köyleri. Her birinin bir teması da var. Bellapais’te ipek, Bağlıköy’de çilek, Kalavaç’ta organik ürünler… Bunların hepsi devlet desteğine muhtaç.

Tek bir örnek bile başarılsa, emin olun arkası gelecek. Ama şu an için bunu hayal etmek öyle zor ki. Yönetenlerimiz ilkokulda oynadığımız sandalye kapmaca oyunundan ne zaman vazgeçerlerse, o zaman bu hayaller gerçek olacak…

 

YERİN KULAĞI VAR

TEPKİYE TEHDİT:                                                                                                                                                      Vakıflar İdaresi’ne dıştan ithal müdür atanmasına tepki koyan ve bu tepkilerini yazılı bir metinle Başbakanlığa ileten çalışanlara tepki Başbakanlık’tan geldi. Tüm çalışanların, yazılı tepkilerine tepki koyan üst düzey bürokratlar, sorunu çözmek yerine, çalışanı tehdit etmeyi uygun görmüş. Zaten onlardan başka bir davranış da beklenmezdi…

HERŞ EYİN DEĞERİ PARA:                                                                                                                                      

Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği, Ercan Havaalanı’nda ihaleyi kazanan bir şirketin 10 metrekarelik bir yerde eczane diye bir yer kiralamaya çalıştığı duyumunu aldıklarını, yasalara göre halka açık olmayan bu gibi yerlerde eczane açılamayacağını belirterek, “Ülkemizde bozulmayan, ellenmeyen bize ait bir sistem kalmadı. Şimdi eczacılık mesleği yozlaştırılmak, eğitim yapmadan bazı kişi ve şirketlere para kazandırmak için kullanılmaya çalışılıyor” diyerek tepki koymuş. Ellenmeyen neremiz kaldı ki… Ülkede oluşturulan sistemin adı,  “parayı veren düdüğü çalar” sistemi oldu. Bekleyin bakalım daha neler göreceğiz…
SADE ŞİKAYET:                                                                                                                                                       Çiftçiler, hayvancılar Türkiye’ye balya ihracından şikayetçi. Bu durumdan da hükümeti sorumlu tutuyorlar. Ben anlamıyorum, bu ürünün sahibi kendileri değil mi? İhracatı yapan da bir şekilde üretici… Dernekleri var, kooperatifleri var, birlikleri var. Kendi içlerinde bu işi neden halledemiyorlar. İhtiyaçlarını, sektörlerinin başarısını buralarda tespit edip, konsensüse varamıyorlar mı? Yani ille de yasaklama mı gerekiyor..? 

NEDEN KAMUOYUNA DEĞİL:                                                                                                                              

   UBP’nin LTB seçimleri için yaptığı harcamayı, İlçe Başkanı, Toparlanıyor Hareketi’ni telefonda arayarak söylemiş. Soruyu soran Toparlanıyor Hareketi olabilir. Ancak bir siyasal parti, böylesine ciddi bir açıklamayı kamuoyuna yapmalı, telefonla dernek başkanına değil. Çünkü böyle bir açıklamayı resmi olarak kabul etmenin imkanı yok. UBP bu kadar mı çadır partisine döndü? Koskoca iktidar partisinde neyin nasıl yapılacağını bilen kalmadı mı..?

POLEMİĞİ SİYASİLERE BIRAKIN: Kaymakam Dana, eskiden Metropol yolunu sel basardı, bentler yapıldı şimdi olmuyor demiş. Ama önceki günkü yağmurda ilk kapanan Metropol yolu oldu Sayın Kaymakam.  Sanayi bölgesi derseniz, o da aynı durumda. Görev süreniz boyunca ortaya koyduğunuz gayreti herkes takdir ediyor. Ancak basınla böyle polemiğe girmeniz de bir Kaymakam olarak hiç hoş olmuyor. Siz bu yokluk ortamında elinizden geleni yapmaya devam edin. Bırakın polemikleri siyasiler yapsın.

GELİNCE ANLATIR HERHALDE:                                                                                                                             

Başbakan Küçük ve ekibinin Amerika ziyareti milletin diline malzeme oldu. Kardeşim KKTC Hükümeti resmen Amerika’ya çıkarma yapmış. Dünyanın tanımadığı devletimizi hem Amerika’da tanıtacaklar, hem de önemli üst düzey temas ve incelemelerde bulunacaklar. Bunun neresi kötü? Kimse merak etmesin, gelince mutlaka Amerika gezisiyle, pardon üst düzey temaslarıyla ilgili neler konuştuklarını anlatacaktır Sayın Başbakan… 

BUGÜN BANA YARIN SANA:                                                                                                                          

  Değirmenlik Belediyesi Ercan için kazan kaldırıyor. Belediyeye bağlı 16 köyün destek verdiği başkaldırı için komite oluşturuldu. Savunmalarını ise çok basit bir gerekçeye üzerine kurmuşlar. “Değirmenlik’te belediye başkanı bugün CTP olabilir, yarın belki DP’li biri olur, belki UBP’li… Ercan Havaalanı’ndan gelen gelirin devam etmesi gerekir”…

ZİRVEDEKİLER

Yıldız Terzioğlu: British Council’in organize ettiği “The Blogthon Maratonu” yarışmasında, KKTC’yi temsil eden Yıldız Terzioğlu, Avrupa 2’ncisi oldu. Yarışmaya katılan öğretmenler, 1 aylık bir süre içerisinde, eğitim teknikleri ve eğitim konularında, sanal ortamda yazdıkları makaleler ile yarıştı. Uluslararası jüri tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda, KKTC adına yarışmaya katılan, Hala Sultan İlahiyat Koleji öğretmeni Terzioğlu, Avrupa ikincisi olarak büyük bir başarıya imza attı, kutlarız…

DİPTEKİLER

Burhan Nalbantoğlu Bildiğiniz Gibi: Hastanenin selle ilgili kabusu bitmek bilmiyor. Her seferinde “Yaptık, tamam, artık olmayacak” demelerine rağmen, yarım saatlik yağmur bile hastaneyi viran ediyor. Bundan önce sele kapılan hastane, bu defa suyu yukarıdan yemiş. Çok yakın bir zamanda yenilenen yataklı tedavi merkezinin damı akıtmış. Bu nasıl bir akıtmadır ki, yarım saatin içinde göle döner? Bilgisayar sistemi çökünce, Türkiye yeni bir sistem getirme kararı almıştı. Şimdi eminim bakan Hasipoğlu bu işin de Türkiye tarafından çözülmesini bekleyecek. Ben de soruyorum, sizler ne işe yararsınız beyler..?

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar