Kıbrıs konusundaki müzakere sürecinin çökmesinin tek bir sorumlusu var.
O da Rum Lider Nikos Anastasiades…
Aslında Anastasiades göründüğü ya da algılandığı şekilde cesur, kararlı ve çözüm yanlısı bir lider değil.
Hiç de olmadı.
Annan Planı sürecinde plana ‘evet’ demiş olmasının nedeni, o dönemde bu plana inanan ve arkasında duran güçlü lider Glafkos Klerides’ten dolayı idi.
Yoksa Klerides olmasa Anastasiades öyle çıkıp ‘evet’ demezdi.
Bu sözleri bana geçtiğimiz Perşembe akşamı ABD Büyükelçiği’nin düzenlediği resepsiyondan sonra birlikte bir kahve içtiğimiz deneyimli bir Rum gazeteci söyledi.
Anastasiades’in Kıbrıs için tam bir hayal kırıklığı olduğunu anlattı.
ABD’nin bir önceki Lefkoşa Büyükelçisi John Koening’in facebooktaki yorumunu görünce Rum gazeteci dostumun söylediklerini hatırladım.
ABD’nin bir dönem önce Lefkoşa’da Büyükelçisi olarak görev yapan Koening de Rum meslektaşımı destekleyecek bir yorumda bulundu.
Kıbrıs’taki müzakere sürecindeki çıkmazın ve çöküşün tek sorumlusunun Rum Lider Nikos Anastasiades olduğunu yazdı.
Kıbrıs’ta yaşanan son gelişmeleri değerlendirdiği yorumunda eski Büyükelçi Koening, Nikos Anastasiades’in hiçbir zaman kendisinin iddia ettiği gibi cesur ve kararlı bir lider olmadığını da belirtti.
Amerikan eski Büyükelçisi Koening, Anastasiades’in 2004’te Annan Planı’na ‘evet’ derken bile cesur ve kararlı bir politikacı olmadığının altını çizdi ve “O kendini düşünen, bencil, küçük çaplı ama büyük hırsları olan omurgasız biri… Kıbrıs’taki müzakere sürecinin çöküşünün sorumlusu Anastasiades’tir ama bedelini başkaları ödeyecektir” ifadelerini kullandı.
Yorumunun altına eklediği not da bir hayli ilginçti.
Eski Büyükelçi şöyle demiş:
Belki de Lefkoşa’dan ayrılırken yazmaktan çekindiğim kitabi şimdi yazmalıyım.
Doğrusu bu kitabını okumak için sabırsızlanıyorum.
Perşembe akşamı ABD Büyükelçiliği resepsiyonunda Rum Lider Nikos Anastasiades ile ayak üstü kısa sayılmayacak bir süre konuşma fırsatım oldu.
Rum Lider kendisini sütten çıkmış ak kaşık gibi sunmaya çalışıyor.
Ama boşuna uğraşıyor.
Müzakere sürecinin önünü sürekli tıkayanının kendisi ve Atina olduğunu unutturmak için olmadık şeyler söylüyor.
Süreci yakından izleyen herkes neyin nasıl olduğunu bilir.
Mont Pelerin’de Atina’ya gidip danışmalarda bulunmak istediğini söyleyerek ara isteyen, Cenevre’de Atina’nin ara isteğine destek veren Rum Lider Anastasiades’in kendisi idi.
İlginçtir, Mont Pelerin’deki görüşmelerin çökmesine neden olan Yunan ön koşullarını yeniden gündeme getirip görüşmelerin çökmesine neden olan da Anastasiades oldu.
Yani Anastasiades liderlik ortaya koymayı bir yana bırakın, Atina’nin memuru gibi hareket etti.
Şimdi dönmüş, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı Ankara’nın sözünden çıkmamakla suçlamaya, hedef şaşırtmaya çalışıyor.
Olacak şey değil.
Koening’in dediği gibi tam bir tutarsızlık ve omurgasızlık örneği sergiliyor.
Anastasiades ile resepsiyondaki konuşmamızı “Yaptıklarınızla Kıbrıs’ı felakete sürüklüyorsunuz” diyerek noktalamıştım.
Şimdi bir kez de burada yazıyorum.
Rum Lider Anastasiades, Koening’in de dediği gibi müzakere sürecini çökertti ve bedelini de başkalarına ödetecek. Bu başkalarının içinde tüm Kıbrıslılar da var.
Anastasiades maalesef tarihe küçük hesaplar peşinde koşan, hırslarını kontrol edemeyen ve adayı felakete sürükleyen lider olarak geçecek.
Ve öyle hatırlanacak…
