Kolaycılık... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 18, 2024
Köşe Yazarları

Kolaycılık…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Türkiye Büyükelçiliği’nin açıklaması, ilk bakışta, olayın sıcaklığıyla Orhan Kürşat ve arkadaşlarını darp olayının üstüne can sıkıcı gelebilir.

Ancak ciddi bir tehlikeye dikkat çektiği kesin… Herkes, soğukkanlı olmak ve aklı selimle davranmak zorunda…


Elçilik, “Hiçbir şekilde tasvip edilmesi mümkün olmayan bu üzücü olayın, KKTC toplumu içinde belirli bir kitlenin hedef haline getirilmesine vesile teşkil etmemesi, yanlış anlama ve ayrışmalara neden olmaması büyük önem taşımaktadır” diyor.

Aynen öyle…

Bu artık bizim somut gerçekliğimiz… Kıbrıs Türk eğitim düzeyi ve kültürüne çok uzak bazı kitleler, giderek artan bir şekilde KKTC’yi mesken tutmakta…

Çalışmak için, ekmek parası için gelenler değil, kural tanımayan, insana saygısı olmayan, köşe dönme amaçlı KKTC’ye gelen kitleler var.

Madalyonun bir yüzü şu; bu insanların bu ülkede ellerini kollarını sallayarak suç işleyebilmelerini önleyemeyen bir yapımız var.

KKTC sınır kapılarından başlamak üzere, hiç bir uygulamamız caydırıcı değil.

Kaçağı takip edemiyoruz…

Potansiyel suçluyu ayırt edemiyoruz…

Çoğu kez mahkum olsa da sınır dışı etmiyoruz…

Onlar da bunu biliyorlar, onun için çok rahatlar…

İkincisi, bir ülkenin topyekun insanını aynı kefeye koyma kolaycılığı…

Öyle “kurtarıcı” hamasetini bir tarafa bırakın…

Aynı dili konuşan, aynı kökenden insanlarız…

Kıbrıs Türkü, eline geçen her fırsatta canını şöyle bir Türkiye’ye atar…

Kendini orada yabancı hissetmez. Kimse de öyle davranmaz.

Böyle bir rahatlığımız var.

Ve biz Türkiye insanını genelleme yapmayacak kadar iyi tanıyoruz…

Eğer bu tür kriminal olaylarda, genelleme yaparsa birisi, bilin ki, bilerek ve isteyerek ayrımcılık yapıyordur.

Genelleme yapmak kolaycılıktır, kendi yapması gerekeni yapmayıp, suçu başkasına atmaktır ki, bunun da kimseye yararı yoktur… Bu gibi olayların tekrar edilmesini önlemeyeceği gibi, artmasını da tetikler…

Sonuçta, böyle bir havanın toplumda hakim olmasının sonuçları düşünülemeyecek kadar tehlikeli olacaktır…

Öyle veya böyle, şu anda 500 bin kadar kişiysek, büyük çoğunluğu da Türkiye vatandaşıysa, körüklenen bir ayırımcılığın nerelere varabileceğini hayal etmek bile istemiyorum.

Özellikle de gençler arasında bir bölünme, bir karşıtlık, kendi kendimize zarar verecek bir tehdittir.

Aynı soğukkanlılığı, Türkiye kökenlilerin göstermesi de şart. Aynı sorumluluğu onlara da hatırlatmak gerek. Son günlerde bu kesimde ciddi ciddi kışkırtmacılık yapanlar türedi yine… Sosyal medyada, tutuklanan kişinin yakınlarının yeni hedefler göstermeleri bu kışkırtmaların sonucu… Üstelik, bunu sırf siyasi çıkar uğruna kaşıyanlar, sokaktaki vatandaşın tepkisinden daha tehlikeli…

Konuya geniş açıdan baltığımızda, Elçiliğin açıklamasının son paragrafı daha da düşündürücü olmalı…

“Surlariçi, Kuzey Kıbrıs’ın ve Lefkoşa’nın en değerli, en nadide bölgelerindendir. Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nin, Surlariçi’nin tarihi ve kültürel birikimine yaraşır şekilde muhafaza edilerek, sosyal dokusuyla, ekonomik, turistik imkanlarıyla toplum yararına geliştirilmesi yönünde KKTC makamlarıyla her türlü işbirliğine hazır olduğunun bu vesileyle bilinmesini isteriz”.

Biliyoruz Sayın Büyükelçi, parasını da hazırladığınızı, 5 yıldır proje beklediğinizi de biliyoruz…

Evet, buna ne buyurulur?

Kimdir bunu yapmayan, kimdir..?

 

NOT: Bir kaç gün yurt dışında olacağız. Salı günü buluşmak üzere…


YERİN KULAĞI VAR

SEÇİM DÜELLOSU SÜRÜYOR:

Erken seçim için partilerin hodri meydan söylemleri sürüyor. CTP Genel Başkanı Erhürman, Başbakan Özgürgün’e “7 değil, 4 imza bul, erken seçim kararı alalım” diyerek bu talebini yineledi. Geçen gün yayınlanan ankete göre uzak ara önde olduğu ortaya çıkan UBP’nin yerinde ben olsam hemen bir erken seçim kararı için şartları zorlardım ama, o anket sonuçlarına onlar da inanmıyorlar ki, böyle bir karar üretmekten kaçınıyorlar…

 

HANİ DOLAPLAR DÖNMÜŞTÜ?:

Madem ki ihaleye fesat karıştı, madem ki “dolaplar döndü”, o halde bu ihale neden iptal edilmedi? Konu malum, Güzelyurt hastane inşaatı ihalesi… Önceki gün Meclis’te Tufan Erhürman da araştırma komitesi kurulmasını öneren Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’a bunu sordu. Denktaş’tan ihlenin iptal edilmeyeceğini  duyduktan sonra, o da kürsüde şaşkınlığını gizlemedi. Nitekim öğleden sonra, hükümetin UBP kanadı, ihaleyi kazanan şirketle apar topar sözleşme imzaladı. Siz bu işten ne anladınız..?

 

İSTİFALAR SÜRÜYOR:

Son günlerde TDP ve CTP istifa depremi ile çalkalanıyor. TDP’den Mehmet Çakıcı ve CTP’den Sonay Adem’in ardından bu iki partide yaşan istifalar dikkat çekiyor. Son olarak TDP’den 60, CTP’den de 26 kişi daha istifalarını sundular. Bunların da TKP-YG’ye gideceklerine kesin gözüyle bakılıyor. Olası bir erken seçim öncesi kimin nerede olduğu belli olurken, taşlar da yerine oturuyor sanırım…

 

İŞTE BU KADAR:

Hayvancılar yine eylemlerini askıya almışlar. Yine kendilerine sözler verilmiş… Eylemi şantaj silahı yapan bir kesim, her seferinde sonuç alıyor. Siz de, hükümetiniz “zamlara yeniden bakacak”, dövizin artışı karşısında önlem falan alacak diye bekleyin durun… Var mı böyle bir örgütlenmeniz, var mı eylem tehdidiniz? Yok! O halde boşuna beklemeyin…

 

YILDA ORTALAMA 45 CAN:

2001-2017 Şubat tarihleri arasında 734 kişiyi trafiğe kurban verdik. Her yıl ortalam 45 kişi trafik kazalarında hayatını kaybediyor. Önlem yok… Hız kameralarıyla, sağlık kontrollarıyla bu işi halledeceklerini sanıyorlar. Yollar tarlaya dönmüş, kamyonlar yollarda ralli yapıyor. Bunlara çare bulacaklarına bizim yöneticilerin yaptığı işlere bakın…

 

ÖNCELİK PARTİLİLERİN:

Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneği Başkanı Günay Kibrit, 600’ü aşkın engelli bireyin, hala istihdam edilmeyi beklediğini söyledi.  Üzgünüm Sayın Kibrit. Bekleyin hele bir kendi partililerinin, yandaşlarının istihdamlarını halletsinler, sonra engellilere sıra gelir mi, bilmem…

 

 


ZİRVEDEKİLER

Mete Tümerkan: “Gelinen aşamada ELAM Güney Kıbrıs’ta etkin konumda değil. Ama son yaptıkları ile ortalığı darmadağın etti. Kuyuya öyle bir taş attı ki, şimdi kimse çıkaramıyor. Müzakere sürecini çöküşe sürüklüyor. Kıbrıs Konferansı’nın toplanmasının dahi başarıldığı müzakere sürecini…Artık ‘Bu iş biter, ortaya bir çözüm mutlaka bir şekilde çıkar’ denilen süreci…Ve kimse bir şey yapamıyor…”.

 


DİPTEKİLER

Ali Erel: İş adamı eski AB Derneği Başkanı Ali Erel, müzakere masasını Cumhurbaşkanı Akıncı’nın terkettiğini iddia etti. Erel, BM Kıbrıs Özel Temsilcisi Eide’nin açıklamasından sonra bu gerçeğin ortaya çıktığını, Anastasiadis’in masayı terk etmediğinin anlaşıldığını ifade etti.  Adam kendi Cumhurbaşkanının değil de, Anastasiadis ve Eide’nin söylediklerine inanıyor. Aykırı olmayı marifet mi sayıyor acaba? Hele de toplumun tümü aynı kanıya varmışken…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar