Maliye Plan ve Bütçe Komitesi, yeni bir tasarı üzerinde çalışıyor.
Bankacılık Yasası, yeniden revize edilecek.
Çok hassas bir konu.
“Finans adası” olması muhtemel KKTC, aynı zamanda “kara para adası” da olabilir…
“Sabahtan akşama banka kurup, halkın parasını alıp kaçan mağdurların” yatağı da…
Ama atlamayalım, “Finans Adası” da olabilir, doğru bir kurguyla.
Komite Başkanı Ersin Tatar’ın önüne bir yasa geldi.
Birileri hazırlayıp Bakanlar Kurulu’nun önüne koymuş, onlar da meclise sevk etmiş.
Görünen o ki, içeriğe kafa yorulmamış.
Şimdi…
İki nokta var…
- KKTC Merkez Bankası başkanı değişti…
- Bankacılık Yasası değişiyor.
İkisi arasında bir bağlantı var mı?
Bana göre var.
Bir çok insana göre de var.
Bu nedenle, öyle bir konu ki, üzerinde hassasiyetle durulması gerekiyor…
İki nokta daha var…
- Yeni yasa, bütün yetkileri Merkez Bankası’na veriyor…
- Merkez Bankası’nın KKTC neresinde?
O zaman, size yazdığım iki maddeden başlayarak adım adım gidelim…
Yeni başkan kim? Özelliği ne?
Merkez Bankası eski başkanı Bilal San, sessiz sedasız gitti.
Ailesine yönelik FETÖ üyeliği suçlamaları var…
Yeni bir isim geliyor.
İsmi ne?
Mehmet Emin Özcan…
Tanıyor muyuz?
Hayır…
Bildiğimiz şu…
Albaraka Türk kökenli…
AK Parti iktidarı ile birlikte “bankacılık” değil, kamu bankalarının Yönetim Kurullarında görev yapmış.
TC Merkez Bankası ya da Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu üyeliği falan da yapmamış.
Bildiğiniz siyasi…
KKTC Merkez Bankası’nın başına da, bu kez bir siyasi atanıyor.
Neden bir siyasi atanıyor?
Sanırım kafanız iyice karıştı…
Açalım
Yasa “katılım bankacılığına” yönelik
KKTC Merkez Bankası’nın görevi belli.
Ülkedeki bankaların kurallarının ne olacağı, nasıl denetleneceği de belli.
Bizde, “katılım bankacılığı” yok…
Ayrıca, banka yatırımcısı “Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü” kurallarına bağlı olmalı…
Kısa ismi OECD… Türkiye de bu örgüte üye…
Yeni yasa her ikisini de “pas” geçiyor.
Yasa, özellikle “katılım bankacılığına” kapı açıyor.
Nedir katılım bankacılığı?
- Katılım bankacılığı, faizsizlik prensiplerine göre çalışan, bu prensiplere uygun her türlübankacılık faaliyetlerini gerçekleştiren, kar ve zarara katılma esasına göre fon toplayıp, ticaret, ortaklık ve finansal kiralama yöntemleriyle fon kullandıran bir bankacılık
Kısacası, “İslami bankacılık” modelidir…
Uzatmaya falan da gerek yoktur, teknik olarak kafanız karışmasın.
“İslamda faiz haramdır” diyerek paranızı toplar…
Sonra bir anda da kaybolabilir…
Çünkü “kara da zarara da” ortaksınız…
Tehlikenin farkında mısınız?
Şimdi anladınız mı?
Merkez Bankası Başkanı “İslami bankacılık modelinin” temsilcisi…
Yeni yasa değişikliği de buna uygun talep ediliyor.
Bir şey daha yapılıyor…
OECD ülkeleri kriterleri ortadan kaldırılıyor, Türkiye buna üyedir ve Türkiye’de banka kurmak, almak, satmak o kadar kolay değildir…
Oysa bize dayatılan tasarıda, hiçbir kriter göz önünde değil…
- Ülkede yeni bir bankaya ihtiyaç var mı?
- Hizmet kalitesinde bir sorun yaşanıyor mu?
- Yenilikleri takip etmeyen banka var mı?
- Nüfus yeni bir banka için uygun mu?
Hiç…
Bir yerlerde bir yasa hazırlanmış…
İsmi de “katılım bankacılığı” gibi hoş bir şekle büründürülen “İslami temelli bankacılık” içine yedirilmiş…
“Faiz haram” diyenlerin, Türkiye’de, vatandaşı nasıl mağdur ettiği de unutulmuş…
Şimdi…
Hem Merkez Bankası’na, hem de bankacılık yasasına ince bir ayar yapılıyor…
Merkez Bankası “bizim” değil ki…
Bakınız…
KKTC Merkez Bankası bizim değil…
Başkanı da dahil, üç üye Türkiye’den atanıyor…
Beş kişilik yönetimde, KKTC vatandaşları azınlık…
Karar alma mekanizmalarında yoksunuz…
Azınlıktasınız…
Başkan ataması tarihte ilk kez TC Merkez Bankası dışından atanıyor…
Albaraka Türk kökenli, siyasi bir isim atanıyor…
Tam bu esnada da “yasa” da değişiyor…
Rastlantıya bakar mısınız?
“Katılım bankacılığı” dediğimiz, vatandaşı “zarara da” ortak eden model de sisteme alınıyor…
“Parayı toplayıp, gidene” fırsat tanınıyor…
Üstelik “padişah yetkisi”
Sadece Merkez Bankası Başkanı’na uygun bir şekilde Bankacılık Yasası değişmiyor.
Bir de, Merkez Bankası Başkanı’na “sağlam yetkiler” veriliyor.
Buna göre;
- Bankalara atanacak direktörü seçme…
- Banka kurma izinleri…
- Katılım bankacılığını geliştirme…
- Faizsiz bankacılık sisteminin kurulması
- Şube bankalarına izin verme…
- Lisans satın alınması
- Sisteme giriş yapı
Kısacası…
Bir yerlerde bir şeyler pişmiş…
Türkiye’nin kendisi için “reddettiği”, dünyada “ekonomik aklın” dışladığı, uluslar arası geçerliliği olmayan bir modelleme, buraya “çöreklenmeye” çalışıyor.
Algım budur.
Dizayn da budur…
KKTC bankalarını kısa sürede haksız rekabetin kucağına atacak…
Etkisini azaltacak…
Yerli sermayeyi dışlayacak…
Vatandaşın parasını tokatlamaya izin verecek…
Bize uygun olmayan bir “sistem” pişiriliyor.
KKTC meclisi de buna alet oluyor…
