Kırmızı Çizgiler Ve Güney’in Rusya Oyunu! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Kırmızı Çizgiler Ve Güney’in Rusya Oyunu!

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

2008’lerde Sn. Mehmet Ali Talat’ı  hem gazetede hem ekranda Türk tarafının açık ve net Kırmızı çizgilerinin olmaması nedeniyle  fena halde eleştiriyordum. Her ne kadar Sn. Talat müzakerelerin peşin hükümlerle sonuca ulaşamayacağını söylüyorsa da doğrusu aldırmıyor, bildiğim mevlaya çağırıyordum!

       Ne var ki Talat Annan planı çerçevesinde sürdürülen müzakereleri referanduma götürecek kadar  başarılı olmuş, bizim “Kırmızı çizgilerimiz olmalıdır”  iddiamızı  kadük hale getirmişti!


       Sn. Akıncı’yı da benzer   “iddiada” yorumlarken, Masada Türk tarafının Kırmızı çizgileri olmalıdır” dediydik.                                         Mesela Türkiye’nin garantisi konusu. Dönüşümlü başkanlık konusu. Mutlak siyasi eşitlik konusu. Artık sorunun ancak tazminatlarla çözülebileceği gerçeği. Doğu Akdeniz’deki gazın Avrupa’ya  TC üzerinden sevki sorunu…

       Ne var ki bugüne kadar müzakereler  ucu açık bir seyir izledi. Üstelik hiçbir başlık da kapanmadan bir ötekine geçildi, gri alanlar iyice yoğunlaştı!

       Ve sona gelindiğinde TC’nin garantörlüğü olayı aşılması zor bir sorun olarak New York’a kadar taşındı! Yani onca müzakere sürecini harcanan emekleri berhava edebilir. Çünkü:

       RUSYA FAKTÖRÜ: Şimdilerde Rum tarafı “Rusya’yı kendi safında sürece dahil etmek istiyor. Amacı TC’nin garantörlük hakkını Rusya üzerinden kadük hale getirmek!  siyasi yönden kadük hale getirmek.  Aslında Makarios’tan beridir bunu hep yapıyordu. Hatırlayalım:

       BlOKSUZ ÜLKELER: Makarios, Nehru, Tito, Nasır   gibi liderlerin kurduğu ve BM’lerde sözde “siyasi tarafsızlığı” oynayan bir “bloktu!” Varşova Paktı kurucusu Rusya’yı da yanlarına alarak 1963’lerden sonra BM’ler Güvenlik Konseyinden lehimize tek bir karar çıkarttırmadılardı!  Oysa 1963 Kanlı Noeli’ni yaratan Rum bizi  5 yıl köy ve kasabalarımıza hapsederek açlık ve yokluğa mahkûm ederken bir yandan da BM’lerdeki “Bloksuzların” (diğer adıyla Nasırizm) sürekli aleyhimize yönelik kararlarını  arkasına alarak var hızı ile kalkınmasını gerçekleştirdiydi.

       Rusya ve Kıbrıs iki büyük “Ortodoks kilisesinin” temsilcileridir de ayni zamanda. Öteden beri ve bugün de çok iyi ilişkiler içindedirler.

       Kısaca: Güney Rum liderliği yine Rusya’yı devreye sokup TC’nin garantörlüğünü kırmayı hedefliyor. Eski ve bilinen kumpas da olsa  maalesef politika sahnesinde hâlâ geçerli bir oyun! Bakalım bu kez de Türkiye faktörüne karşın bu oyun tutacak mı?

                                 **********                                      MEMLEKET – İNSANLAR – VE YAŞANANLAR

       Gazimağusa’da haftada  iki gün kapınızın önünden  “çöp arabası” geçer.  İki gün de  kapı önüne konan eski eşyalarla harç ot gibi gereksiz maddeler toplanır. Sizin yapacağınız tek iş, çöp bidonlarınızı ötesi lüzumsuz maddeleri kapı dışına  koymanızdır Bayram bile olsa gününde gelirler alırlar.

       Buna rağmen: Ne yaparlar bilir misiniz insanlarımız? Eğer yanlarında varsa bir boş arsa çöpleri de lüzumsuz mddeleri giderler oraya dökerler! Tabi köpekler kediler anında darmaduman ederler, pislik yollarda sürünür!

       Şimdi desek ki “pislik” ortak karakteristiğimizdir, kıyılardan, ana yollardan, piknik alanlarından ispatlıdır; abartmış olacağız çünkü evler pırıl gıcırdır!

       O halde nedir bu ruh hali? Çevrenin pisliği içinde yaşamak alışkanlığı mı “yeter ki benim evim temiz olsun, ötesi  ne olursa olsun”  bencilliğinin yansıması mı?

       Demek istediğimiz: Toplumsal sorunlarımızı toplumu oluşturan “insana” karşın  çözemiyoruz! Sizce de çelişki değil mi? Bu ülkedeki  “trafikten” var mı büyük bir keyifle memnun olan? O halde ne olması gerekirdi? Memnun olmadığınız trafik düzensizliğinde düzenli ve dikkatli  araba  kullanmak! Oysa ölümlü kazalar sürekli artıyor! Aynen “pislikten yakınırken, çöplerini sokağa döken insanlar gibi!”

       ÖTE YANDAN: Sosyal medyada salınan mesajlar okunamayacak durumlara geldi! Görüşler değil, küfürler, hakaretler,  suçlamalar önde!. Biri diyor ki “bu Kıbrıs Türklerini gemilere doldurup  denizlere salmalı!” Neyse ki geberip gitsinler demiyor! Pekala nedir bu nefret duygularında gelişen intikam alma hezeyanları?

       Mesela: Adli Yılın Açılışı dolayısıyle “hukukçularımızın” konuşmalarındaki serzeniş dolu yakınmaları alışıldık bir rutin değildi. Demek ki “mülkün temelindeki adalet” de bozuk düzenlerden nasibini aldı!  Nitekim artan uyuşturucu kullanımından alacak verecek davalarına, dahası ve vahimi bazen siyasilerin mahkeme kararlarına uymak istememelerine varıncaya kadar toplumun yapısallığıyla ilgili vurgulanmadık tek fiskelik yanı kalmadı!

       Mesela: Okullar açılınca bakın görün ne çıngarlar kopacak dendiydi ya! Açıldı ve görüldü!

       KISACA. Bir devrelerde Amerika’daki Kızıl Derililerin doğayla iç içe yaşadıkları hayatı incelemişler. Ve anlamışlar  ki bu insanlar ilkeldiler ama psikolojik yönden çok sağlıklıydılar…

       Ya bizim sağlığımız? Bayram tatili dolayısıyle memleketin bir yarısı dış ülkelere kaçtı, diğer yarısı da Güney’e taşındı! Demek ki onca alacak verecek ve “battık” sorunları ile laflarına karşın insanlar hâlâ harcayabilecek paraya sahip! Fakat bu paralı insanlar memleketi pislik, uyuşturucu, trafik felaketi gibi sorunlardan kurtaracak zenginliğe yazık ki ulaşamamışlar!

                                  **********

KISACA TAKILDIĞIM: (LÜKS MAKAM ARABALARI!)

       Devlet hazinesi bu kadar darda iken 18 lüks makam arabası almak tabi ki tartışma konusu oldu, halkın vicdanlarında mahkûm edildi. (Kendileri de bu küçücük ülkede en lüksünden arabalar alırlarken tabi!)

       Buna karşın Sn. Cumhurbaşkanımızla Sn. Meclis Başkanımız, (Serdar Denktaş almaları gerekir) demiş olsa da bu arabaların şaibesi  ortadan kalkmadan  kendilerine tahsisini kabul etmeyeceklerini falan söylediler..  Nedir o şaibe?                                                                           Çünkü lüks makam araçlarının alımı Hükümetin Başbakan ve yardımcısı ile Bakanlarının aldığı bir karar olmalı. Değilse sorgulanmalıdır. Dolayısıyle  biraz muhalefet kokulu  “kabul etmeyiz” resti eğer  “şaibe” kelimesiyle birleşmişse   “devletin tepesinde”  delik açar! Bu sorunu acilen  temizlemek kaçınılmaz oldu!

 

      

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar