Genellikle Rumlar ve Türkler, tüm Kıbrıslılar, kendi evimizin içine bakma hastalığından muzdaripiz. Kendi evimizin yeniden düzenlenmesi üzerine günlerce konuşabiliriz. Ancak, evimizin hemen dışındaki yangının alevlerinin, duvarlarımızı yaladığını, sık sık da evimizi yaktığını unuturuz.
Kuzey’de olsun, Güney’de olsun, tüm partiler, gelişmeleri yönlendirme konusunda, halka pek birşey söyleyemiyorlar. Halk da, aniden ortaya çıkan dış gelişmelerin yarattığı fırtınalar içerisinde hazırlıksız ve çaresiz yakalanıyor.
Kıbrıs sorununun ve 1974 çatışmalarının, soğuk savaş döneminden kalma olduğunu, yeni dünya mevzilenmelerinde, bu sorunun ille de BATI’nın ve ABD’nin istediği şekilde çözüleceğini düşünmeden, hükümet kurmaya çalışmak, gün gelir önemini kaybeder.
Şimdi, bir taraftan Kıbrıs’ta bulunan gazın, Kıbrıs sorununa muhtemel etkisini tartışırken, aniden gündeme SURİYE’ye MÜDAHALE geldi oturdu.
Suriye’ye müdahaleyle birlikte, NATO’nun Güneydoğu kanadının çalışabilmesi ve Kıbrıs’taki İNGİLİZ ÜSLERİNDEN kalkacak olan uçakların SURİYE’yi BOMBALAMASI söz konusu.
Amerika, bu savaşta, Yunanistan ve Türkiye’deki havaalanlarını kullanma konusunda, hem Türkiye’den, hem de Yunanistan’dan söz aldığını açıkladı. Aynı temeldeki açıklamalar, hem Yunanistan’dan, hem de Türkiye’den de geldi.
Suriye’ye Amerikan ve Batı’nın müdahalesinin tartışılmaya başlanmasıyla birlikte, Kıbrıs sorununun içinde bulunduğu durum da kesinlikle gündeme gelecek.
Orta Doğu’daki müdahalelerde, Türkiye-Yunanistan ve Kıbrıs müttefik olarak ABD ve BATI ile birlikte hareket edecekse, Kıbrıs sorununun devam etmesi hangi mantıkla açıklanabilecek.
Suriye’ye NATO’nun müdahalesinin hayli kanlı olacağı ve Suriye ve İran’ın bu müdahalelere karşı çıkacağı kesindir.
Bölgemiz yeniden savaş kıvılcımlarıyla dolup taşacaktır.
Adadan kalkacak İngiliz uçaklarıyla Suriye’ye bomba yağdırılmasında, Suriye ve İran’ın, bu olaya seyirci kalacağını beklemek, büyük iyimserlik olur.
Kıbrıs ve Türkiye her an, kendilerini sıcak savaşın içerisinde bulabilirler.
Suriye’ye müdahale, İran’ın yanı sıra, Rusya ve Çin’in sert tepkilerini de çekecektir.
Akdeniz’de, Rus etkisinin en güçlü olduğu ülke Suriye’dir. Rusya, ABD ve Batı’nın müdahalesi karşısında nasıl bir yol izleyecektir. Bu şimdilik tahmin edilemez.
İRAN’ a gelince, Suriye’deki rejimin düşmesi durumunda, İran, ABD ve Batı tarafından iyice kuşatılmış olacaktır.
İsrail’in, İran’ın NÜKLEER GÜÇ olmasını engellemek için, İran’a her an askeri müdahale yapabileceği, sık sık tartışılmaktadır.
İran’ın, Suriye’deki rejimin yıkılmaması için, Beşar Esad’a her tür askeri yardım yapacağı kesindir.
Bölgemiz ÇIRA GİBİ YANARKEN, biz, devekuşu misali, BAŞIMIZI KUMA GÖMEREK, iç gelişmeleri yönlendirebileceğimizi sanıyoruz.
Dış gelişmelere dikkat etmeyen ve ülke içindeki gelişmeleri kendi iradeleriyle yönlendirebileceklerini sanan akımlar, bu yeni durumda çok zorda kalacaklardır.
