Kıbrıs sorununu tarihe gömelim - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

Kıbrıs sorununu tarihe gömelim

1960’ların, 1970’lerin 1980’lerin soğuk savaş dönemi artık çok gerilerde kaldı. Yeni kuşaklar, soğuk savaş dendiğinde, pek bir şey anlamıyor. Oysa, o şartlardaki dünya büyük bir bölünme ve baskı altında bulunuyordu.
Soğuk savaş döneminde, Türkiye kendi sınırları içinde hapsolmuş, tüm komşularıyla önemli sorunları olan izole bir ülke konumundaydı. Şimdi ise, DÜNYA’da bir GÜÇ olmaya çalışan bir Türkiye var. Yeni koşullardaki Türkiye, kendisine ayak bağı olabilecek tüm eski sorunlarının üzerine yürüyor. Kendisine, dünyada etkin bir yer arıyor.
Türkiye’ye ayak bağı olan birinci sorun Kıbrıs sorunu, ikinci sorun ise Kürt sorunudur.
Türkiye, bir yandan, Kürt sorununda radikal değişikliklerle adım atmaya çalışırken, diğer yandan da, Yunanistan ile çok yönlü ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor. Türkiye, Yunanistan ile yakınlaşma sürecinin, Kıbrıs sorununda da ilerlemelere yol açacağını düşünüyor.
Her iki yöndeki büyük adımlara rağmen, bu sorunların çözülmesini isteyenlerin yanı sıra, istemeyenler de her geçen gün daha da berrak bir şekilde ortaya çıkıyor.
Türkiye’de Kürt sorununda atılan yeni adımlara karşı seslerini yükseltenler, yakında, Kıbrıs sorunundaki hızlı gelişmelere de karşı çıkacaklardır.
Türkiye’nin yönelimlerini, yeni politikalarını anlamaya çalışmadan, bu iki konuda, nereye kadar gidilebileceğini kimse tahmin edemez.
Yeni sürecin mimarlarından en önemli kişi olarak, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu düşünmek gerekiyor.
Ahmet Davutoğlu, komşularla sıfır problem stratejisinin en önemli mimarıdır.
Ahmet Davutoğlu’nun geçtiğimiz pazartesi NTV’de yaptığı açıklamalarda, Kıbrıs ile ilgili değerlendirmeleri çok önemlidir.
Kıbrıs sorunu ve Güney Kıbrıs Rum lideri Nikos Anastasiadis ile ilgili soru üzerine Davutoğlu, diğer olaylar sebebiyle Kıbrıs’ın ihmal edildiğinin zannedilmemesi gerektiğini, konunun çok yakından takip edildiğini söyledi.
Anastasiadis’in 2004 yılında Annan Planı’na “EVET” dediğini anımsatan Davutoğlu, bunun çözüm için psikolojik bir avantaj olduğunu söyledi.
Rumların daha etik ve realist davranmalarının vaktinin geldiğine işaret eden Davutoğlu, Yunanistan Hükümeti’nin Kıbrıs konusunda mesafe alınabileceğine dair bir yaklaşımı ve birlikte çalışma iradesi bulunduğunu belirtti.
Davutoğlu, “Türkiye ve Yunanistan, daha önce Kıbrıs Devleti’nin de kuruluşunu sağlayan iki GARANTÖR ülke olarak birlikte bir çözümün önünü açarlarsa, Doğu Akdeniz bir barış havzasına dönüşür. Bizim istediğimiz bu. Hiç kimse ile bir gerilim yaşamak istemiyoruz ama herhangi bir şekilde Doğu Akdeniz’deki menfaatlerimizi ve Kıbrıs’taki soydaşlarımızın oradaki asli haklarını yok sayacak bir çözüme tabii gitmemiz mümkün değil” diye konuştu.
Anastasiadis’in Rum kamuoyu bağlamında adım atabilme manevrasına sahip olduğunu belirten Davutoğlu, Anastasiadis’in adımlarına göre Türkiye’nin de değerlendirme yapacağını söyledi.
Davutoğlu, BM Genel Sekreteri ile de görüştüğünü, Türkiye’nin ve KKTC’nin bu sürecin uygun bir zamanda başlatılması için her zaman hazır olduğunu kaydetti.
Davutoğlu’nun bu açıklamaları, Tayyip Erdoğan-Samaras görüşmelerinden hemen sonra yapılmıştır. Bu yönüyle çok ilgi çekicidir.
Tayyip Erdoğan da, Samaras ile birlikte yapılan basın toplantısında, artık KIBRIS SORUNUNU TARİHE GÖMMEK zamanının geldiğini özellikle vurgulamıştı.
Rum Dışişleri Bakanı Yannagis Kasulidis’in, tam da bu dönemde, Lefkoşa’daki AB Büyükelçilerini çağırarak, dış politikada yapılan değişiklikleri izah etmeye çalışması anlamlıdır. Bu toplantılarda en önemli konu Kıbrıs’ın NATO’ya katılma isteğidir.

Anastasiadis’ten sonra, Kasulidis’in de öncelikli adım olarak, NATO üyeliğini savunması, dikkat çekicidir.
NATO’nun Güney-Doğu kanadı, Kıbrıs-Türkiye çelişmesi dolayısıyla hala felç durumundadır.
Türkiye izin vermeden, Kıbrıs Cumhuriyeti NATO’ya giremeyeceğine göre, Kıbrıs sorunu çözülmeden Anastasiadis’in NATO şemsiyesi altına girme şansı yoktur. Aynı şekilde, Kıbrıs sorunu çözülmeden, Türkiye’nin AB ile birleşme şansı yoktur.
Erdoğan’ın, “Kıbrıs sorununu tarihe gömelim” sözü, bu çerçevede düşünülürse, çok anlamlıdır.


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar