Kalkınmaya Bak... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Kalkınmaya Bak…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Nüfus arttıkça, nüfusa bağlı yatırımlar da artıyor…

Hükümet edenler, bunu “kalkınma” olarak niteliyor.


Yatırım=kalkınma… mı acaba?

Etrafınıza bir bakın, bizdeki kalkınma ne menem bir şey.

Daha doğrusu yatırımlar, kalkınmayla alakalı mı?

Pek öyle görünmüyor… Aksine, yatırımlar  yapılaşmayla ilgili.

Yani ekonominin çarpık işlediğinin birinci göstergesi…

Bina üstüne bina, restoran üstüne restoran, otel üstüne otel, kumarhane, gece kulübü…

Yatırımların yoğunlaştığı alanlar bunlar.

Ha, bir de tüm bunlarla çelişkili ve o da çarpık ilerleyen üniversite sayısı…

Kalitesi değil, sayısı…

Oysa dünyada “kalkınma”, insanın kalkınması endeksiyle ölçülüyor.

Ortalama ömür yani sağlık…

Eğitim…

Ve milli gelir, yani refah…

Bir düşünün bakalım, bu çılgın yatırımların, taşa toğrağa dökülen paranın, bizim insani kalkınma endeksimize faydası ne?

Sağlık sistemimiz mi düzeldi?

Yoksa eğitim sistemimiz mi refaha erişti…

Ya da gelir düzeyimiz mi arttı?

Modern hastanelerde, en ileri tıp hizmeti mi alıyoruz?

Aksine, kırık dökük sağlık sistemimiz neredeyse çökme noktasında.

Doktor başına düşen hasta sayımız OECD ortalamalarına yakın olduğu halde, vatandaşın hekime ulaşma şansı ne kadar? Hatta bazı branşlarda hekim sayısı dünya ortalamaların çok üstünde. Ama devlet hastanelerinde doktor yok… İnsanlar sabahın kör saatlerinde sıralara giriyor…

Ya eğitim? Devletin eğitim sistemi nereden tutarsan elinde kalıyor.

Plansız, programsız, başarı oranı diplerde, binalar dersen her sene bir tanesi çöküyor.

Aynen sağlıkta olduğu gibi, eğitimde de öğretmen çok, ama okullarda öğretmen eksikliği hiç bitmiyor…

Ne derslik sayısı artıyor, ne öğrenci başına yapılan harcama artıyor. Yıllar içinde rakamlara baktığınızda, aynen devam ediyor…

TC Büyükelçiliği finansmanıyla yaptırılan ve KKTC Başbakanlığının da desteklediği TEPAV’ın Eğitim Raporu’nda bile “Öğretmen ve yönetici atamalarında sorunlar vardır. Kayırmacılık ve partizanlık yaygındır… Türkiye’den KKTC’ye doğru yaşanan göç, eğitim hizmetinin sunumunu çok etkilemekte ve bu nüfus gruplarına zayıf hizmet sunumuna yol açmaktadır… Kamu okullarında genel olarak başarı düzeyi düşüktür” cümleleri yeralıyor.

İnsani Kalkınma endeksinde üçüncü kriter, Gayri Safi Milli Gelir… KKTC’de milli gelirin yükseldiği iddia ediliyor. Kişi başına düşen milli gelirin 15 bin dolara çıktığı söyleniyor. İstatistiksel olarak öyle olabilir.

Rakamı büyütenler, parayı piyasanın dışına çıkaranlar… Artış kağıt üstünde…

Adil bir gelir dağılımı, yükselen bir refah yok.

Ortada büyük paralar dönüyor ama, bu para vatandaşın gelir düzeyini arttırmıyor.

Nüfusun çoğunluğunu asgari ücretle çalışanlar oluşturuyor.

Üretim en düşük düzeyde.

Neredeyse tümüyle hizmet sektörüne dönmüş durumdayız. Tarımdı, sanayiydi, göstermelik…

Devlet fakir, vatandaş fakir, ama ciddi sayıda birileri, bu fakirliğin içinde dünya çapında zengin olabiliyor.

Devlet de bundan payını almıyor, alamıyor…

Bu mudur kalkınma..? Hiç ağızlarına almasınlar…

_______________________________________________________________________________

YERİN KULAĞI VAR

SON NOKTAYI ÇAVUŞOĞLU KOYDU:

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu Kıbrıs sorunuyla ilgili,  “Bu parametrelerle 50 yıl daha konuşsak bir sonuç alamayacağız. BM de dahil hep beraber oturup bir karara varmalıyız, yol çizmeliyiz. Bu ömür boyu böyle gitmez” değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklama aslında, bundan sonra olabilecek bir görüşme sürecinde, Türk tarafının tavrının ne olacağını net bir şeklide ortaya koyuyor. Birleşik bir Kıbrıs hayali kuranlara duyurulur…

NE SÖYLESEK BOŞ:

Görevi, devletin parasını çar-çur edenleri ortaya çıkarmak ve ceza almalarını sağlamak olan Sayıştay Başkanı Korahan, toplumdan gelen onca tepkiye rağmen, emekliye ayrılan kız kardeşinin yerine eşinin atanması konusunda ısrarını sürdürüyormuş. UBP-DP hükümetinde ilk işi kendi maaşını artırmak olan birisinden, başka birşey beklenmezdi zaten…“Al takke ver külah” modeli bu atamada Başbakan Özgürgün de en az Korahan kadar sorumludur… Bu toplum, Korahan vakalarını bizzat onun hanesine yazdı…

YİNE KAÇAKÇILIK YİNE AKINCILAR:

Her türlü kaçakçılık, özellikle de uyuşturucu geçiyor Akıncılar sınırından. Adamı Güney’den uyuşturucu getirirken yakalamışlar, daha önce de yaptığını itiraf etmiş. Demek ki yakalananlar kadar, yakalanmayan da var. Zaten bu yolu kullananların hiç bitmemesi de orada bir kontrol boşluğu olduğunu gösteriyor. Daha geçenlerde kamyonla sigara kaçakçılığı yapılmıştı. Etler de kamyonlarla geliyor. Bu nasıl iştir..?

ÜLKENİN İMAJI BU:

Adamlar ülkeye turist gibi girmiş, para yok, pul yok, kalacak yer yok. Girer girmez, Çatalköy’de boş bir evi gözlerine kestirip, girmiş, 8 gün yaşamışlar. Bunlar artık gündelik vakalar olduğuna göre, demek ki, dışta böyle bir intibamız var… “Burası kanunsuz bir yer. Uyuşturucu da götürebilirsiniz, kaçak da yaşarsınız, hırsızlık da kolay”… Başka izahı yok…

 BİRAZ ZOR:

Turizm ve Çevre Bakanı  Fikri Ataoğlu, KKTC’nin yatırım için tahsis ettiği turizm arazilerinin sadece yüzde 20’sinde yatırımların hayata geçirildiğini söyleyerek, Eylül ayının sonuna kadar yatırıma başlanmayan arazilerin geri alınarak tekrar ihale edileceğini söylemiş. Sonra bir açıklama daha yapıp kıvırmış. Keşke dediğini yapabilse. Bu işte öyle büyük bir rant dönüyor ki, “ben yaptım oldu” demesi zaten biraz zordu.

 BAĞIMSIZ MI, BAĞIMLI MI:   

“Bağımsız” milletvekili Hakan Dinçyürek; “Meclis’te bulunan 5 bağımsız milletvekilinin temsiliyeti %10’a tekabül eder” diyerek, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Kıbrıs konusunda muhtarlara bile bilgi verdiğini ancak, kendilerini yok saydığını iddia ederek tepki gösterdi. Kusura bakmasın ama, kendilerine “bağımsız” diyen ancak, bir partinin tüm etkinliklerinde, örgüt ziyaretlerinde en ön saflarda bulunan, söz konusu parti binalarından çıkmayan bu arakadaşların bağımsız olduklarına bu ülkede kaç kişi inanır söyler misiniz..?

_______________________________________________________________________________

ZİRVEDEKİLER

Ahmet Okan: “Eski eşek nüfusunun kaldığı söylenemez. Kıbrıslı eşek nüfusu tükendi sayılır Karpaz’ın muzır eşekleri sayılmazsa…Kıbrıs eşek nüfusunun azalması iyi bir şey olmasa da, azaldılar diye de parçalanmaya gerek yok. At binenin kılıç kuşananındır…! Giden eşek gelen eşek oldukça mesele yoktur…”.

_______________________________________________________________________________

DİPTEKİLER

Fikri Ataoğlu: Turizm ve Çevre Bakanı, izolasyon ve ambargoların kalkmasıyla ilgili yapacak bir şey olmadığını, bir şey yapmaya kalkarsak da ana vatanın önünde bir takoz olacağımızı söylemiş ve eklemiş “bunu yapmaya niyetimiz yok”… Bu ne şimdi? Eğer ilk anda anladığımız şeyi kastetmişse, “hiç şikayet etmeyin, Türkiye’ye rağmen, izolasyonların kaldırılması mücadelesi vermeyeceğiz” anlamına geliyor. O da mevcut durum. Yani statüko… Aslında akıllarındakini bu kadar açık söylediği için de madalyayı hak ediyor. Biz de zaten onlara, ‘statükonun bekçilerisiniz’ diyoruz…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar