İzmir Marşı mı, Mehter Marşı mı? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Köşe Yazarları

İzmir Marşı mı, Mehter Marşı mı?

Barış UzunahmetBarış Uzunahmet

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı geçtiğimiz hafta boyunca sürdü. Bazı bölgelerde kötü hava koşulları nedeniyle yapılamayan törenler daha sonraki günlerde yapıldı. Her ne kadar da 23 Nisan günü yapılan törenlerinin bazılarında Mehter Marşı krizi yaşandıysa da aslında birçok törende bu yıl ilk kez İzmir Marşı çalındı. Öğretmenler Atatürk posterli t-shirt’ler giydi. Bunlar pek alışık olmadığımız durumlar…

Uzun yıllardır mesleğim gereği bu törenleri takip eden biri olarak ilk kez törenlerde bu kadar çok Atatürk vurgusu yapıldı ve İzmir Marşı çalındı. Daha önce İzmir Marşı bilinmiyor muydu? Elbette biliniyordu. Ancak neden törenlerde kullanılmak istendi? Bunu biraz konuşmak tartışmak gerekecek.


Kıbrıslının Atatürk ile olan esas buluşması Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından hemen sonra oldu. Kıbrıslılar Atatürk devrimlerini en erken özümseyen ve uygulayan toplum oldu. Atatürk’ün işaret ettiği batı medeniyetlerine yüzünü dönen yine Kıbrıslı Türkler oldu.

Son zamanlarda Kıbrıslı Türklere zorla giydirilmek istenen, kendisine uymayan bir gömlek var. Kıbrıslı Türkler sessiz ve derinden bu dayatmaya karşı bir reaksiyon gösteriyor. Belki bu çok belirgin değil, tam olgunlaşmadı ama, ortada bir tepki var. 23 Nisan törenlerinde çalınan İzmir Marşı da bunun bir göstergesi…

Her ne kadar da kamuoyu 23 Nisan törenlerindeki mehter takımı ve mehter marşı ile ilgilendiyse de, birçok yerde çalınan İzmir marşları gözardı edilemez. Benim edindiğim bilgiye göre 19 Mayıs törenlerinin çok daha görkemli geçeceği ve Atatürk ve devrimlerine olan saygının gösterileceği yönündedir.

 


 

Kıbrıslı Türkler tarihin hiçbir döneminde Atatürk’e olan sevgisini ve devrimlerine olan bağlılığını gösteriş olsun diye sürekli ortaya koymadı. Hep kendi içinde yaşadı. Bugün artık bunu gösterme ihtiyacı hissediyorsa ortada bir sıkıntı var demektir. Elindeki bir şeylerin elinden yavaş yavaş sıyrıldığını hissetmektedir.

Deniz aşırı müdahaleler, hakaretler ve aşağılamalar artık Kıbrıslı Türklerin canına tak etmiştir. Öyle görünüyor ki Kıbrıslı Türklerin de bundan sonraki tavrı farklı olacak ve deniz aşırı gelen müdahalelere karşın şekillenecektir. Toplumun her kesiminden gelen tepkilere bakınca bunu böyle okumak gerekiyor.

Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Kıbrıslı Türklerin deniz aşırı dostları ile kavga etmek gibi bir niyeti yoktur. Yeter ki dost bildiklerimiz bizi küçük görmesin, aşağılamasın.

Kıbrıslı Türkler bu adada yıllardır varlıklarını sürdürmek için mücadele etmektedir. Onlarca medeniyetin geçtiği bu küçük adada tutunabilmenin yollarını aramaktadır. Son yüzyılın yarısını sorunlarla, çatışmalarla dolu bir ortamda geçiren, on binlerce vatandaşını yurtdışına göç veren bu toplum elbette kendi kültürünü, varlığını korumak için mücadele verecektir.

 


 

KKTC Milli Eğitim Yasası’na göre Kıbrıs Türk milli eğitiminin genel amacı, “Kıbrıs Türk Toplumunun tüm bireylerini, Atatürk ilke ve devrimleri ile yurttaşlar arasında bir fikir ve duygu ortaklığını amaçlayan, çağdaşlaşmayı hedefleyen ve Türk milletini milli bilince vardıran Atatürk milliyetçiliğine, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine bağlı, bunları koruyan ve geliştiren yurttaşlar olarak yetiştirmek” olduğu ifade edilir.

İşte esas mesele bu genel amacı ne kadar hayata geçirdiğimizdir. Acaba gerçekten bugün bizi yönetenler Atatürk ilke ve devrimlerini gerçekten özümsemişler mi? Yoksa akıllarının bir köşesinden başka bir şeyler var mı? Esas mesele budur.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar