İstediğimiz adalet ve demokrasi - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

İstediğimiz adalet ve demokrasi

Haftaya bu saatlerde…

Hükümetin bile nasıl kurulacağı belli olur…
Alternatifler tartışılır…
Yeni vekiller demeçler vermeye başlar…
“Bu nasıl kaybetti?” diye hayıflanılacak aday sayısı da az olmayacaktır.
Mevcut parlamento yüzde 50 oranında isim olarak değişirse, hiç şaşırmayacağım.
Herkes, “kim kazanır” noktasına odaklandı.
Oysa, sorulması gereken soru, “Kazananlar ne verecek?” sorusudur.


Ne istiyoruz?
Bir soru daha…
Ne istedik de alamadık “giden” parlamentodan?
Bu soruyu cevaplamaya koyulalım.
Bir kere, “bencil” vekiller, “iş yapmak” isteyenleri gölgede bıraktı.
Milletvekillerinin bir kısmı, kendi mali sıkıntıları nedeniyle, “kişiye özel” yasalar peşinde koştular.
Çağdaşlaşma adına bu ülke için gerekli görülen yasalar, bu parlamentodan geçemedi.
Alışılagelmiş kürsü kavgaları, kürsüyü kullanarak siyasi rant elde gayretleri devam etti.
İftiralar, ispatlanamayacak suçlamalar sürdü.
Bunu mu istedik?
Hayır…
Ben istemedim en azından.
Daha fazla demokrasi istedik.
Daha fazla adalet…
Yargı reformu geçti mi?
Hayır.
Peki, neler yaşandı?

Siyaseti “vekil” kirletiyor
Bir saptama yapalım.
Siyaset o kadar kirlendi ki, kimse bulaşmak istemiyor. Bulaşmak isteyen de iki gün süren karalama kampanyaları sonrasında kaçacak delik arıyor.
Meydan kime kalıyor?
Kişisel ikbal ve çıkarları için parti değiştirene.
Neden parti değiştirdiğini, türlü gerekçelerle “yüzü kızarmadan” anlatanlara…
AUNBP’den DP’ye…
DP’den UBP’ye…
Pinpon topuna dönenler, halen meydanlarda oy peşinde.
Verecek de toplum…
İşte seçmen “onayladığı” için vekil de partiden partiye koşuyor.
Hem de kritik anlarda…
Kritik oylamalarda…
Meclise gidenin kalitesi düştükçe…
Siyasetin de kalitesi düşüyor…

***
Karmaya da evet mühre de…

Seçmen, altı gün sonra sandığa gidecek.
Tartışılıyor…
Bir taraf “mühür” diyor…
Karmacılar devreye girerek, “Mühür vurmak bağımlılıktır” diyor…
Bu kez “Karma yapalım” diye bağırıyor bir taraf…
Diğer taraf diyor ki, “Toplumu siyasetten uzaklaştırmak, apolitik toplum yaratmak demektir…”
Sonuçta ikisi de ülkem geleceği için önemli.
Ben dahası “mühür içinde karma” da diyorum…
Karma mı yapacaksınız?
Kendi kıstaslarınız içerisinde en iyisini karmalayın…
Mühür mü vuracaksınız?
CTP’ye… DP’ye, TDP’ye… UBP ya da BKP’ye…
Vurun mührü…
Sonra onun da içinden iyisini seçin…
Hem partinize destek vereceksiniz…
Hem de geleceğe…

***
Artık adalet zamanı

Ve adil bir düzeni de artık “tartışmayı” bırakalım yapalım…
Siyasi Partiler Yasası’ndaki değişim kaçınılmazdır…
Seçim ve Halkoylaması Yasası’ndaki değişim kaçınılmazdır…
Meclis iç tüzüğü değişmelidir…
Ve anayasa…
Gerekirse başkanlık sistemi…
Siyasetçinin bir ömür siyasette kalmaması adına…
Bir partinin başında 10’larca yıl kalmaması adına…
Alttan gelen kadroların önünü açma adına…
Yani “adalet” adına artık yürümek gerekiyor.
Yürüyeceğiz ki, yürümeliyiz ki, aydınlık yarınlara katkı sağlayabilelim.
Yeni dönemde, tartıştığımız, üstüne titreyeceğimiz “değişim” olmalıdır.
İsimlerin değişimi değildir değişim…
Değişim, bu ülkenin geleceği adına, zihinsel bir devrimdir…
Adalet için, devrim zamanıdır şimdi…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar