Bir Pazar sabahı.
Kırlangıçlar sağda solda uçuşmakta; belirli yerlerdeki su birikintilerine pike yapmaktalar.
Karşıda St. Hilarion kalesi.
Bir zamanlar Lüzinyan ailesi bu kaleyi yazlık olarak kullanırmış.
Deniz seviyesinden 2380 ayak yükseklikte olduğu söylenir.
Demek Lüzinyan ailesinin yazlık anlayışı gayet yerinde imiş!
…
Bir ara haberlerde ampul konuşuyor ve şöyle diyordu:
‘“Sizler eğer kalkıp da ‘TEM’i veya E-5’i de işgal ederiz.’ filan diyecek olursanız o zaman durum aynı 15 Temmuz’a dönüşür ki ona da tabii müsaade etmek gibi bir lüksümüz asla yok. Zaten yapılan iş şu an hukuki değildir, onu da söyleyeyim. Bunu yasal yollardan, böyle bir adımı atmak suretiyle gidişiniz şu andaki hükümetimizin bir inceliğidir, daha da ileri gidiyorum bir lütfudur.”
…
Ampulün inceliğini ve lütfunu duyunca televizyonu kapattım…
…
Bir kitabın eski meslekler üzerine bölümünü okuyordum.
Basmacılar varmış.
Bunlar kumaşların üzerine hazırladıkları kalıplarla desenler basarlarmış.
Bu tür kalıplarla başka işler de yapılırdı.
Yemeni mesela.
Bu yemeniler daha çok Arasta bölgesinde kurulan Kadınlar Pazarında kadınlar tarafından satılırdı.
Yemeni, oldum olası Kıbrıs kadınlarının vazgeçilmez bir aksesuarı idi.
Köylü, kasabalı kadınlar kadar, şehirlerde de yemeni kullanan kadınlar sıkça görülürdü ve bu çok yakın geçmişe kadar kullanılırdı…
…
Adalet yürüyüşü için incelik göstermişler…
…
Bu, Amerika’ya gittiğinde korumalar göstericilere kakma tokat saldırmışlardı.
Amerika da bu saldırıyı yapanlara hukuk yolunu göstermişti.
Bademin öfkesi burnunda, “Bizde olsa böyle mi yapılır?” diyordu Amerikan hukukuna şaşırıp kalıyordu.
Doğru söylüyordu.
Öyle yapılmazdı.
O göstericileri dövmek değil, anadan doğduklarına pişman ederlerdi nasıl hukuk varmış anlaşılsın diye…
…
İncelik budur…
…
Aslında “Sizler eğer kalkıp da ‘TEM’i veya E-5’i de işgal ederiz.’ filan diyecek olursanız “ deniyor ya,
İstenilen şey bunu yapmalarıdır ki incelik gösterilsin…
…
Bir de dokumacılar varmış.
Hizber Himektağaların anılarına göre Lefkoşa Yenicami’de bir Rus varmış ve yanında epey de insan çalıştırırmış.
Küçük tezgahlarda dokumacılık yapılır ve bunlar piyasaya sürülürmüş…
…
Meslekler arasında kazancıları bizim kuşağımız da yetişti.
Herhalde rağbette olan bir meslekti çünkü her evde kazan, sini, tas, tava gibi eşyalar olmazsa olmazdı.
O sinilere az mı helva dökülürdü evlerde…
…
Günümüzdeki yaşam tarzına bakılırsa, dağlarda, denize nazır yerlerde yazlık keyfi sürdürmek Lüzinyanlardan kalma değildir herhalde.
Zaten Venediklilerden sonra St. Hilarion kendi kaderine terk edilmişti.
Ancak bu kale bizim gençlik dönemlerimizde de kullanıldı.
Bazı odaları zindan olarak.
Oraya atılan Mücahitlerin olduğunu işitirdik hafızam beni yanıltmıyorsa.
O da bizim yöneticilerin inceliğiydi…
