İcraatlarda belirsizlikler - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

İcraatlarda belirsizlikler

Onur Borman

Bu haftanın gündemini  en çok meşgul eden konulara baktığımız zaman, Ülkede aciliyet arzeden konuların sürüncemede olmasının verdiği rahatsızlıklardır. Sürekli kamuoyunun gündeminde olan ve bir türlü adım atılamayan hayati konulardan Gıda güvenliğini denetleyen önemli bir kurumun, Devlet Laboratuvarının aylardan beri halâ daha faaliyete konulamaması hatta en azından bu dönemde tahlillerin ülke içi veya dışı başka laboratuvarlarda yapılması için önlemlerin alınmaması, ve duyarsızlığın sürdürülmesi vatandaşları tedirgin etmektedir.. Gıda Mühendisleri Odasının açıklamaları ülkemiz insanlarının sağlığı için mevcut durumun ne kadar endişe verici olduğunu göstermektedir. Aslında halkın genelini ilgilendiren konularda tüm sivil toplum örgütlerinin bu tür denetleyici uyarıları, en etkin biçimde yapması gerekir. Özellikle Tüketiciler Derneğinden ise pek ses yok.?

Diğer bir can güvenliğini ilgilendiren konu,  yollarda artan başıbozukluk ve terör estiren ağır araçlar için, hatta giderek artmasına karşın halâ önlem alınmaması çok büyük bir görev ihmalidir. Bu ihmalleri maalesef halk canı ile ödemektedir. Vicdan azabı denen bir şey de yok oldu herhalde. Yolların tamiri ile ilgili açıklamalardan öte Hükümet ve ilgili Bakanlığın hiçbir somut adımı olmaması, çökmüş ve bozuk yolların bakım onarımı ve inşası için fiiliyata girilememesi izah edilecek bir şey değil.  Öte yandan Karayolları projeleri için 100 milyon TL’ye yakın ve 2016 dahil diğer projelerle,3 yılda Bütçede öngörülen ancak kullanılamayan Yatırım ödeneklerinin 638 milyon TL’yi bulduğu (Yetkili kişiler tarafından açıklanmakta) ve program uygulamalarının gerçekleştirilemediği  bir safhada  halkın feryatlarına, can güvenliğine de duyarlılık maalesef kalmadı. İcraatlara ne zaman başlanacağı ise herkesçe merak konusudur. Şöförler bazı yollarda mecburiyetten  gitmek durumunda kaldıklarında korku ile gittiklerini ve gerildiklerini söylüyorlar.


Bütün bunlara karşı halâ Dünya standartlarından ve e-devlet projesine geçileceğinden bahseden Yetkililer, her geçen gün bu ülkeyi üçüncü ülkeler gerisine sürüklediklerini acaba göremiyorlar mı?  Betonyerlerin ve büyük ağır araçların aşırı yüklerle yolları mahvettikleri gibi betonları ve çakılları yollara döke döke gidişleriyle, vatandaşların can güvenliğini hiçe sayan bu insanlara ve şirketlere  İlgili Bakanlıkların hiç mi alacakları tedbirleri yoktur?

Öte yandan Türkiye’den gelen Geçitköydeki barajın suyu denize dökülürken halâ kullanma suyu olarak bir çok bölgelere ve tarıma su ulaştırılması bir programa bile bağlanmadı. Ne zaman o bile söylenemiyor. !

Geçen gün Yol Kullanımının ve Emisyonunun Vergilendirilmesi Yasa tasarısı konusunda ise Başbakan Yardımcısı S. Denktaş’ın bazı açıklamaları olmuştur. Bu yasa tasarısı hakkında 12 Mart’ta Havadis Gazetesinde Tasarının eksiklikleri ve endişelerim hakkında bir yazım olmuştu. Onları tekrarlayacak değilim ancak Serdar Beyin yaptığı açıklamaya atfen söylediklerinin, örneğin takılacak olan çiplerin nasıl bir çip olduğu neleri içerdiği, kontrolün, sigorta , seyrüsefer , emisyon ölçüm vb tüm kayıtların ne şekilde sisteme sinkronize edilerek nasıl çalıştırılacağı , sistemin tanımı, sistemin işleyişi, çip’in tanıtımı , Devletçe nasıl denetleneceği konusu belli değildir.  Yasa tasarısında bu konularda genel birkaç ifade dışında hiçbir hüküm yoktur.  Açıklamada Başbakan Yardımcısı Serdar Bey’in söyledikleri, herhalde Tüzüklerle mi düzenlenecek?.  Ancak  Sözler uçar,  Yasa’da yazılı olanlar geçerlidir. Tüzüklere bağlanacak konularda yasa tasarısında esasa dair hükümler olmalı.

Tasarı’da sistemin işleyişi ve denetimine ilişkin usul ve esaslar Bakanlar Kurulu yetkisine verilmiştir. Yasa Tasarısında kesin hükümlere bağlanmamış bir sistemin kurulması sakıncalıdır. Bilinmezlik içinde hazırlanacak Tüzüklerle ne getirilecek ne götürülecek muğlaklık söz konusudur. Yeni bir sistem kurulacaksa  Somut  veriler gereklidir. Ve kesin hükümlerle de Tasarıda yer alması gerekir. Hatta bu çip’in tanıtımını dahi belirleyen, şekli, ne gibi fonksiyonu nasıl yerine getireceği  ve çalışma sisteminin Meclis ve Halka tanıtılması ve işleyiş tarzı ve denetim şekline kadar  Yasa’da   somut olarak belirlenmesi gerekiyor.. Halktan toplanacak bir verginin  ve en önemlisi de kayıt  getirilecek gerekçesiyle yaratılan belirsizlikler kayıt dışılığa kayma riskini artırmaktadır.

Açıklamada, bu sistemin,  ‘büyük akaryakıt kaçağının kontrol’ edilmesi için getirilmek istendiği söyleniyor. KKTC gibi bir ada ülkesinde ve Devletçe tespit edilmiş belli gümrük hatlarından yine devletçe tespit edilmiş akaryakıt ithalatçıları tarafından yapılan ithalatta, nasıl büyük kaçaklar olabilir? Kontrol edilmiyor mu ? İthal edilen belli, bayilerden satılan belli, ayrıyeten santrallerin aldıkları ve yaktıkları belli. Bu yasaya bu nedenle gerek duyulduğu ve tespit yapılmış ise o zaman Hükümet bu bilgileri halka açıklamalıdır. Nasıl büyük kaçak oluşuyor? Hangi safhada? Ne miktarda ?  Şimdi 3-5 noktayı kontrol edemeyen bir mekanizma ve yetkilileri, yarın bu karmaşık sistemi nasıl kontrol denetleyebilecek?

Genelde çok merak konusu olan bu sistem hangi Ülkede var ?ve nasıl uygulanıyor? Bunun bir video olarak dahi Meclis’te ve TV ekranlarında halka izah etmeliler.

Bu çok ciddi bir karmaşa yaratabilecek yeni tekliftir. Halkın endişeleri vardır. Vergiler daima basitleştirilmelidir. Denetim ve kayıt sistemi ancak bu şekilde çok daha kolaylaştırılmış olur.

Bu yasa tasarısında adaletsizlik var.  ‘yol kullanım vergisi olarak’ vergi alınacağına göre  Yolları berbat eden büyük betonyerler, dev araçlar, tırlar ve tankerler ile, küçük mini araçlar ve salon araçlar aynı oran vergiyi ödeyecek. Bu çok büyük bir adaletsizliktir. Tüketici ne kadar akaryakıt alırsa  o kadar vergi ödeyecek diyor Yetkililer .  Hiç olmazsa  yolları çökerten ve tahrip eden araçlarda ağırlık esas alınarak konacak vergide yüzdelik oranı daha yüksek olsun.  Yasa tasarısında tüm araçlar eşit tutuldu.! Sadece bu husus, bu verginin tabiatına uymadığı gibi büyük araçlara bir iltimas küçük araçlara haksız yükleme demektir.

Açıklamada,  büyük ve küçük araçların zaten Gümrükte ona göre vergilendiği söylenmektedir.  Gümrükte lüksüne, büyüklüğüne ve ağırlığına göre alınan vergi ithalde alınan Gümrük ve KDV’dir. Halbuki Araç seyrüsefer harcı amacı başkadır, yol kullanımı içindir. Bu Yasa tasarısı da yol kullanımı için olduğuna göre, hepsi aynı kefeye konmamalıdır. Bu yasa ile büyük araçlara yeni bir avantaj getiriliyor.  Ayrıca bir de bu yasa tasarısı,  Araç ithalatçılarına avantaj getiriyor.! Bu harçtan muaf oluyorlar.

Bir de açıklamada şimdiye kadar ödeyen vatandaşlara parası geri verilecek deniyor. Halbuki Yasa Tasarısında , ‘ geçerli ruhsatı bulunan ve ruhsat harcı ödenmiş tüketicilere bu yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde Gelir ve Vergi dairesine dilekçe ile, seyrüsefer ruhsat harcının, kalan aylar için hesaplanan miktarı’ nın ödenmesi, öngörülüyor.

En önemli diğer bir nokta . Bu yasada Vergileri, yetkilendirilecek ithalatçı Şirketlerce toplanacak ve ertesi ayın 10’una kadar (faizsiz)hazineye yatıracaklar. Bu konuda 40 günlük geçerli faiz şartı konmalıdır. Çünkü devlet parası kimseye bedava sermaye yapılamaz.. Akaryakıt satıldıkça geçici de olsa bu vergi gelirini toplamakla yetkilendirilecek Şirketlere halkın parasının faizsiz ve devamlı bir ciro ile haksız kazanç sağlanmış olacaktır.

Belirsizliklerin KKTC Meclis’inde sarahate kavuşturulması  halk adına görev  yapan tüm Meclis üyelerine düşen bir görevdir. Her bir yeni önlemin Halka olumlusu ve olumsuzluklarıyla  hiçbir yanı gizlemeden sarahatle anlatılması, tüm siyasilerin en başta görevi olmalıdır.

Halkı ilgilendiren konuları,  bütün tarafları ile halka açıklamak gerekir, bir tarafı anlatırken diğer tarafları eksik bırakmak olmaz.

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar