Hem Karada Hem Denizde Büyük Mücadele! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

Hem Karada Hem Denizde Büyük Mücadele!

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Umut etmek duyguların en güzeli olmalıdır. Hayal etmek gibi! Yoksa çok zor yaşanırdı umut olmadan, insan çatlardı!

Dolayısıyle bu adada hep barışı da umut ettik çözümü de! Her zaman yalnız olmadığımızın bilincinde olduk. Bir anlaşmaya varmadan kendi bağımsızlık ve egemenliğimizi sürdürmenin mümkün olmadığı gerçeğini de kabul ettik!


ANCAK: Bugüne kadar ne Güney Kuzey’e ne Kuzey Güney’e o umutlarıyla hayallerini anlatıp kabul ettiremediler  ki barışçı çözümde buluşabilsinler! En basit nedenini   zaten çok tekrarladık yine tekrar edelim.                                         Güney için Kuzey hâlâ kurtarılması gereken vatanıdır! Fakat Kuzey için ne kurtarılması gereken bir Güney vardır ne  oralarda yaşanası bir hayatın hayali!

Rum olası çözümle birlikte Kuzey’e gelmeyi hedeflemektedir. Fakat Türk halkı için Güney’e geri dönme diye bir umut yoktur! Buna karşılık Kuzey’i geleceğinin vatanı olarak var etmek, yaşatmak  “ideali” vardır.

ÇÖZÜM ZORDUR! Yukarıda yazdığım nedenlerden dolayı zordur! Yoksa çözümün önündeki engel iki halkın Türk Rum olması değildir!

Buna karşın çözüm zordur çünkü “alınması” gereken toprakla “korunması” gereken toprak kavgası vardır!”  Hakçasına paylaşım da olsa yan yana yaşamak zorunda olan iki halkın bu toprak kavgası bitmez! En basitinden Rum Türk’ün toprağını satın aldığı, Türk de toprağını Rum’a sattığı için! Adanın geçmişinde de vardı bu kavga, 1974’den sonra da!

       DENİZLER DE! Sadece toprak kavgası değil sürdürülen! Artık o kavga denizlere de kaydı! Geçtiğimiz gün Fikret Bilâ Hürriyet gazetesindeki “köşesinde”  yazdıydı. Başlığı “Karpaz Kaybedilirse” idi. Dün de Havadis Gazetesi manşetinden ayazlattıydı. “Rum’un Doğu Akdeniz’deki münhasır ekonomik bölgeleri ve hidrokarbon yatakları!

Nitekim Fikret Bilâ artık Doğu Akdeniz için stratejik öneme sahip duruma gelen Kıbrısın Karpaz yarımadasını işaret ederken,  “Türkiye için Karpaz’ın Rum Yönetimine sunulmaması en az Güney sınırında bir koridor açılmasını önlemek kadar önemlidir” diyor ve şöyle devam ediyordu: “Türk askerinin çekildiği bir Kıbrıs, Suriye’deki muhtemel parçalanma da dikkate alınırsa Ankara’nın Doğu Akdeniz’deki ulusal çıkarlarına çok aykırı bir durum oluşturur…”

Dünkü Havadis gazetesi de  “Kritik İhale Oyunu” manşetiyle Rum’un münhasır ekonomik bölgesinde 3. tur ihaleye çıkılacağını haber veriyor ve Türkiye ile KKTC’nin tepkilerine dikkat çekiyordu..

BU ŞARTLARDA ÇÖZÜM! Umut edelim ki olur! Olur da dün sütunumuzda ayazlatmaya çalışırken Rum’un “çoklu konferans” peşinde koştuğunu yazdıktı, kokusu çıktı! Nitekim Rum tarafı Cenevre’deki 5’li konferansa BM’ler GK’inin 5 daimi üyesinin de katılmasını istiyor!

Kısaca çözümü umutla hayal etmek mümkün de başarmak çok zor!


                        BORÇ BATAĞINDAKİ KKTC NEREYE?

       Son   haftalarda  “Türkiye hapşırsa biz zatürie oluruz” deyişine uygun yaşıyoruz! Ayni para birimini kullanmanın kaçınılmazlığında döviz yükseldikçe eriyen TL tutun ki artık kahrımızı çekemiyor çünkü bizi de eritiyor! Üstelik  döviz vurgununun daha ne  kadar devam edeceğini de bilmiyoruz.

HERKES BORÇLU!  Geçtiğimiz gün KKTC Merkez Bankası Risk Merkezi Ekim ayı verilerini açıkladıydı.  Sadece kredi kartı  borçları 410 milyon 539 bin küsur TL’ye yükselmiş! Bireysel kredi borçları da geçen yıla göre yüzde 58.52 oranında artmış!

       Sosyal Sigortaların  borcu ise  240 milyon!

Ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş 2017 bütçe görüşmeleri nedeniyle Meclis’te açıkladı: “Devletin iç ve dış borçları 16 milyar TL’i aştı!”

Durum vahim! KKTC battı, iflas etti! Yol yapacak parası yok!                                                      Pekala 43 yıl sonra “battı” dediğimiz KKTC mi bu?   O zaman nedir “olası çözümde Rum’un satın alamayacağı kadar büyük yatırımları gerçekleştirdiğimizin” lafazanlıkları?

Daha dün 5 yüz bin turist bile gelmezken, şimdi “battı” denmesine karşın milyonlardan söz eden ayni  KKTC değil mi?

Bir devlet 100 bin öğrencisiyle 14 Üniversite sahibi olduğunda mı batar?

Organize sanayi bölgeleri, şu Mağusa’da bin çalışanı, marka satan dükkânlarıyla yirmi milyon yuroluk  AVM,  “battı” denilen bu KKTC’de değil mi ki? Turistik oteller, TC’den  akan sular mı yatırımlarımız  değiller!

O HALDE SORUN NE? “Devlet becerisinin” özel sektörün gerisinde kalması!

Özel sektör devlet kredileriyle palazlanıp gelişirken, devletin o kredileri sürekli TC’den borçlanmak zorunda kalması!

Gelip giden iktidarların “denetim mekanizmalarını  çalıştıramamasından doğan hukuksuzlukla sahtekârlığın meşruiyet kazanması dolayısıyle alınamayan vergiler!

       İstihdamları, geliştirilecek özel sektörle geçekleştirmek yerine, popülizm ve oy avcılığı uğruna “devletçiliğin” yeğlenmesi dolayısıyle Kurumların da bu politikaya kurban edilmesi!

Ve Sol partilerin Türkiye kaşıntısı,  bu nedenle “mali ve ekonomik reformları” savsaklayıp hasır altı etmeleri…

Şimdi Özgürgün Koalisyon Hükümetini izliyoruz! Devletin ne kadar borcu olduğunu söylerken,  KKTC’nin pür’i melâlini   anlatıyor! Hiç hayra alamet değil, gidiş hiç iyi değil!


KISACA TAKILDIĞIM: (TEK HAKLI BELEDİYELER!)

       Devlet borçlu halk borçlu! Maliye Bakanı diyor ki maaşlardan yüzde 3‘lük kesinti yaparsak anca yapabiliriz yolları! Sistem de öyle çalışmakta zaten:                                                      Türkiye KKTC’deki hükümetlere, hükümetler ikide birde “yakarız yıkarız” tehdidiyle kapısına dayanan tarım kesimi ile ötesi çalışanlara, çalışanlar da son kertede mahkemelere düşmeden kredi borçları ile kişisel borçlarına… Tutun ki “zincir oyunu” oynanıyor ama adı “saadet” değil, “felâket!”

Hiç mi kârlı çıkan yoktur? “Belediyeler!” Zaten her zaman bataktaydılar ama şimdi batmış hükümeti  işaret ederek, “devlet bile yol yapmak için halkın boğazına sarılırken, biz ne yapalım” diyorlar! Haklılar!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar